REKLAMI GEÇ

DESAV NEREDE?

26 Aralık 2012 Çarşamba

Kısa adı DESAV olan Denizli Turizm Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfının son genel kurulu, yıllardır ilk defa maalesef yapılamadı. 06 Aralık 2012 günü gerçekleşmesi gereken genel kurul toplantısı vakfın ofisi dururken, Sanayi Odasında yapılacağı üyelere duyurulmuştu. Son gün olarak belirlenen 06 Aralık günü gereken çoğunluk sağlanamadığı için, gelen üyeler arasında Vakfın geçmişi ve geleceği hakkında sohbetler yapıp dağılmıştık. Acaba zorunlu olağan kongre ne zaman gerçekleşecek bilemiyorum.

İlk aktif çalışmalarına 2000 yılı ortalarında başlayan Desav, bir şahıs veya bir aile vakfı değil, Denizli’nin bir Kültür Sanat Vakfı olma bilinci ile çalışmalarını sürdürmüştür. Bu 10 yıllık çalışma süresince ne hizmetler verilebildiği herkes tarafından bilinir. Bu 10 yıllık sürede gerçekleşen çalışmalar kitaplaştırılıp bir belge olarak yayımlanmış, çalışmalar bu kitapçıkta özet olarak bir bir anlatılmıştır. Vakfın doğal üyesi olan her dönemin valisinden, belediye başkanına, meslek kuruluşlarından, sanayî kuruluşları ve tüccarlarımıza giderek destekler sağlayıp, oldukça güçlü sanat topluluklarını ağır masraflara katlanarak, Denizlili sanat severlerin hizmetine sunabilmiştik. O zamanlar Devlet kuruluşları bile, (görevimizdir) deyip Denizli’ye gelemezlerdi.

İdil Biret, Suna Kan, Fazıl Say, Gürer Aykal, Tan Sağtürk gibi dünyaca ünlü sanatçılar, Desav’ın bu çalışmaları sayesinde Denizli’de sahne alabilmişlerdi. Kenterler , Genco Erkal ve arkadaşları, Sadri Alışık Tiyatrosu ve niceleri, ünlü tiyatro eserlerini sergilemişler, uluslar arası topluluklardan Rus Ordu Korosu, Balalayka topluluğu, İngiliz Swingle Singers (ses canbazları), Anjelika Akbar, Cihat Aşkın gibi büyük sanatçılar, çeşitli zamanlarda konserler verebilmişlerdi. Üsküdar Musikî Cemiyeti, Devletimizin çeşitli senfoni orkestraları, Borusan Filarmoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetler senfoni orkestraları çeşitli zamanlarda Denizli’de konserler sunabildiler. Devlet Opera ve Balesi toplulukları Denizliye ilk defa Desav’ın bu çalışmaları sayesinde gelebilmişlerdi. Dünyaca ünlü Kuğu Gölü Balesi gibi eserler, birçok olumsuzluk ve zorluklara rağmen EGS Kongre Kültür Merkezinde seyredebilmişti.

Bugün ilgililer yerimiz olsa da paramız yok diyerek kendilerini savunmaya kalkışabilirler. Desav’ın kurulduğu yılda, beş kuruş bile bir sermayesi yoktu. Hiçbir zaman durur parası da olamadı. Fakat çalışmaları sürdürebilmek için yılmadan didinip durmuştuk.

10 Yıl süreyle aralıksız ve hiç sızlanmadan çalışıp duran Desav bugün sahipsiz midir bilemiyorum. Böyle giderse, daha önceleri olduğu gibi aktivitesi olmayan bir vakıf olarak kapatılması yoluna gidilebilir. Mahkemelere düşülüp, Vakfın lağvedilmesi istenebilir. İşte o zaman böylesi bir vakfa yazık olacağı gibi, bunun vebali de çok ağır olur diye düşünürüm.

Bunları bir yararı olabilir düşüncesiyle yazdım. Belki birileri bunarı yazdığım için karşı tavır almaya kalkışabilirler. Desav’ın eski bir yöneticisi olarak bunları yazmaya haklı olduğumu zannediyorum. Haklı olabileceğim o kadar önemli değil de, bence Desav’ın yok olup gitmesine seyirci kalmak bizlere yakışmaz. Amacım birilerini eleştirmek veya kişisel bir beklenti içinde olmak değildir. Bu güzide kuruluşun yok olup gitmesini içime sindiremiyorum. Anlamak istemeyenler varsa, onlara söylenecek sözüm olamaz. Anlayana anlatmaya çalışıyorum o kadar.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı