REKLAMI GEÇ

EN AZ ÜCRET NE OLMALI?

17 Aralık 2019 Salı

En az ücretin; insan haysiyet ve onuruna yakışır, onu ele güne muhtaç etmeyecek, sıkıntıya düşürmeyecek, aç ve açıkta bırakmayacak, çoluk çocuğuna karşı başını öne eğdirmeyecek, tefecinin eline düşürmeyecek, banka kredilerine muhtaç etmeyecek, mutlu-mesut, refah içinde geçinmesini sağlayacak bir meblağ olması en büyük dileğim.

Doğal kaynak zengini, milli geliri yüksek, insanları müteşebbis ve çalışkan, yatırımcıya her türlü kolaylığın gösterildiği, üretimin önünde işi yokuşa süren engellerin olmadığı, rant ekonomisinin işlemediği, işçinin hakkının alnının teri kurumadan verildiği, işveren ile emekçilerin el ele-kol kola barış içinde çalıştığı ortamlarda asgari ücret tartışmaları herhalde asgari düzeyde yapılır, kamuoyunu günlerce meşgul etmezdi.

Emperyal ülkeler silah sanayilerini ayakta tutmak, ürettikleri silaha talep oluşturmak için elini az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin üzerinden çekmedikçe, ülkelerdeki etnisiteyi ve ülkeleri birbirine düşman ederek, farklılıklarını kaşıyarak güvenliklerini tehdit ettiği müddetçe; silaha, silahlanmaya ayrılan bütçeler azami düzeyde olacak, insanların emeklerinin gerçek karşılığı hep tırtıklanacaktır.

Yıllar önce ülkemizde genellikle sadece ailedeki erkekler çalışırdı. Zamanla hayat şartları zorlaşınca kadınlar da iş hayatına girdi.

Yaşam standartlarının yükselmesi ve ihtiyaçların artmasıyla evdeki gençler de devreye girdi ve iş gücü arzı oldukça yükseldi.

Kadın ve gençlerin iş hayatına atılma sebeplerini sadece maddi ihtiyaca bağlamak tabii ki mümkün değil. Lisans, yüksek lisans, doktora aşamalarından geçip kariyer yapmak, ilme/ bilme katkıda bulunmak, aile kurmaya hazırlık yapmak ve ekonomik özgürlüklerini elde etmek isteyenleri göz ardı edemeyiz.

Serbest piyasa ekonomisinde ücret ve fiyatlar arz ve talebe göre oluşur. İşgücü arzı yüksek, işgücü talebi düşükse maaş ve ücretler düşük olur. İşgücüne ihtiyaç duyanların çalışacak kişilerde aradığı nitelikler, vasıflar, beceri beklentileri yüksek olduğu halde, bir iş bulup çalışmak isteyenlerin sahip olduğu özellikler bunları tam anlamıyla karşılamıyorsa, “her ne iş olursa yaparım” diyenler çoğunluktaysa ücretler tatminkar olmaktan uzak kalır.

Ticaret ahlakı bozulmuşsa, çek yaprakları ödenmemek üzere, adi bir kağıt gibi elden ele geçiyorsa, borcuna düşkün olmayana karşı caydırıcı bir müeyyide yoksa esnaf alacağını alamıyor, vereceğini veremiyorsa; dürüst işverenlerin yüksek asgari ücret ödeme gücü git gide azalmaya mahkumdur.

Çalışanların bir kısmı; sigara içmek için günde on defa bina dışına çıkıyor, kahvaltılarını işyerinde dakikalarca aheste aheste yapıyor, mesai esnasında elleri defalarca akıllı telefonlarındaki sosyal medya hesaplarına gidiyor ve yine telefonuyla eş/dost/arkadaşlarıyla geyik muhabbeti yapıyor ve dolayısıyla üretimi/verimi düşürüyor ve sabote ediyorsa asgari ücreti bile hak etmekten uzaktır.

İşveren ve çalışanın dikkat etmesi gereken etik kuralları ve iş ahlakı ilkelerini bir tarafa bırakıp; hangi asgari ücretin işverene ne kadar maliyet getireceğine bakalım.

Net asgari ücret % 28 artışla 2,578 tl olursa; işverenin 500 kişinin altında eleman çalıştırdığı ve önümüzdeki yıl 150 lira devlet desteği ile % 5 SGK prim desteği aldığını varsaydığımızda bekar bir kişinin işverene maliyeti önceki yıla göre 829 lira artışla 3.685 lira olacaktır.

Aynı hesaplama yöntemiyle;
Net asgari ücret % 24 artışla 2.500.-tl olursa; işverene maliyeti 3.568,88
Net asgari ücret % 19 artışla 2.400.-tl olursa; işverene maliyeti 3.420,83
Net asgari ücret % 14 artışla 2.300.-tl olursa; işverene maliyeti 3.271,60
Net asgari ücret % 9 artışla 2.200.-tl olursa; işverene maliyeti 3.123,55
Türk lirası olacaktır. Halen bu maliyet 2.020.-tl tutarındaki net ücret için 2.856,12.- Türk Lirası’dır.

Evli ve çocuklu olanların asgari geçim indirimi (AGİ) hesapları bu rakamlar üzerinde değişiklik oluşturabilecektir.

Üretimin, istihdamın önündeki bürokratik engellerin asgari düzeylere indirilmesi, üniversite kontenjanlarının ülkedeki sanayici ve esnafın talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda tespit edilmesi, yılda 300 tarih/coğrafya öğretmeni atanacakken binlerce mezun verilerek “her işi yapmaya hazır” işsizler ordusunun artmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.

Dileğimiz; HAK-İŞ, TÜRK-İŞ VE DİSK konsorsiyumu ile TİSK arasında yapılmakta olan görüşmelerin tüm kesimleri memnun edecek bir şekilde sonuca bağlanması, çalışanların sabahları işe giderken ve iş esnasında ay sonunu nasıl getireceğine dair endişe taşımadan, moral/motivasyonu yüksek bir şekilde şevkle üretime katılması, işverenin de; her ay sonu geldiğinde; istihdam ettiği personelin maaş, stopaj ve primlerini ödeyebilecek miyim kaygısı taşımadan; mesaisini istihsal ve ihracatı artırmak, tevsi yatırımı, ar-ge, inovasyon gibi konulara ayırabilmesidir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı