Bir zamanlar (DESAV) vardı

(DESAV) adı ile tesçilli ve kısaca Denizli Kültür Sanat Vakfı olarak andığımız teşkilatın kuruluşunun üzerinden 12 yıl geçti diyebiliriz. 2000 Yılının ortalarında, henüz tescili bile yapılmadan çalışmalarına başlayıp 10 yıl süreyle emek vermiş birisi olarak, bugün “Desav nerede” demeye hakkımız olmalıdır. Geçen 10 yılın kısa özetini yapmam gerekirse, bu süre içerisinde çok ünlü ve güçlü olaylarla dolu 152 aktiviteyle Denizli sanatsever insanlarına hizmet vermiş, iyi izlenim ve takdirler toplamıştık dersem, abarttığım söylenemez.

Vakıf, her yıl sonbaharda başlayan etkinliklerini, ilkbahar sonunda nihayetlendirilerek, her yıl 8 ay süreyle kültürel ve sanatsal etkinliklerle dolu dolu sezonlar yaşatmıştı. Geçen bu 10 yıllık zorluklarla geçiştirilen süre içerisinde Denizli’ye neler ve kimler gelip geçmişti özetlersek; Kenterler – Genco Erkal – Rus Ordu Korosu – Suna Kan – Rus Balalayka Topluluğu – Fazıl Say – Üsküdar Musikî Cemiyeti – Antalya, İzmir, Borusan, Cumhurbaşkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetler Orkestraları – Gürer Aykal – Tan Sağtürk – Umut Akyürek – Kuğu gölü Balesi – İdil Biret – İngiliz Swingle Singer (Ses Canbazları) Anjelika Akbar – Cihat Aşkın – çeşitli bale gösterileri vb. güçlü sanatsal olaylar, ardı arkasınca sahnelerimizde yer almışlar ve Denizli bir sürü ilklerle ufkunu çağdaş ufuklara açılmıştır.
Belki de bu çalışmalarımız sayesinde Denizliye Devlet Tiyatroları levhasını asmış, gelecekte kurumsal bir kuruluş olarak yerini alacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Ayni sebep ve çalışmalar sonucu olarak, Devletin sanatsal kuruluşlarının tamamı, Üniversitemizin de çalışma ve gayretleri ile Denizliyi göz ardı edemeyeceklerdir. İnanıyoruz ki dünya durdukça ve Ülkemiz yaşadıkça bu ilerleyiş gelişerek sürüp gidecektir. Artık geçmişte olduğu gibi, şehir şehir, sahne sahne dolaşıp, Denizli’deki resmî ve sivil kurum kuruluş ve kişilere yalvar yakar olup destekler arayışına da gerek kalmamıştır. Devletimizin Sanat toplulukları, kendi istek ve imkânları ile Denizli’ye gelip, beceri ve sanatlarını sunabileceklerdir. Sanat topluluklarının konaklama ve ağırlama yükü de, artık Denizli’nin sırtına yük olmaktan çıkmış ve işler çok kolaylaşmıştır. Geçmiş yıllarda Desav olarak neler çektiğimizi, sanatsal olay seçip bulmak, masrafları karşılayabilmek için kimlere el açıp yalvar yakar olmadık ki. Bu uğurda ne dostluklar kaybetmek durumunda kalındığı herkes tarafından bilinir. Üstüne üstlük, salonun seyircisini sağlayabilmek için, gerektiğinde telefon rehberinin başına geçip, bire bir izleyici peşinde koştuğumuz, sinir sistemimizin alt üst olduğu günlerdi o günler. Öyle inanıyorum ki, bu çabalar boşuna olmamıştır.

Geçmiş her 10 yılın içindeki ilk 4 ayları süresince toplam 62 etkinlik gerçekleştirilmiş. Yani her yılın ilk 4 ayı içerisinde ortalama 6 dan fazla aktivite gerçekleştirilmiş. Son 20011-2012 yılı sezon başındaki 4 ay içerisinde ise, DESAV olarak hiçbir sanatsal olay görülemedi. Vakfın aktif çalışanı Doç. Dr. Fatih Yayla da, Üniversite ve yeni salondaki yoğun mesaisi sebebiyle, Desav’daki çalışmalara zaman ayıramadığını biliyoruz. Ama kuruluşu ve işleyişi bir macera gibi sürüp giden Desav bugün sahipsiz mi kalmıştır. Yarın öbür gün, hiç aktivitesi kalmaz, pasif bir vakıf durumuna düşülür de, daha önceleri olduğu gibi kapatılması için mahkemelere giderse, bunun vebalini kimse yüklenip gidemez diye düşünürüm. Bu gidişat, Vakfın eski yöneticisi olarak beni ve arkadaşlarımı ziyadesiyle üzmektedir.
Geçmişte gümbür gümbür ses getiren bu örnek Vakfı, seçimle gelmiş bir yönetim kurulu iş başındayken, Desav’ı bir anda yok etmemelidir. Bir vakıf kuruluşu için neler gerektiği akıllardan çıkarılmamalıdır. Bazıları beğenmemiş olsalar da, geçen 10 yıl içerisindeki çalışmalarımız, önemli ve değerli bir belge gibi kitaplaştırılmış ve yayınlanmıştır. Bu kitabın ileride önemli bir kanıt ve belge olarak kalacağı unutulmamalıdır.