REKLAMI GEÇ

İNGİLTERE DE SAVAŞ GEMİLERİMİZİ TESLİM ETMEMİŞTİ

23 Temmuz 2019 Salı

1900’lü yılların başında hakimiyet göklerde değil; denizlerdeydi. Donanması güçlü olan ülkeler savaşlarda üstünlük sağlamaktaydı.

Nitekim bu eksikliğimiz yüzünden Balkan Savaşı’ndan galip çıkamamıştık. Bunun üzerine Donanma Cemiyeti kurulmuş; 1911 yılında da İngiliz Vickers şirketine zırhlı bir gemi siparişi vermiştik. Gemi bittiğinde ismini “Reşadiye” koyacaktık.

Bu esnada Brezilya da İngiltere’deki Armstrong şirketine bir savaş gemisi inşası için sipariş vermiş; ancak daha sonra vaz geçmişti.

Brezilya tarafından bedeli ödenmeyen bu gemiyi Osmanlı İmparatorluğu satın almak istediğini belitmiş ve adını da “Sultan Osman” koymuştu.

Reşadiye ve Sultan Osman adındaki savaş gemilerinin termin tarihi 2 Ağustos 1914 olarak tespit edildi. 1 Ağustos 1914’te halktan toplanan bağışlarla gemi bedellerinin son taksiti kapatılmış ve hatta gemilerin yakıtı olan kömür parasına kadar ödeme yapılmıştı.

Beklenmedik bir hadise gemilerin teslimine engel oldu. Zira 28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan veliahtı Saraybosna’da bir Sırplı tarafından öldürülmüş ve bu olay 1. Dünya Savaşı’nın çıkmasına zemin hazırlamıştı.

Bu gelişme üzerine Denizcilik Bakanı Winston Churchill; Kaptan Rauf Bey’e gemileri teslim etmemiş ve İngiliz Hükümeti gemilere el koymuştu.

Zaten daha önce 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Çeşme Limanı’ndaki ve 1827 yılında da Navarin limanındaki Osmanlı donanmasını yakan ve yaktıran İngiltere; bu defa da; parası peşin ödenmiş gemileri gasp etmiş ve tazminatını da ödememiştir.

(El konulan 2 zırhlı savaş gemisi ve diğer 8 geminin bedellerinden 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’yla tamamen feragat etmişizdir.)

İngiltere’nin gemileri teslim etmemesi üzerine Almanya Osmanlı’ya (isimleri sonradan Midilli ve Yavuz olarak değiştirilen) iki savaş gemisi gönderir.

Ve Ekim 1914’de Osmanlı İmparatorluğu Almanya’nın yanında, İtilaf Devletleri’ne karşı savaşa girer. Karşısındaki blokta İngiltere de vardır.

Gelelim günümüze.

Dış Politika otoritesi olarak kabul edilen Prof. Walter Russel Mead, tam da 15 Temmuz 2019 tarihinde; Amerikan Wall Street Journal Gazetesi’nde Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’na girmesine kadar giden sürece atıfta bulunarak; sözü S 400’lere getirmiş.

S 400 krizinin de buna benzer sonuçları olabileceğinden bahsediyor ve parasını ödediğimiz halde sahip olamadığımız gemiler misali; Patriot’lara sahip olamayabileceğimizi ve ayrıca dünyadaki dengelerin olumsuz sonuçlara (ve belki de bir savaşa) yol açabileceğini ima ediyor.

Mead’ın kavrayamadığı bir şey var:
Türkiye artık eski Türkiye değil.
Türkiye artık ABD’ye bağımlı değil.
Türkiye artık ezik değil.
Türkiye artık 3. Dünya ülkesi değil.
Türkiye artık Muz Cumhuriyeti değil.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı