ADAY ADAYLARI

Partilere yapılan aday adaylığı için yapılan başvuruların fazlalığı dikkat çekiyor.

Demek ki kamu görevlileri ve sivil hayatta olup da yapılacak ilk seçimlerde aday adayı olmayı düşünenler; çok hızlı bir şekilde kararlarını verdiler ve başvurularını yaptılar.

Aday adaylarının çokluğu siyasi partilerce arzu edilen bir durumdur. Bir partiye ne kadar çok aday adayı başvuru yaparsa; o partiden seçileceğine inananların o kadar çok olduğunu gösterir ve o partinin seçimlerde daha fazla oy alacağının işaretlerinden birisi sayılır.

Madalyonun diğer yüzünü çevirecek olursak; başvuru sayısının az olduğu il teşkilatları genel merkezce sigaya çekilmekle karşı karşıya kalabilirler. İnsanların hevesi mi kırılmaktadır; cesaretleri mi ortadan kaldırılmaktadır?

Başvurunun çok olduğu illerde genel merkezler kesin aday sıralaması yaparken karar vermekte zorlansa da; bir taraftan da başarılı olacak en iyi listeyi çıkarma imkanı bulurlar.

Kesin listenin hazırlanması sanıldığı kadar kolay değildir. Aday adaylarının o ilin hangi ilçelerini temsil edeceği de göz önünde bulundurulur. Misal verecek olursak; 20 ilçesi olan bir ilden toplam 10 milletvekili çıkacak ise; bir parti de o ilden 5 milletvekili çıkarmayı ümit ediyorsa; seçilebilecek sıradaki her milletvekili adayının en az 4 ilçeyi temsil ediyor olması idealdir.

Aynı zamanda adayın memleketi olduğu ilçede sevilen, sayılan, tanınan, bilinen bir kişi olup olmadığına bakılır. Bu da yetmez. Bir aday mensubu olduğu partinin kemikleşmiş oylarına ilavede bulunabilecek; hatırı sayılır kişisel bir oy ekleyebilecek kapasitede midir?

Yukarıdaki örnekte verdiğimiz temsili şehirde 10 kişilik liste belirlenirken; bunların bir kısmının kadın, bir kısmının da genç adaylardan olması tercih edilir. Çünkü Türkiye nüfusunun takriben yarısı erkek, yarısı da kadın nüfustan oluşmaktadır ve onların da mecliste temsilcileri olmalıdır.

Bu listenin bir kısmının da (eğer varsa) o ildeki önceki dönem milletvekillerinden meydana geleceği göz önünde bulundurulursa; bu listelerde seçilecek bir sırada yer alabilmenin zorluğu ortaya çıkar.

Kesinleşen adaylar liyakatli olmalı, seçilmeye uygun ve layık olmalıdır.

Sadakat sahibi olmalı; rüzgar değişik yerlerden esmeye başladığında tarafını ve safını değiştirmeye kalkmamalıdır.

Temsil kabiliyeti olmalı; partisinin görüşleriyle özdeşleşmeli; tavır, söz ve hareketleriyle partisine zarar vermemelidir.

Beden dilini iyi kullanmalı, mütevazı, sıcak kanlı, cana yakın bir kişilik taşımalı; seçildikten sonra onlara sırt çevirmemeli; yolda bulduklarını yola çıktıklarına değişmemelidir.

Heyecanla, ihtirasla, zevkle, severek hizmetinde bulunduğu ve gerçekleşmesi için çalıştığı bir fikri, ideali, inancı, ülküsü ve davası olmalıdır.

Siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel meselelere vakıf olmalıdır.

Siyaset uzun ince bir maraton. Bakalım kimler bu koşuya devam edecek?