BU NASIL BİR GÜÇ, NASIL BİR CÜRET

Bundan tam 13 yıl önce çok amaçlı koca EGS Tesisleri ile Kongre ve Kültür Merkezi inşaatı bitmiş, her birimi büyük törenlerle hizmete açılmıştı. Denizli’de bir ilk büyük alış veriş merkezi (AVM), onlarca mağaza ve 3 sinema yanında 3 salonlu Kongre-Kültür Merkezi ve muazzam fuar ve sergi salonu, Ege Bölgesinde Denizli’yi bir marka şehir haline getirmişti. Denizli insanı kadar, çevre illerden bu örnek tesis için Denizli’ye geliyorlardı. O yıllarda kurulan DESAV aracılığı ile görülmedik sanat gecelerine sanatseverler, koşa koşa gelip salonları dolduruyorlardı. Aynı dönemde Denizli–İzmir Karayolu refuj çalışmaları sürüyordu. Bu yola gerekli kavşak EGS girişine değil de, 500 metre ilerisindeki Erbakır kavşağına yapılırken, dönemin Valisine rica etmiş, kavşağın EGS Tesislerinin giriş noktasına çekilmesinin daha uygun olacağını arz etmiştim. Sayın Vali bu fikri ilgililerin kabul etmediklerini yana yakıla anlatmıştı. İşte bu kavşak, geçici otobüs terminaline rağmen hala aynı yerde duruyor. Demek oluyordu ki, Devletin gücü Karayolu yetkililerine yetmemişti.

Bir de bugüne bakıyoruz. Asırlık iki köyümüzün kadim yolları, Denizli-Antalya Karayoluna çıkılmasın diye, bir gece yarısı iş makineleri ile kazılıp trafiğe kapalı hale getirilivermiş. Belki Karayoluna çıkışların emniyeti bakımından düşünülmüş olabilir, ama hiç değilse yollara bir işaret konulamaz mıydı? Bir sabah insanlar vurgun yemiş gibi oradan oraya dönüp durmasalar daha iyi olmaz mıydı? Tali çıkışlar bir yana, Tekkeköy’den çıkan ve ışıklı sinyalizasyon bile yapılmış Kelleci Kardeşler kavşağı neden kazılıp iptal edildi? O kavşakta 3 hanıma çapmamak için kaza yapmaktan zor kurtuldum. Bağbaşı Köyünden çıkıp gelen yolun sinyalizasyonlu kavşağı da neden kazılıp kapatılıyor?
Beş yolun kesiştiği kadim kavşak neden iptal ediliyor? Bütün bu tepeden inme uygulama yapılırken, geçen yazımda da vurguladığım gibi, 100 metre aşağıda 10-12 taze çam ağaçları sökülüp yeni bir kavşak inşa edilmeye çalışılıyor. Tam da bir AVM’nin ününe. Bu kavşağa, çevreden hiçbir yolun gelmiyor olması da dikkate değer bir garipliktir. Bu nasıl bir tercihtir, nasıl bir uygulamadır anlamak mümkün değil. Bu değişiklik ve uygulamaya Valilik mi karar vermiştir, yoksa Belediye mi? Belki Karayolu idaresi karar vermiş olabilir. Belki de İl Genel Meclisi karar vermiştir. Kim karar vermiş olursa olsun bu proje ve uygulama biçimi yanlıştır. Halka rağmen tepeden inme bir karardır diye düşünüyorum. Yoksa otoritenin dışında, siyasi baskılarla alınmış bir karar mıdır? Eğer öyle ise, bu nasıl bir güç ve nasıl bir cürettir anlaşılmaz. Artık bu çağda milletin gözü kör, kulağı sağırdır zannedenler varsa, unutmamalı ki bu düşünce çok yanlıştır. Son günlerin reaksiyonları bunu açıkça göstermektedir. İnsanlar koyun sürüsü olmadıklarını birkaç ağacı bahane edip, yurt sathında ayağa kalkabiliyor. Dikkatli olunmalı ve varsa bir yanlışlık (ki vardır diye düşünürüm), ilgili üst düzey otoritenin vaktiyle önlem alması gerekir. Eleştiriye tahammül edemeyenler olacaktır. Olsun varsın. Memleketimiz sahipsiz değildir.

Not: 03 Haziran tarihli yazımı 2 onaylayan ve 2 de karşı çıkan yorum aldım. Her tür yorum için hepsine çok teşekkür ederim. Demek ki okunuyormuşum.
Olaya benden sert reaksiyon gösterenler de var da, (Yasin) isimli yorumcum, (…yazıyı okuyunca dumura uğradım.) diyor. Ne demekse. Devamla da, (…yolun yeniden düzenleme yapılacağını ….. sağır sultan bile duydu…) diye yazmış. Yasin bey yazısına, (…kimsenin avukatı değilim, hiç bir şahsı veya avm yi savunmuyorum, ama yapılan çalışmaların sadece bir avm için olmadığı ayan beyan ortadadır.) demiş. Ayni ifadeyle Sayın Hasan Dedekaya da yazıma karşı çıkıyor. Neyi savundukları anlaşılmıyor mu?

Bendeniz tarafgir değilim. Sağır değil, hele sultan hiç değilim. Allah kimseyi dumura uğratmasın. Her şeye rağmen yorum lütfedenlerin hepsine ilgilerinden dolayı teşekkür ederim.