REKLAMI GEÇ

YİNE YANDI BİTTİ KÜL OLDU

23 Ocak 2012 Pazartesi

1950’li yılların sonlarıydı. Ben Belediye Fen İşleri Müdürüyken yapımına başlanan ve ilk önce YENİ SİNEMA adıyla hizmete açılan güzelim salon, 1976 yılında yanıp gitmişti.

Aradan uzunca bir zaman geçti. 1982’li yılların Belediye Başkanı Sayın Ahmet Acar’ın yoğun çabaları ile yanan sinemanın tapusu, SSK’nın direnişine rağmen Belediye adına kaydedilmişti. Ayni salonu yeniden inşa edebilmek için yanan sinemanın proje ve belgeleri aranmış, bulunamamıştı. Bu yüzden yanan salonun koltuk numara krokilerinden de yararlanarak, yeni inşaatın müteahhitliğini üstlenen Tufan Karaca’nın eşi mimar Yıldız Karaca ve kızım mimar Sezin Demireren, mimarî projesini birlikte düzenlemişlerdi. İnşaata başlanmış ve kısa bir süre sonra ben, Belediye Başkanlığına seçilmiştim. Sonuç olarak 5 yıl gibi uzun bir süre, gerek maddî sıkıntılar, gerekse müteahhit firma ile olumsuzluklar yüzünden inanılmaz güçlüklerle inşaatın büyük bölümü tamamlanabilmişti. Yani bu büyük eserin meydana gelebilmesi için çekmediğimiz azap kalmamıştı. İnşaatın bu kahır dolu sürecini anlatmağa kalkışsam, macera dolu oldukça kapsamlı bir kitap oluşabilir.

Benim görev sürem bittikten kısa bir süre sonra, Sayın Ali Marım döneminde salonun ismi Belediye Sanat Merkezi olarak belirlenip, 1989 yılı sonunda hizmete açılabildi. Bana karşı takınılan tavır yüzünden o açılış törenine katılmadığımı bugün gibi hatırlarım. Çekilen onca sıkıntı ve azaba karşılık takınılan tavra çok üzülmüş ve kırılmıştım.

Bu güzel tesisin neden yanıp kül olduğu tabii ki merak konusudur. Söylenenlere göre yangın, elektrik kontağından çıkmış. İnanılırsa. Genelde yangınlar için üretilen o kadar bayat ve kanıksanmış bir mazerettir ki bu, insanın inanası gelmiyor. Salon, seyirci locaları ve şahane balkonuyla birlikte çok güzel bir eserdi. Sadece tek bir salona hizmet edebilecek şekilde düzenlenmiş binanın alt yapısı, belli kapasitede ve belli amaca hizmet edebilecek durumdaydı. Basın haberlerinden öğrendiğimize göre bu tesis yanmadan önce, 7 salonlu bir kompleks haline getirilmiş. Eğer doğru ise, tek makine dairesi yerine 7 makine dairesi, bir o kadar ısıtma-soğutma tesisatı ve benzeri ilavelerle altyapının gücü yetersiz hale geleceği bellidir. Bu eklemelere izin verenlerin sığındıkları mazeret ne dereceye kadar gerçekçi olabilir? Özellikle suçlu saydığımız elektrik şebekesi altyapısı için bir iyileştirme yapılmış mıdır? Bütün bunlar için herhangi bir önlem alınmış mıdır bilen veya soran var mı bilemiyorum.

Neyse oldu olacak, kırıldı nacak. Şimdi önümüze bakma zamanı. Trilyonlarca bir değer yanıp kül olsa da, çareler tükenmez. Elbet büyük Denizli bu kaybı da en az zararla atlatacaktır.

Ne yapılmalıdır diye düşünmeye başlasak iyi olacaktır. Ön yargıdan uzak, ihtisas ve deney sahibi akil kişileri toplayıp, gerçekçi bir karar alınmalıdır. Başkanımız Sayın Zolan, danışma meclisinde konunun tartılacağını söylemiş. Çok iyi etmiş de, geniş tabanlı ve kalabalık bir topluluk olan danışma meclisinde oylanarak alınacak bir karar, bizi yanıltabilir. Konu böyle bir meclise götürülmeden önce, ihtisas sahibi yetkililerden oluşacak bir alt komisyonda daha detaylı biçimde incelenip elde edilecek sonuçlar gerekçeleri ile birlikte ve detaylı şekilde danışma meclisine götürülmelidir. Vilayet Konağı yapımı ve otogar kararları gibi tartışmalı sonuçlara meydan verilmemelidir.

Konu ile ilgili bir öneri sunmam gerekirse, Çatalçeşme Parkı içine sığdırılmaya çalışılan tesisler, şimdilik ikinci plana atılmalıdır. Çatalçeşme Parkı, daha düzenli ve bakımlı bir park haline getirilip korunmalıdır. Yanan sanat merkezinin yerine ise, çok amaçlı ve çağdaş bir kültür ve sanat merkezi düşünülmelidir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı