REKLAMI GEÇ

HDP’NİN KAYYUMU PKK; PKK’NIN KAYYUMU HDP

27 Ağustos 2019 Salı

PKK HDP’nin kayyum olarak atadığı terör örgütü olduğu gibi; HDP de PKK ‘nın kayyum olarak atadığı siyasi ayağıdır.Bir başka deyişle bunlar; birbirlerinin eş başkanlarıdır.Her biri; yekdiğerini kollar ve gözetir.Birbirlerine laf söyletmezler.

Nitekim HDP; “PKK için ” bir terör örgütüdür” diyememektedir.

Demediği bir yana; terörist cenazelerine katılmakta; katılmayan milletvekillerini tehdit etmektedir.
PKK’nın; tükrüğüyle Türkiye’yi boğacak güçte olduğunu iddia etmektedir.

PKK; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığına kast etmekte; onu bölmeye, parçalamaya, ele geçirmeye, yerine bir başka devlet kurmaya çalışmaktadır.
Bu uğurda bebek, kadın, çoluk, çocuk demeden sivillere ve asker,polis demeden kolluk kuvvetlerimize saldırarak şehit etmekte bir sınır tanımamaktadır.

Yine amacına ulaşmak için HDP’li belediyelere korku salarak,onları boyunduruk altına alarak haraca bağlayıp maddi kaynak sağlamakta, eli kanlı elemanlarını istihdam etmekte, gündüz sivil, geceleyin terörist olmaktadırlar.

Belediyelerin iş araçları vasıtasıyla hendek kazdırmakta, bomba yerleştirmekte, sonra çukurların üzerini yine belediyeler vasıtasıyla asfalt kaplatmaktadır.

İyilikten, güzellikten anlamamakta; barış için uzatılan zeytin dallarını kırmakta, çözüm sürecinde olduğu gibi; kendilerine gösterilen müsamahayı istismar etmekte, T.C. Devletini zor durumda bırakmak için elinden geleni ardına koymamaktadır.

HDP ve PKK birbirlerini arka bahçe olarak görmekte; PKK HDP’yi emir eri olarak kullanmakta; PKK’nın desteklemediği aday belediye başkanı seçilememekte, PKK desteğiyle seçilen bazı belediye başkanları; belediyelerinin kapısını sonuna kadar PKK’ya açmakta; Kandil’e kadar uzanan bir koridor oluşturmaktadır.

Biz ise; “ABD ne der?”, “Avrupa ne der?” diyerek ülkemizin bir bölümünün belediyeler vasıtasıyla PKK’ya adeta peşkeş çekilmesinin önlenmek istenilmesine itiraz etmekteyiz.

“Ama onlar seçilmişti” , diye sayıklaya sayıklaya “bir çakıl taşını vermeyiz” dediğimiz vatanımızın kaynaklarının, hazinelerinin, imkanlarının bir kısım belediyelerce PKK’ya altın tepside sunulmasına rıza gösterir bir duruma düşmekteyiz.

Halbuki “Birinci vazifemiz; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek” değil midir?

Söz konusu “vatan” olunca gaflet ve dalalet, hatta hıyanet olarak nitelendirilebilecek tavır,söz ve davranışlardan, eğilip bükülmelerden uzak durmamız gerekmez mi?

Binaen aleyh;

Lojistik depoları, mühimmat mağaralarıyla birlikte Kandil bir an önce teslim olmalıdır.T.C. sınırları içinde dağlarda yaşayan teröristler, pişmanlık belirterek Türk Adaleti’ne sığınmalıdırlar.

Eğer HDP bir “Türkiye Partisi” ise; “Milli” ise, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı ise, vatansever ise;bölücü değil ise derhal böyle bir çağrı yapmalıdır.

Böylelikle ülkemize barış ve huzur gelmelidir.

Heyhat !

Kongrelerinde Türk Bayrağı asmayan, İstiklal Marşı söylemeyen bir partiden böyle bir davranış beklemek hayalden öteye bir anlam taşımamaktadır.

Öyleyse seçiminizi yapın. Ya Selahattin Demirtaş’ın sazı eşliğinde “demokrasi” türküsünü çalıp çığırarak; şehit yakınlarını işten çıkaran belediyeleri desteklemeye devam edecek, anaların feryatlarına rağmen evlatlarının Kandil’e çıkarılmasına , kız çocuklarının dağda cinsel istismarına göz yumacaksınız…

Ya da Türkiye düşmanı PKK ve destekçilerine karşı durmanız gereken yeri bir an önce belirleyeceksiniz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

musa akyol   -  Bağlantı 27 Ağustos 2019, 12:49

Yazılarınızdan vatanını çokseven birisi intibaı uyandırıyorsunuz ancak,suudilere satılan 2 milyon metrekare toprak,israillilere satılan güneydeki topraklar ve katarlılara satılan Karadenizdeki topraklarla ilgili hiçbirşey yazmadığınız dikkatimi çekti

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı