REKLAMI GEÇ

DAYAN TÜRKİYE

3 Kasım 2014 Pazartesi

Her gecenin bir sabahı, her kışın bir yazı, her yokuşun bir inişi var.

Bu karabulutlar da elbet bir gün dağılacak. Bu hüzün de bir gün yerini sevince bırakacak.

Üst üste maden kazası haberleri gelmeyecek. Arka arkaya trafik kazası haberleri duyulmayacak. Peşi sıra kalleşçe cinayetler işlenmeyecek. İnsanlar intihar etmeyecek. Kadınlar şiddete maruz kalmayacak.

İnsanlar normalleşecek, ülkeler medenileşecek.

Ülkemizde ve dünyada olan bitenlerin kaynağında “insan” var. Birtakım insanlar, diğer bazı insanların hayatına, malına kastediyor. Birtakım ülkeler, diğer bazı ülkelerin insanlarına, topraklarına, doğal zenginliklerine kastediyor.

Daha çok kazanma hırsı, kanun ve kural tanımama, bilimsel çalışmayı reddetme gibi faktörler sonucunda elim vakalar meydana geliyor.

Bir patron nasıl olur da personelinin hayatını riske atar, bir şoför nasıl olur da yolcularının yaşam hakkını bile bile gaspeder, kalleş bir terörist nasıl olur da hunharca, insanları arkalarından katledecek kadar canileşir ve insanlıktan uzaklaşır? Erkekler; fiziken kendilerinden daha zayıf olan kadınlara neden şiddet uygular?

Neden, neden?..

Her şey; sonunda gelip insan eğitimine dayanmıyor mu? Bu olaylara sebep olanlar biz insanlar değil miyiz?

Hani meşhur bir atasözü var: Kurt ile bir olup önce kuzuları yerler; sonra da çoban ile bir olup, oturur ağlarlar…

Şiddetin, terörün, hırsın dini ve milliyeti yok. Öyleyse sorun insan eğitiminde. Karıncayı ezmekten, başka insanların hakkını yemekten, onlara zarar vermekten çekinecek insanları hangi müfredatla yetiştirebiliriz?

Canavarlaşmış, vampirleşmiş, ilkelleşmiş insanları bu alemden nasıl uzaklaştırırız?

Süt kokulu, saf kalpli, tertemiz duygulu çocuklar büyüyünce nasıl tanınmaz hale gelebiliyor?

Gelin bunu tartışalım…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı