2015’TE İNSANLIK SINIFTA KALDI

2015 yılında Ortadoğu ve Türkiye, üzerinde en çok operasyon yapılan ülke ve bölge konumundaydı. Bu durum aslında sadece bu yıla münhasır değildi. Ben, kendimi bildim bileli birçok Afrika ülkesi de dahil olmak üzere “5 Büyük”ler; halkı Müslüman olan ülkelere gün yüzü göstermediler. Emperyal emellerinden hiçbir zaman vazgeçmedi.

Bu yetmiyormuş gibi, İslam İslam ile Müslüman Müslüman ile savaş(tırıl)maya başladı. Etnik kimlikler, mezhep ayrılıkları kaşındıkça kaşındı. Bu unsurlar birbirini katletm sebebi olarak kurgulandı. Kimin kimle dost, kimin kimle komşu, kimin kimle müttefik olduğu bazen karışmaya, bazen de belli olmaya başladı.

Sadece bununla kalsa iyi. İç ihanet şebekeleri, ekmeğini yiyip, suyunu içtikleri ülkemizi sırtından hançerlemekte hiçbir mahzur görmedi. Namusumuz ve egemenliğimiz demek olan sınırlarımızın 12 saniyelik tecavüzü karşısında; mütecavizi düşürmemizi abartılı bir tepki olarak görüp, Moskof’un yanında yer aldılar.

Rusya, Akdeniz’e inip enerji güzergahına hakim olmanın yolunu açmak adına Türkiye’yi tahrik edebilmek için elinden geleni ardına koymadı. Artık şimdi Türkmenleri rahatça bombalıyor. Kadın, çocuk, yaşlı demeden tüm masum sivilleri, hastane, okul, fırın demeden tüm binaları yerle bir ediyor.

Sadece sınırlarımız dışındaki Türkmenler mi yok ediliyor? Hayır! Doğu Anadolu’da da PKK (aynen DAEŞ’in yaptığı gibi) tarihi camileri, okulları, hastaneleri, kütüphaneleri yakıp yıkıp; askere çay ikram eden kızlara, evlerini terk etmek zorunda kalan ailelere “vur” emri veriyor.
İşi o kadar ileri boyutlara götürüyorlar ki ; teröristlerce açılan ateş sonucu başından yaralanan torunu Miray’ı ambulansa götürmeye çalışan dedeyi dahi vuruyorlar.

Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Donald Trump, ABD’ye Müslümanların alınmaması gerektiğinden söz ediyor. Bunun üzerine 8 yaşındaki kız çocuğu eşyalarını toplayıp, kapısını kilitleyecek kadar travmaya giriyor.

Müslüman ölüler, Almanya’nın 16 eyaletinden sadece 9 tanesinde tabutsuz olarak gömülebiliyor. Diğer 7 eyalette ise zorunlu olarak tabutla defnediliyorlar.

ODTÜ’de bazı öğrenciler, namaz kılmak isteyen talebelere sopalarla saldırarak, inancının gereğini yerine getirmeye gidenlere engel olmaya çalışıyorlar..

Malum olduğu üzere, İslam ülkelerinde bayramlarda kurban kesilmesini “hayvan katliamı ve barbarlık” olarak niteleyenler çıkar. Şimdi de “Vegan Özgürlük Hareketi” üyesi bir grup aktivist, yılbaşında hindi ve çam ağacı kesilmesini protesto mahiyetinde çok ilginç bir eylem gerçekleştirdi. Et reyonlarındaki kağıt tabakların büyüklerinin içine çıplak bir şekilde yatarak, streç filmle üzerlerini kaplattırıp dikkat çekmeye çalıştılar.

Çelişkilerin ve menfaat çatışmalarının alabildiğine yaşandığı, sadece kendine demokrat ve kendine özgürlükçü bu geniş evrene sığamayan ve paylaşamayan insanlar…
Eşref-i mahlukat (yaratılanların içindeki en şerefli varlık) niye bu derece aşağılara düşmeyi tercih eder acaba?

Puerto Libre sayfasında bir mizansen var. Elinde bir bavul olduğu halde küçük bir çocuk kondüktöre soruyor: Excuse me sir, the train for a better world?
Affedersiniz bayım, daha iyi bir dünyaya giden bir tren var mıdır?