REKLAMI GEÇ

BU DEVLETLERLE OYUN OYNANMAZ

11 Ekim 2013 Cuma

09 Temmuz 2012 günü (BULAŞMAYALIM ŞU ARAPLARA) derken, Suriye’nin iç işleriyle ilgili politikamızın yanlışlığını özetlemek istemiştim. 14 Ay sonra 10 Eylül 2013 tarihinde de, Japonya’ya kaptırılan olimpiyat oyunlarını kaybedişin hatalarını üstü kapalı bir şekilde değindikten sonra, sözü yine Suriye politikamıza getirip, gelinen noktadaki olumsuzlukları vurgulamaya çalışmıştım. Ülkemiz için olumsuz gelişmelere değinirken de yazıma, (DÜZELİR İNŞALLAH) diye başlık atmış ve durumumuzu yüce Allaha havale etmiştim.

Bugün güney sınırımızdaki yaşananları bizler sadece işitip değerlendirmeye çalışıyoruz. Oysa Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa benzeri illerimiz ve çevresinde yaşayan insanların çektikleri sıkıntılar ve durduk yerde başlarına gelenler, öğrenebildiklerimizin çok ötesinde olduğu kanaatindeyim. Birkaç ay önceki bir gezide Şanlıurfalı iki aileyle tanışıp konuşmuştuk. Oralarda Suriye’den gelenler yüzünden yaşantılarının ne kadar bozulduğunu anlata anlata bitiremiyorlardı. Biri doktor, diğeri avukat olan o dostları dinlerken, insanların durup dururken bir savaş ortamında nasıl yaşadıklarını anlatıyorlardı. Yine ayni noktaya geliyor ve Allah hakkımızda hayırlısını versin demekten başka bir şey gelmiyor elimizden.

Osmanlı döneminin son yıllarında Araplar tarafından sırtımızdan nasıl hançerlendiğimizi unutmak mümkün değildir. Oysa biz Türkler, Müslümanların halifeliğini üstlenmişiz. Bu sıkıntılı yıllarda halife olarak İslam aleminden destek beklerken, Suudî Arap Şeyhi bile İngiliz Lawrens ile el ele vermiş, Akabe Körfezinde onların bekçiliğini yapan Türk askerini sırtından hançerlemişlerdi. Bu konuya daha önceleri uzun uzadıya değinmiştim.

Maksadım, Arap düşmanlığı yapmak değildir. Arap alemi son dönemde, petrolün belalı azabını yaşamaktadır. Kimileri petrol simsarı canavarların esiri olmuş, kimileri de petrolün belalı riskini çekmektedirler. Başlarına gelen bu bela, bir bakıma hakkın tecellisi gibi algılanabilir. Çağımızda petrole bir türlü doymak bilmeyen ve çağdaşlığı kimseye bırakmayan Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa gibi aç kurtlar, olmadık numaralarla petrol zengini Arap ülkelerini pay etme çabası içindedirler. Geçmiş dünya savaşları bir yana, özellikle bugün, Arap ülkelerinin toprakları üzerinde oynadıkları oyunlar, akla hayale sığmaz boyutlardadır. Irak’taki olaylar ibretlik belgelerle doludur. Oralarda İslamın en önemli değeri olan iffet ve namusun ne hallere geldiğini bilmeyen kalmadı. Saddam’ı yok edip Irak’a demokrasi getireceklerdi. Getirdiler diyen birisi var mı bilemiyorum.

Tunus’a Arap Baharı kendiliğinden mi geldi? Halkını deveden indirip otomobile bindiren, yer altı servetlerini devletleştirip halkını refaha kavuşturan Kaddafî ne hallere getirildi bilmeyen kaldı mı? En sadık dostu sayılan Türkiye bile ne tavır almak zorunda kaldı bilmez miyiz? Mısır daldan dala konuyor, Rusya olmasa, Suriye çoktan haritadan silinmişti. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) içinde bizi neler bekliyor bilemiyoruz.

Bu konularda daha fazla detaya girmeye gerek yoktur. Acı gerçekler, internette (YEDİ KARDEŞİN SIRRI) belgeselinde açıkça görülmektedir. Petrolün, Mobil, Shell, BP ve Elf gibi dünya devi şirketlerinin devlet politikalarını nasıl etkiledikleri belgelenmektedir. Bu dev şirketler ve onların arkasındaki uygar geçinen koca koca devletler utanıp sıkılmadan, asırlardır Arap topraklarında ne oyunlar oynadıkları kanıtlanıyor. İşte bu sebeplerle hep (BULAŞMAYALIK ŞU ARAPLARA) deyip duruyoruz. Bulaştıkça bizim gibilerin ellerinde sadece pisliği kalacaktır. Rahmetli Özal’ın 1 verip 3 alma sözü bizim için hayaldir. Doymak bilmez bu Devletlerle oyun oynamak, bizi sadece maşa yapıp uyutmaktan başka işe yaramaz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı