

Dedeler rotası ile Buldan dağlarında yürümek…
Farklı bir rotadan, farklı bir Buldan seyretme ayrıcalığı …Bilinenin dışından çevreye bakmak, farklı bir sunumla ilgi uyandırmak, farklılığın farkını görüp göstermekse amaç farklı hareket etmek kazanç… “Bir farklı rota, bir farklı bakış, bir farklı sunuş” olsun düşüncesiyle Buldan ilçe merkezinde ünlü Buldan simitleriyle kahvaltımızı yapıp yollara koyulduğumuzda

Sessiz zamanların tanığı: Menderes yolunda bir gün…
Apollon Lermanos&Yel Değirmeni Tepesi Ege Bölgesi’nin iki Menderes nehrinin büyüğü olup şimdiki zamanda adına Büyük Menderes, bilinen geçmişte ise Meandros, ya da farklı medeniyetlerin kendine göre verdiği adlarla tanımladığı Batı Anadolu’nun en büyük akarsuyudur o. Yüzler, binler belki de milyonlarca yıldır kendi yolunu bularak akıp giden bir

Sandıras’ın zirvesi Çiçekbaba’ya çıkış…
Uzaktan bakınca ulaşılmaz gibi duran yüksek dağların zirvelerine çıkmak, oralardan göz alabildiğince uzanan boşluğa bakmak bulunduğu yerden yukarıda hiçbir şeyin olmadığını görüp bilmek, zirvede olduğunu hissetmek ve sonrasını düşünmek… Bu inanılmaz anı yaşamak için zaman-zaman zirve tırmanışlarına katılarak vücudumun sınırlarını zorlarım. Yılda birkaç kez bir kez yaptığım

Karagöl kararıp, Gökçay kurumadan…
İnsan “adını aldığına çeker” denir birinin başkasına benzediğini anlatmak için.Doğada da böyledir belki. Kara; esmer, siyah, yanık tenli, koyu renk anlamında kullanılır günlük konuşmalarda. Bazen de yer, mevki tarif etmek gerektiğinde. Kara armut, Kara Mehmet, Kara dağ, Karaçay vb. gibi. Karagöl de böylesi bir tanımlama ile adını

SIRA DIŞI ROTA: Gülalan’dan Kestane deresine…
Buldan ilçe merkezinden Kestane Deresi ve Yayla Gölü rotası yürüyüş yapanların sıklıkla kullandığı rotadır. Buna alternatif olarak kimi zaman yangın gözetleme kulesi rotası da kullanılır, kimi zaman ise gölün kuzey doğusundaki eski yoldan Buldan’a iniş şeklinde rota çizilir. Ama Kestane Deresi’nden tırmanarak Yayla Gölü ve Süleymanlı Köyü’ne

Dünden bugüne yolculuk…
Antik kentten başlayıp günümüze doğru yürümek diye tanımladığımda yapılan etkinliği abartmış olmam. Zira Attuda adıyla antik dönemde varlığını sürdürüp bu gün Hisar köy adıyla bunu tescilleyen yerdeyiz günün ilk saatlerinde. Hisar köyün (daha doğrusu eski Hisar köy) en yüksek noktasında toplanıp kahvaltımızı yapıyoruz.Rotamız buradan başlayarak Tekkeköy’e uzanacak

BOZDAĞIN GÜNEYİNDEN BİR ROTA: OLUKBAŞI -BENLİK…
Ege’nin efesi gibi yükseklerden bölgeyi seyreden Honaz dağının güney batıya doğru uzanan silsilesi Bozdağ olarak adlandırılır yöre insanınca. Oysa bir başka aynı adlı dağ İzmir-Ödemiş’in zirvesidir. Bazen dağcılar arasında anlam kargaşasına da sebep olur bu benzerlik. Bozdağ adının yeni yapılmakta olan kayak merkezi kaynaklı gündem oluşturduğu sıralarda

Bozdağ’ın eteklerinde köy düğünü…
Dağ başlarında yanan cılız çoban ateşlerine benzer geleneklerin yaşaması-yaşatılması. Bir yanıp bir sönen uzak ışıklar gibidir onlar. Uzaktan bakınca hep göz kırparlar. Buradayız, varız, kaybolmadık, kökümüz derinde der gibidirler adeta. Böylesi çoban ateşlerine hep itibar etmişimdir. Sürprizlerle karşılaşmışımdır çoğu zaman. Hayal kırıklığı da olmuştur bazen. Ama ışığa

Yaz ayında Karcı Dağı’na doğru…
Kışı başka güzel, Yazı bir başka Karcı dağının.İlkbahar da yeni uyanışlar, Sonbahar da hüzün-hazan var… Karcı dağını hep uzaktan bakıp karlı görür kentim insanı. O kar hiç bitmezmiş gibi de gelir arada. Hoş kar eriyip kara ortaya çıktığında da kırçıllıdır Karcı Dağı. O nedenle hep karlıymış gibi

Lycos Vadisi’nden Olympos’a doğru…
Zeki Akakça Gezenin Günlüğü’nde doğa ve tarih kokan bir yolculuğu denizlihaber.com okurlarıyla paylaşıyor.