REKLAMI GEÇ

KANAL İSTANBUL

14 Ocak 2020 Salı

Bir projeyi sırf iktidar partisi yaptı diye sahiplenmek, benimsemek ve savunmak ne kadar yanlış ise; yine aynı sebepten karşı çıkmak da o kadar yanlış.

Durum o hale geldi ki; muhalifsen; tüm büyük ve önemli projelerin karşısında olacak; iktidar kanadında isen her projenin mutlaka arkasında olacak; araştırmayacak, bilimin süzgecinden geçirmeyecek, tartışmayacaksın.

23 Haziran 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen Ekrem İmamoğlu; Kanal İstanbul’a 15 maddelik bir itirazda bulunarak tüm muhalifler adına bayrak açtı. Arkasından İstanbul’daki toplu taşıma araçları ve iç hat vapurlarının reklam alanlarını proje aleyhinde keskin ifadeler ihtiva eden ilanlarla donattı.

Umut Oran da 1.595 sayfalık ÇED raporunu okuduğunu, incelediğini ifade ederek 34 maddelik dilekçeyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu.

İBB 10 Ocak 2019 Cuma günü bir de çalıştay tertipledi. Çalıştayda bir konuşma yapan Prof. Dr. Cemal Saydam; Marmara Denizi’nde biriken hidrojen sülfür/sülfirik asitin salınımı sebebiyle erkeklerin hadım olma tehlikesinden bahsederek tüm erkeklere korku saldı.

Dünyanın en yoğun, en dar ve tehlikeli su kanalı olarak kabul edilen İstanbul Boğazı’ndan günde ortalama 115 ila 150 gemi geçerek Marmara’nın su kalitesini bozuyor.

Tehlikeli madde ve akaryakıt taşıyan gemiler; geçmiş tarihlerden bu yana boğaz ve İstanbul halkı için büyük bir tehlike arz ediyor. Bu güne kadar 108.000 ton petrol boğaza boşalmış. Ayrıca, meydana gelen kazalarda 100 civarında insan bu hayata veda etmiş.

İstanbul Boğazı’nın senelik geçiş kapasitesi 25.000 gemi iken; bu rakam halen 40.000 eşiğini aşarak 50.000 dolaylarında kol geziyor.

Yoğunluk yüzünden bir geminin boğazdan geçmesi için zaman zaman 15 saat beklemesi gerekiyor.

Boğazdan geçecek bir geminin azami ağırlığının 15.000 tonu geçmemesi gerekiyor. Gemiler bu sınırlamaya uyuyor; ancak; yıllık istatistiklere bakıldığında boğazdan 2010 yılında toplamda 672 milyon groston yük geçmişken; bu rakam 2018’de 849 milyon grostona baliğ olmuş.

Türkiye; boğazdan geçiş yapmak için artan talep karşısında; hem alternatif bir geçiş yolu yaparak on bin yeni istihdam oluşturmak; hem de güvenlik risklerini en aza indirdikten sonra; deniz ticaret merkezi olma konumu kuvvetlendirmek ve yılda bir milyar dolar gelir elde etmenin peşinde.

Bu kapsamlı proje için ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi’nin de içinde bulunduğu 7 üniversitede; 200 civarında uzman/akademisyen çalışmış ve 33 ayrı bilim dalında rapor hazırlanmış.

KANAL İSTANBUL DEPREMİ TETİKLER Mİ?
Kanal İstanbul’a 30 km. mesafeden Çınarcık fay hattı, 11 km. mesafeden de Kuzey Anadolu Fay hattı geçiyor.

İstanbul’da hali hazırda yerin 20 km. derinliğinde 7 şiddetinde meydana gelebilecek bir depreme dair hazırlık yapılıyor.

Dolayısıyla; sadece 21 metre derinliğindeki bir kanalın 20 kilometre derinliğindeki bir fay hattını tetikleyeceği iddiası, doğru bir söylem değil.

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu hazırlanma esnasında; kanalın geçeceği alandaki liman ve binalarda kullanılacak malzeme standardı; her türlü felaket senaryosu dikkate alınarak belirlenmiş ve sadece deprem değil; tsunami ihtimaline karşı da simülasyonlar yapılmış.

Ekrem İmamoğlu Habertürk TV’de 4 gazeteciyle birlikte İstanbul Kanalı Projesini tartışırken canlı yayına bağlanan Prof. Celal Şengör projenin depremi tetiklemeyeceğini belirtti.

BOĞAZDAN GEÇEN GEMİLER HİÇ ÜCRET ÖDEMİYOR MU?
İstanbul Boğazı’ndan geçen her gemi; kılavuzluk, can kurtarma, fener, sağlık vergileri ve römorkör hizmetleri için belirli oranlarda ücret ödemekte ve sıfır ücretle geçiş söz konusu değil.

SAHİLDE İNŞAATA İZİN VERİLECEK Mİ?
Küçükçekmece Gölü’nün sahil kıyısında herhangi bir inşaat için müsaade verilmeyeceği söyleniyor. Bu saha; zaten; “doğal sit alanı” kapsamında ve koruma altında.

ANTİK KENT MAĞARALAR SU ALTINDA MI KALACAK?
Küçükçekmece Gölü kıyısında bulunan Bathenoa Antik Kenti ile Yarım Burgaz mağaralarının; proje alanının dışında kalmakta olduklarından su altında kalmayacağı ve proje tarafından yutulmayacağı anlaşılıyor.

İBB’NİN YAPMASI GEREKEN YATIRIM NE KADAR?
Kanal İstanbul Projesi kapsamında Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın yapması gereken alt yapı yatırımının maliyetinin; takriben 10 milyar liranın altında kalacağı ifade ediliyor.

ÇÖZÜNMÜŞ OKSİJEN CANLI YAŞAMINI TEHDİT EDECEK Mİ?
Yaz ve kış; yılın hiç bir ayında ve hiç bir döneminde; Kanal İstanbul sebebiyle çözünmüş oksijenin canlı hayatiyeti için gerekli olan asgari sınırın altına düşmeyeceği; bu konuda hesaplama ve simülasyon çalışmalarının bilimsel olarak modellendiği görülüyor.

YERALTI VE YERÜSTÜ SU KAYNAKLARI KURUYACAK MIDIR?
İstanbul’un su tüketiminin yılda 1 milyar 60 milyon m3 olduğu göz önüne alındığında; kanalın İstanbul geneline olumsuz etkisi binde iki buçuk seviyesinde.

Ancak Melen Barajı Projesi tamamlandığında İstanbul’a yılda 1.1 milyar m3 su gelecek ve İstanbul Kanalı sebebiyle oluşacak farkı kapattığı gibi; İstanbul; ihtiyacı olan su rezervinin kat kat fazlasına kavuşacak.

Kaldı ki; DSİ tarafından devreye alınması planlanan Karamandere, Pirinççi ve Hamzalı barajlarının sisteme girmesiyle İstanbul’un su rezervi doyurucu seviyelerde gezecek.

İSTANBUL’UN NÜFUSU ARTACAK MI?
İstanbul Kanalı’nın her iki yakasında kurulması planlanan akıllı semt ve akıllı şehre İstanbul’un diğer semtlerinden taşınacak veya diğer kentlerden gelip yerleşecek nüfusun an fazla 500.000 olması bekleniyor.

RANT
5 ayrı alternatif güzergah içerisinde kıyaslamalar ve simülasyonlar yapılırken, kesin güzergahın neresi olacağını tahmin edip arazi satın alanların milliyeti, tabiiyeti üzerinde durulduğu kadar; bu gayr-ı menkullerin sahiplerinin kim olduğu, tapu dairesindeki alım satım vergisine mesnet teşkil eden rayiç değerin ne olduğu üzerinde de durulabilir.

Eğer tapudaki fiili alım satım rayiç değerinin; olması gereken hakiki değerin çok altında gösterildiğine dair bir kanaat varsa; devletin işbu gayr-ı menkulleri aynı paranın biraz üzerinde bedel ödeyerek satın alması mümkündür.

Zira, tapu müdürlükleri, devredenin ve satın alanın adı ve adresi ile gayrimenkulün harca esas tutulan değerini ve vasıflarını Gelir İdaresi Başkanlığı’na düzenli olarak bildirmekteler…

Gelir İdaresi Başkanlığı farklı kurum ve kuruluşlardan alınan bu verileri analiz etmekte ve vergisel yükümlülüklerin mükellefler tarafından tam ve doğru bir biçimde yerine getirilmesi için çaba sarf etmekte.

Dolayısıyla buradaki alım satımlar, bu yönden incelenmelidir.

YAPACAĞIZ! YAPTIRMAM’…
Projenin; halk nezdinde tartışılmadan, anlatılmadan, iknaya yönelik argümanlar ileri sürülmeden, metazori olarak hayata geçirilmesini eleştirenler; bu defa aynı pozisyona düşerek “yaptırmayacağız” demektedirler.

Oysa “mutlaka yapacağım” demekle; “katiyen yaptırmayacağım” demek arasında hiç bir fark yok.

Kanal İstanbul’u yapıp yapmamaya karar verirken bir hususu daha göz önünde bulundurmakta fayda var:

Diğer dost gözüken veya alenen düşman olan ülkeler Kanal İstanbul hakkında ne diyor? “Yapılmasın, yapamazsınız, hayır, olamaz” diyorlarsa; tereddüde hiç mahal yok.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı