Bakan Günay, Müze Kart’ta ısrarlı

Denizli’ye bir takım incelemelerde bulunmak için gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Selma Aliye Kavaf, Pamukkale ve Laodikya’da gezi yaptı. İki bakanın gezisine, AKP Denizli Milletvekilleri Mehmet Yüksel, Mehmet Salih Erdoğan, Vali Yavuz Erkmen, Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci, Emniyet Müdürü Atilla Çınar, AKP mensupları ve diğer protokol üyeleri katıldı.

GİŞE GÖREVLİSİNE YİNE FIRÇA ATTI
Gezisine Pamukkale ile başlayan Bakan Ertuğrul Günay, geçen sene fırça attığı gişe görevlilerine bu sene yine fırça attı. ‘Otelde gelip sordum hala girişlerde bilet satıyormuşsunuz. Geçen sene ben size söylemedim mi müze kartı satacaksınız diye. İşinizi düzgün yapın, bir daha duymayacağım. 20 TL karşılığında müze kartı vereceksiniz” diyen Bakan Günay, ikinci kez gişe görevlilerini fırçaladı.

BAKAN KAVAF’IN KÖPEK FOBİSİ
Bakan Günay, Beyaz Cennet’in daimi koruyucuları olan köpekleri severken Bakan Kavaf büyük panik yaşadı. Protokolle bir süre yürüyen köpekleri korumalar geride tutarken, Bakan Kavaf, “Köpeklere karşı fobim ve alerjim var” diyerek ürktüğünü söyledi. Bakan Günay ise “Bunu bilmiyordum, uzaklaştıralım” dedi. Oda başkanları ve AKP Milletvekili Mehmet Salih Erdoğan tarafından ilgi odağı olan köpekleri daha sonra korumalar uzaklaştırdı.

BAKAN GÜNAY, PROTOKOLÜ DE GAZETECİLERİ DE PES ETTİRDİ
Pamukkale’de turistlere selam vererek tarihi eserler arasında yürüyen Bakan Ertuğrul Günay’ın hızına kimse yetişemedi. Ceketini ve kravatını çıkartan Bakan Günay, öyle bir yürüdü ki, hızına, ne gazeteciler, ne protokol ne de Bakan Selam Aliye Kavaf yetişti. Yaklaşık 1 saat 20 dakika, koşar adımla yürüyen Bakan Günay’ı gazeteciler ve protokol takip etmekte zorlandı. Bazı zamanlar Bakan Günay ile birlikte bulunan protokol 3 parçaya bölünürken, gazeteciler ise pes edip araçla çekim yapmak zorunda kaldı. Dere tepe demeden oradan oraya zıplayarak giden Bakan Günay’ın hızına Bakan Selma Aliye Kavaf da yetişemedi. Bir ara Bakan Günay’ın yanından ayrılan Bakan Kavaf’a, “Bakan Ertuğrul Bey’in hızına yetişemediniz’ diyen gazetecilere, “Elinizde bir sürü kamera fotoğraf makinesi var. Ben de yoruldum tabi. Kendisi yürümüyor koşuyor” diyerek karşılık verdi. Gazeteciler ve protokole adeta antrenman, yaptıran Bakan Günay, “Daha gezeceğim yerler var. Belki bana yetişemezsiniz. Ben tek gideyim” diyerek espri de yaptı.

KLEOPATRA’NIN SUYUNDAN İÇTİ
Daha sonra antik tiyatroya gelen Bakan Günay, zamanında protokolün oturduğu yere oturdu, daha sonra da sahne alanına çıkarak heykellerin önünde, “Bu da benim Roma senatörü selamım olsun” diyerek onlar gibi selam verdi. Bakan Günay ve beraberindekiler Kleopatra’nın sağlık ve güzellik havuzuna giderek, ilk önce bardakla sonra ağzını tulumbaya dayayarak güzellik suyundan kana kana içti. Bakan Günay daha sonra milyon dolarların ayrıldığı Laodikya Antik Kenti’nde incelemede bulundu.

BAKAN GÜNAY, “YURTTA SULH CİHANDA SULH’
Tiyatroda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Günay, Ermenistan, Sarı Gelin, TRT’deki Ayrılık dizisi, Azerbeycan ve İsrail’le ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Günay, Atatürk’ün sözünü hatırlatıp ve onun izinden yürüdüklerini söyleyerek, “Atatürk, yurtta sulh cihanda sulh demişti. Bu cümlesini artık söz olmaktan çıkartıyoruz tüm gücümüzle” dedi.

Haberin DevamıReklam

KAZILAR
İlk olarak kazılarla ilgili açıklamalarda bulunan Günay, “Bize genel bütçeden 500 bin lira ayrılıyor. 2007 yılında 16 milyon TL idi kazılara ayrılmış para. 2008 yılında 21 milyon TL’ye çıkarttık. Yüzde 50 oranında arttırdık. Bu sene kazılara ayrılan parayı 25 milyon TL’ye çıkarttık. Biz kazılar için döner sermaye kaynakları, ek ödeneklerden arttırmaya çalışıyoruz. Her kazı mutlaka 3 ay sürecek diye bir şey yok. Bazı kazı var ki 2-3 ay sürebilir. Bazı kazılar tamamen bilimsel kazılardır. Bunlar daha kısa sürede tamamlanabilir. Önemli olan kazılarımızdaki bulguların iyi bir şekilde korunması ve bilim literatürüne geçmesi. Sadece yabancı kazılarla ilgili yeni bir değerlendirme yapıyoruz. Yeni bir performans düzenlemesi yapıyoruz. Bunda kazı süresinden çok, bir restorasyon, konservasyon projesi var mı, bulgular İngilizce’ye Almanca’ya çevrildiği gibi Türkçe’ye de çevriliyor mu bütün bunlara yeniden bakıyoruz. Türkiye’de yerli ve yabancı kazıların performansını artırmaya çalışıyoruz, dikkatle takip ediyoruz. Kazılar bazı yelerde uzun bazı yerlerde kısa olabilir. Önemli olan onun sonuçlarının en iyi şekilde geleceğe aktarılması ve bilim diline yansıtılmasıdır” dedi.

ERMENİSTAN VE AZERBEYCAN, SARI GELİN TÜRKÜSÜ
Bakan Günay, “Tüm bölgemizdeki barış girişimi kağıt üzerinden, söz üzerinden gerçekliğe kavuşturulmaya çalışılıyor. Hükümetimiz bunu yapıyor ve inşallah tarihe geçecek bir açılımı hep beraber yapmaya çalışıyoruz. Bunun onuru tüm milletimizin ve bütün parlamentonun olacak. Atatürk’ün yurtta sulh, cihanda sulh sözünü biz kağıt üzerinde bir söz olmaktan, gerçek bir düstur, gerçek bir ilke olmaya doğru taşıyoruz. Tüm gücümüzle. Yılların biriktirdiği tortuların bir anda, bir kalemde ortadan kaldırılması mümkün değil. Biz bu konuda kültür alanında kolay ve sağlıklı köprüler oluşturmaya çalışıyoruz. Sarı Gelin türküsünde veya başka konularda beraber uygulamayacağımız, Azerbaycanlı kardeşlerimiz, Ermenistan’lı dostlarımız Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşlarız beraber uygulayacağımız projeler olursa elimizden gelen desteği veririz. Bu konuda bazen ortak müzik projeleri oluyor. Biz bunları ayırmadan, yüreklerinde hangi türküyü söyleyeceklerse bu makbuldür, sanat eseridir diye ayırmadan yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bizim attığımız adımın daha somut sonuçlar vermesi için Kafkaslardaki gerginliğin azaltılması konusunda Ermenistan’ın da yapacağı işler var. Biz Ermenistan ile dostluk ilişkilerimizi geliştirmeye çalışırken, Azerbaycan ile var olan kardeşlik ilişkilerimizi gözden uzak tutamayız” dedi.

BAŞBAKAN İSRAİL’E TAVRINI GÖSTERDİ
Bakan Günay, “İsrail’in bölgede yaptığı uygunsuz davranışlara, çatışmalar içindeki amacı aşan uygulamalara Türkiye en üst düzeyden mukabele ediyor. Sayın Başbakan en açık tavrı gösteriyor. Duyarlılığımız ortada. Dizilerin sivil girişimlerin bu ortamı daha fazla tahrik etmesini, sanki halklar arasında gerginlik varmış gibi kitleselleştirmesini doğru bulmuyoruz. Müdahale şansımız yok. Herkes yaptığı sanatta özgürdür. Ancak, herkesin bölgedeki sükûnete katkı yapacak duyarlılığı yüreğinde taşıması gerekiyor. Bu hepimizin işini kolaylaştırır” diye konuştu.