REKLAMI GEÇ

Yabancı sermaye gelir mi?

1 Eylül 2009 Salı

Süper ligde yine çetin bir mücadele başladı. Güçlüler zirve, diğerleri düşmeme mücadelesinde ve bugün transferin son günü. Son gün bombaları patlıyor ardı sıra. Cimbom 2007 yılında Manisa’da parlayıp Rus Ligi’ne CSKA Moskova’ya transfer olan Caner Erkin’i transfer ediyor. Bursa, Glasgow Rangers’ten 19 yaşındaki İsa Bağcı ile anlaşıyor.

Bu transfer sezonunda yurt dışındaki bir çok oyuncuyu tekrar ülkemize getirdik! Beşiktaş Nihat Kahveci’yi ülkeye döndürüyor. İbrahim Kaş’ı İspanya’dan kiralık getiriyor. Fenerbahçe Tuncay’ı geri almak için uğraş veriyor. Diğer takımların getirdiklerini yazsam bana ayrılan bölüme sığmaz diye düşünüyorum.

Türk futbolu özellikle son 5 yılda Avrupa’ya birçok futbolcu ihraç etti. Tugay, Alpay, Emre ve Okan ile başlayan silsile Tuncay, Nihat, Fatih Tekke, Gökdeniz, İbrahim Kaş ve daha niceleri ile devam etmişti. Şimdilerde yukarıda yazdığım birçok oyuncu kendi ligine geri döndü. Hem de genç yaşta. Hani yıllarca oynayıp son yıllarımı ülkemde geçireyim diye dönenlerden değil bunlar.

Ya başarısız, ya uyumsuz ya da ülkedeki takımların açlığı deyin siz buna. Tabi daha da önemlisi. Ligimizdeki yabancı sınırlaması. Yabancı sınırlaması böyle olunca kaliteli Türk oyuncuları ülkede yetiştiremiyor, bulamıyor, Avrupa’ya gidenleri tek tek geri çağırıyoruz. Ama insanın düşünesi geliyor. Türk futbolu, Türk futbolcusu nereye gidiyor diye.

Oysa tam tersi olmamalımıydı sizce. Bunun düzelmesinin yolu belli. Yabancı sınırlaması kalkmalı. Ayrıca kulüplerimiz alt yapılarına daha çok önem vermeli. Ülke baştan aşağı taranmalı ve genç yetenekler bir bir ortaya çıkarılmalı. Alttan gelmeyince kısır bir döngü yaşanıyor. Bilinenler gidiyor, sonra geri dönüyor. Alt yapısı kuvvetli olan ülkelere bakınız. Hollanda, Brezilya, Arjantin ligi ve yetenekli doğu bloğu ülkelerinin futbolcuları. Bu ligler çok kaliteli olmasa da alttan sürekli geldiği için futbol büyük bir endüstri olmuş durumda. Ülkenin ihraç kalemleri içinde futbolcu satışı da var.

Kulüpler nereye?
Bunun dışında anlamadığım diğer bir konuda şu. Ülkede TL geçerli iken futbol piyasasının içinde geçer akçe olan Euro nedir Allah aşkına. Milyon Eurolar havada uçuşuyor. Asgari ücret şu kadar olsun, bu kadar olsun. Tartışmaları varken, ortada 5-10-15 TL’lik zamların konuşulduğu, ekonomik krizin tavan yaptığı, kredi kartı borçları yüzünden intihar edenlerin arttığı, herkesin sayısal loto yada iddia oynayarak zengin olma hayali kurduğu bir ülkede futbolculara ve kulüplerine ödenen rakamlar insanı çıldırtıyor.

Bir asgari ücretliyi geç, ülkenin en çok kazanan memurunun bile hayatı boyunca göremeyeceği bir rakamı bir futbolcuya yada kulübüne 2-3 yıllığına vermek bu kadar da olmaz dedirtiyor. Kulüpler, olmayan bir parayı harcama yolunda ilerliyor. Böyle bol keseden atmalar sürerse yakın zamanda birçok kulübün kapısına kilit vurulursa şaşmamak gerek.

Acilen takımların şapkalarını önlerine alıp düşünmeleri gerekiyor. Kendi öz kaynaklarına dönmeli, alt yapıya önem vermeli, kendi yağlarıyla kavrulmayı bilmeleri, gelir getirici projeleri arttırmaları gerekiyor. Bu konuda futbolun üst mercilerine büyük görevler düşüyor. Aksi halde ki aksini düşünemiyorum. Özellikle büyük kulüpler çok yakında büyük olmaktan çıkıp hiçe doğru yol almaya başlayacaklar. Sonra İngiltere örneğinde olduğu gibi, yabancı sermaye gelip bu kulüpleri satın almaya başlar ki bunu hiç kimse istemez diye düşünüyorum…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı