CHP ELİN TAŞIYLA ELİN KUŞUNU VURUYOR

Google amcaya “elin taşıyla elin kuşunu vurmak” ne demek diye sorunca; karşıma; ekşi sözlükteki şu tarif çıktı:”Başkasının kaynaklarını kullanarak iş bitirme becerisi… Ve bitirilen bu işten kazanç elde edilmesi…”

Ücretin asgari miktarı partiler tarafından açık artırmaya çıkarılınca; ilk bakışta zannedildi ki; aradaki prim artış farkı devlet tarafından verilecek… Sonradan anlaşıldı ki bu para esnaf ve işverenin cebinden çıkacak.

Ocak 2015 verilerine göre Denizli’de 23.074 işyerinde 4/1-A kapsamında 188.100 kişi aktif sigortalı olarak çalışıyor.

Tüm çalışanların asgari ücret aldığını varsaydığımızda; şu anda her ay işverenin cebinden 276.853.104. TL çıkarken; net asgari ücret 1500 TL’ye yükseltildiğinde işverenin cebinden stopaj dahil her ay 483.465.906 TL çıkacaktır.

Aradaki fark 206.612.802 TL’ye tekabül etmekte olup; bu meblağ; 23.074 adet işverene ek mali külfet olarak yüklenecektir.

Ücretin asgarisinin yüksekliğinin belli başlı büyük şirketlerden ziyade, esnafa zarar vereceğini CHP’nin ekonomi kurmaylarının öngöremediği ortaya çıkmaktadır.

Esnafın sigortasız işçi çalıştırmaya yönelip, istihdamda önemli azalmalar yaşanabileceğini; yurt dışına kaçan Cem Uzan’ın reklamcısı iken; şimdi CHP’nin reklamcısı olan Ali Taran’ın hesaplayamadığı anlaşılmaktadır.

İş gücüne bağlı maliyet artışlarının ürün fiyatlarına yansıyarak, enflasyonu azdırıp, halkın alım gücünü düşürebileceğini Kemal Derviş’in de bilmediği görülmektedir.

Malum olduğu üzere; verilecek ücretin en azının kaç olması gerektiğini “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” belirlemekte ve bu komisyonun içinde işçi sendikaları da bulunmaktadır.

Şu anda geçerli olan ücretin en az miktarı brüt 1201,50 TL olmakla birlikte; çalışacak kişinin eğitim durumu, kabiliyet ve vasıflarına göre 6,5 katına kadar artırılarak 7809,75 TL’ye kadar çıkabilmektedir.

Bu hesaplamalar karşısında CHP’ye düşen; her ay Denizli esnafının fazladan ödeyeceği 206.612.802 TL tutarındaki farkı hazineden karşılayacağını yeni bir vaat olarak ilan etmesidir.

Başkasının taşıyla başkasının kuşunu vurmaya çalışan bir başka parti BTP olup, ücretin asgarisini 5000 TL olarak vaat ettiği halde; nedense seçmenler tarafından rağbet görmemektedir.

Bir başka ilginç durum ise MHP’de görülmektedir. Seçim beyannamesini en son kendisi açıkladığı ve CHP’nin 1500 TL vaat ettiği belli olduğu halde; ücretin asgarisinin 1400 TL olacağını ilan etmiştir.

Halbuki açık artırmayı, en yüksek rakamı veren kazanır… Dolayısıyla MHP’nin ücretin asgarisini hiç olmazsa 1550 veya 1600 TL olarak ilan etmesi gerekmez miydi?

Böyle davranmamasının sebebi olarak parsayı CHP’nin toplamasının daha uygun olacağını düşünmekte, bu konuda meydanı siyasi rakibine bırakmakta veya asgari ücretin açık artırmaya çıkarılmasının ekonomik gerçeklere uymadığının farkında olduğunu anlatmaya çalışmaktadır.

Ne diyelim? Seçim bu… Dilin kemiği yok… Aslında ücretin asgarisi olduğu gibi; atmasyonların da asgari ve azami miktarlarının belirlenmesi gerekmiyor mu?