REKLAMI GEÇ

HER DEVRİM KENDİ EVLATLARINI YER

16 Nisan 2019 Salı

“Devrimi devrimciler yapar. Düzeni fırsatçılar kurar. Devrimden sonra devrimciler, hala devrimcidir. Yeni düzeni kuran fırsatçılar ise kendi statükolarını oluştururlar. Fırsatçı olmalarına rağmen devrimi sahiplenmişlerdir. Onlar (sahte) devrimci olunca; asıl devrimci olanlar karşı devrimci pozisyonuna düşerler ve devrime asılırlar. Asılanların peşindeki kitleler ise umutlarını kaybeder. “Düzen değişti (…….) aynı ” felsefesini benimseyerek sinerler.” (1)

Bulundukları konumda kendilerine yer bulamayan, ya da; fikir ayrılığına düşenler; yeni bir yapılanma içine girmişler ve fakat bir müddet sonra; yola çıktıkları arkadaşlarıyla ters düşüp onları diskalifiye etmişlerdir.

Hedefi yıkmakta uzlaşanlar; onun yerine yapacakları binanın mimarisinde anlaşamamışlardır. Bu durum sadece Fransız Devrimi’nde değil; sadece “İran İslam İhtilali’nde değil; ülkemizde 1960 İhtilali’nde de yaşanmış; Albay Alparslan Türkeş sürgüne, Talat Aydemir de idama gönderilmiştir.

Turgut Özal; kurucusu olduğu ANAP Genel Başkanlığı’nı bırakıp Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yalnızlığa itilmiş; ANAP iktidar mücadelesine sahne olmuş ve siyaset arenasından silinip gitmiştir.

1917’deki Ekim Devrimi’nin en önemli figürlerinden olan Troçki; Lenin’in ölümünden sonra başa geçen Stalin tarafından Türkiye’ye sürgüne gönderilmiş; dört buçuk yıl yaşadığı İstanbul’dan Meksika’ya gittikten sonra; (bir gün önce uğradığı suikast sonucunda aldığı ağır yara sebebiyle) ölmüştür.

Devrimciler; “yumurtaları tokuşturup kırmadan omlet yapılmaz” kaidesi gereğince; omlet yapmak adına kendilerince çürük gördükleri yumurtaları kırıp yemekten kendilerini alamamışlardır.

Fransız Devrimi’nin öncülerinden olan Danton; ihtilalde birlikte hareket ettikleri Robespierre tarafından idama mahkum edilir ve başını giyotine uzatır.

Aradan bir müddet geçtikten sonra; bu defa; Robespierre yüz arkadaşıyla birlikte aynı akıbete uğrar ve idam edilirler.

Danton’un idamından 42 yıl geçmiştir. Alman oyun yazarı Karl Georg Büchner “Danton’un Ölümü” başlıklı bir kitap yazar.

Büchner bu kitabında giyotine doğru giden Danton’a şu sözleri söyletir: ” Devrim Satürn gibidir; kendi evlatlarını yer.”

İspanyol ressam Goya’nın evindeki duvarlara çizdiği 14 tablodan biri olan “Çocuklarını Yiyen Satürn” tablosu “Kara Resimler” serisinden bir tanesi olarak sanat tarihinde önemli bir yer alır.

Satürn; aslında Güneş’e olan mesafesine göre altıncı gezegenin adıdır. Fakat mitolojideki anlamı bambaşkadır.

Üranüs; Satürn’ün merhametsiz babasıdır. Çünkü on evladı içinden yaratılış bozukluğu ile dünyaya gelen üçüne çok acımasız ve gaddar davranır. Buna tepki veren Yer Tanrıçası anne Gaia ile oğul Satürn işbirliği yaparak Göklerin Tanrısı baba Üranüs’ün erkekliğini yok ederler.

Satürn  evlenip de çoluk çocuk sahibi olunca içini bir kurt kemirmeye başlar. Kendisinin baba Üranüs’e yaptığını; evlatlarının da ona yapacağından kuşkulanmaktadır.

Neticede Üranüs de canavarlaşır ve çocuklarını teker teker yer.

(1)Ekşisözlük

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı