ELEŞTİRİLEN BİR YAZIM İÇİN

26 Haziran tarihli BOR MADENİ adı altındaki köşe yazıma eleştri biçiminde bir yorum aldım. Önce bu eleştrisi için tanımadığım Sayın Bahattin Bey’e teşekkür etmeliyim. Çünkü yazılarımın az da olsa belli bir kesim tarafından okunuyor olması, benim için sevindirci bir olaydır. Bu yüzden kendilerine sonsuz teşekkürler ederim.
Eleştiri biçiminde dedim, çünkü yorum sahibi okuyucum yazımı bir yerlerden yararlanarak yazdığımı vurgulamış. Belki beni böyle konuların uzmanı zannetmiş olabilir. Evet bor madeni, litaratürlerden yararlanmak zorunda olduğum bir konudur. Onun için, konunun uzmanı bazı basından ve çağımızın altın kaynağı internet olanaklarından yararlanmam doğal sayılmalıdır. Çünkü bor madeni ve mineralleri hakkında fikir yürütecek kadar bir kimya bilgim olamazdı. Ayni zamanda bu müthiş enerji kaynağı henüz benim gibi sıradan birilerinin bilip fikir yürütebileceği kadar ortaya çıkartılmış bir cevher değildir. Hatta ben değil, internet sitelerine bor madeni hakkında bilgi aktaranlar bile fikirlerini sergilerken, Eti Maden İşletmeleri Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü yayınlarına başvurmak zorunda kalmışlardır. Bir mimar ve fakat karınca kararınca bir köşe yazarı olarak, konunun daha çok siyasî ve ekonomik boyutunu okuyucunun bilgisine sunmak için bu belgelerden yararlanmış olmam doğal karşılanmalıdır.
Aslında yazım gazeteye aktarılırken, yararlandığım bilgiler de o yazımın alt bölümüne ekleyerek yazılmıştır. Bu yüzden de anlatmak istediğim husus ve asıl maksadım karıştırılmış da olabilir. Benim bu yazımın son paragrafı aynen, (Yalnız otomobil sanayinde değil. Cam, seramik, ilaç, enerji, ulaşım, bilgisayar ve hatta silah sanayiinde, nükleer enerji üretiminden, akaryakıt sanayine kadar 500’e yakın alanda kullanılabiliyor. Ancak bu madeni kullanabilmek için gereken teknolojiyi bizim bilmemizi istemiyor, çeşitli vesile ve aracılar kullanarak çok ucuza ve ham olarak ele geçirmek istiyorlar. Bor minerallerinin işlenerek dünya hizmetine sunulabilmesi halinde Türkiye’nin elde edeceği katma değeri ve kâr oranlarını bir bilebilsek ne kadar iyi olurdu. Ayni zamanda stratejik bir ürün olan bor ile ilgili enteresan varsayımları bir roman halinde sunan (Orkun Uçar ve Burak Turna)’nın METAL FIRTINA adlı kitabı çok iyi okunup dersler çıkartabilse çok iyi olacaktır diye düşünürüm.) şeklinde olacaktı. Bu paragraftan sonraki bölümler, yazımın hedefinde olanlar değil, yararlandığım bilgileri içermektedir.
Tabii ki ben ve benim gibi köşe yazarları bu tür yayınlardan yararlanırken, bunda pek sakınca görmeyiz. Çünkü biz kariyer peşinde, doçent veya profesör olabilmeyi düşünen bazı ilim adamları gibi değiliz. Unvan ve mevki kazanmak için fikir yazısı yazıyoruz. Bu bakımdan bilgi hırsızlığı yapanlar gibi görülmememiz gerekir.
Her şeye rağmen (BOR MADENİ) başlıklı yazıma gösterdiği ilgi için Sayın Bahattin Beye tekrar ve sonsuz teşekkürler ederek, o yazımı bu bakış açısıyla değerlendirmesini dilerim.