REKLAMI GEÇ

KORKULAN 2012 YILINA BAŞLARKEN

2 Ocak 2012 Pazartesi


Çok eski bir medeniyete ait olan MAYA takvimi, 2012 yılında son buluyormuş. Bu sonun da, evrenin sonu sayılmalıymış. Maya takviminin sonu, dünyanın sonu sayılacak diye korkula korkula 2012 yılına ulaştık. Dileğimiz odur ki, yüce yaratan Allah’tan başka hiçbir kimsenin bilemeyeceğine inandığımız kıyamet günü hakkındaki tahminler, daha öteye gitmeyecektir.

 

Baştan sona birçok tatsız olaylar yaşadığımız 2011 yılını nihayet tamamladık. Ümitle baktığımız 2012 yılının bu ilk gününde, Ülkemiz ve tüm dünya insanları için başarı, mutluluk, savaşsız ve barış içinde bir yaşam dileyerek yeni yılın bu ilk yazısına başlamak istiyorum.

 

Geçirdiğimiz 2011 yılı içerisinde öyle olaylar yaşandık ki, inanılacak gibi değildi. Bunların tamamını yazmaya kalkışsak, kitaplar oluşur. İç politikada en çarpıcı ve önemli olay, bir anda, Genelkurmay Başkanı ile birlikte, tüm kuvvet komutanlarının istifa ederek çekip gitmeleri olmuştur. Bu inanılmaz eylemi neye ve kime karşı gerçekleştirdiler anlaşılır gibi değildir. Sonuçta da, yılın son günlerinde eski genelkurmay başkanına tahsis edilmek istenen özel donanımlı otomobili kabul etmemiş gibi tavrı, neye ve kime karşıdır bilinmez.

 

Güney komşumuz ülkeler, yandı tutuştu. Tunus ile başlayan iç sürtüşmeler, Mısır’la devam etti. Bitmedi, hemen yanlarındaki Libya’da, yer yerinden oynadı.  Muhaliflerine sonuna kadar direnen ve (yüksek dağları ben yarattım) tavırları ile tüm dünyaya karşı kükreyen bedevî lider Kaddafi, linç edilerek yok olup gitti. Nato üyesi olmamıza rağmen, (Nato’nun Libya’da ne işi var?) diye karşı çıkarken, Deniz kuvvetleri ile müdahaleye katılıp, Fransa ile aramızın açılmasına sebep olmuştuk. Böylece nasırına bastığımız Fransa lideri, ünlü eşini aratmaz tavırlarla, Ermeni numaralarının takipçiliğine soyundu.

 

En yakın komşumuz ve son yıllarda sıkı dostumuz saydığımız Suriye ile vizeleri kaldırıp, ortak baraj temelleri atarken, birden bire muhaliflerin safında yer alıp, Başer Esad’a tavırlar koymaya başladık. Başer’in diktatör babası Hafız Esad’dan beri sürüp giden diktatör yönetim, sanki bugün oluşmuş gibi, Suriye’li, muhaliflerin yanında, Başer Esad’ın can düşmanı olduk.

 

Sinsice içimizi oymaya çalışan Kıbrıs Rumları, Filistin ve Gazze olayları yüzünden düşman ilan ettiğimiz İsrail ile işbirliği yapıp, Akdeniz’de petrol aramaya kalkıştı. Misilleme yapıyoruz diye bir tekneyle sismik araştırma yapmaya kalktık da, buna fırsat bile İsrail savaş uçakları ile it dalaşına tutuşmak zorunda kaldık. Olay kısa sürede bastırıldı da pek duyulmadı.

 

İran’la ilişkilerimiz, ABD’ye rağmen can ciğer kuzu sarması gibiydi. Füze kalkanı belasını koynumuza sokup,  hem İran ve hem de Rusya ile gizli düşman olup çıktık.

 

Saymakla tükenmez bir sürü açmazlarla uğraşıp dururken, PKK belası da boş durmadı. Toplu katliamlar yüzünden şehitlerimizin arkasından ağlaşıp durduk. Son günlerde, terörist zannıyla 35 sınır ötesi kaçak mal ticareti yapan insanlar, kaza eseri öldürüldü de, bu olayı fırsat bilen PKK yandaşlarının propaganda ekmeğine yağ sürülmüş oldu.

 

Böylesine hareketli, böylesine ağır risklerle dolu olaylarla geçen 2011 yılı için (iyi geçti, mutluyduk, Allah aratmasın…) diyecek halimiz yoktur. Allah 2012 yılında böyle belalı işlerden bizleri korusun diyerek, tüm insanlığın yeni yılının kutlu olmasını dilerim.

 

 

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı