REKLAMI GEÇ

KOBRA ETKİSİ

28 Mayıs 2019 Salı

Hindistan’ın İngiliz sömürgesi altında olduğu yıllar… 1858 ile 1947 yılları arası.

Başkent Delhi’de her tarafı kobra yılanları istila etmiştir. Birçok İngiliz askeri kobra yılanlarının sokması sonucu zehirlenerek ölmüştür.

İngiliz Hükümeti kobra yılanlarından kurtulmak için bir çare düşünür. Öldürülerek getirilen her kobra başına bir sterlin verecektir Hintlilere.

Bilhassa Hint fakirleri çok sevinirler bu işe. Oldukça iyi para kazanırlar. Hatta gelirlerini daha da artırabilmek için kobra yılanlarını beslemeye; çoğaltıp öldürerek teslim etmeye başlarlar.

Bu durum; İngilizleri yeni kararlar almaya zorlar. Çünkü hazineden çıkan para miktarı giderek artmıştır. Dolayısıyla ilk aldıkları tedbirden geri adım atarak; öldürülmüş kobralar için para vermeyi durdururlar.

Hint halkı bu durumdan çok olumsuz etkilenir. Önemli bir gelir kaynağını kaybetmişlerdir. Bu moral bozukluğu içinde; kobra yılanlarını çoğaltıp besleyerek masraf yapmaktan vazgeçerler.

Halkın yapabileceği tek bir şey kalmıştır: Yılan çiftliklerindeki kobraları salıvermek… Bu yeni durum karşısında yer-gök yine kobra yılanı dolmuştur.

İngilizler; başlarındaki büyük ve hayati bir önem taşıyan sorunu çözmek için bir çare geliştirmiş ve fakat buldukları ve tatbik ettikleri çare; bir başka yerden (hazineden) patlak vermiş ve başlangıçtaki durumdan daha da kötü ve içinden çıkılmaz bir vaziyete düşmüşlerdir.

Bu hadiseden sonra; mevcut bir sorunun çözülmesi için geliştirilen yöntemin ters tepmesi ve sorunun daha da büyümesi olgusuna “kobra etkisi” denilmeye başlanmıştır.

Nitekim buna benzer bir olay Fransız sömürgesi / kolonisi olduğu yıllarda Vietnam’da yaşanır. Rivayet edilir ki; burada da ölü yılan getirenlere ödül verilmeye başlanır ve yılanların kökünün kazındığı sanılırken bir başka problem ortaya çıkar:

Fare yiyerek beslenen yılanlar ortadan kaldırıldığı için; bu defa; fare nüfusu olağanüstü rakamlara ulaşmıştır.

Fransızlar; aynen İngilizlerde olduğu gibi fare ölüsü getirenlere ücret ödemeye başlar. Ancak meydanlar fare ölüsü yığınlarıyla dolar.

Bunun da iyi bir çözüm olmadığı gören sömürgeci Fransızlar; bu defa; ölü farenin bir bütün olarak getirilmesi yerine; sadece kuyruğunun getirilmesi halinde aynı meblağı ödeyeceğini vaat ederler.

İşsiz halk; farelerin üremeye devam etmesini sağlamak için kuyruğunu kestikleri fareleri öldürmeyip besleyerek el kokusuna alıştırmaya başlarlar.

Bir müddet sonra görülür ki; ortalıkta kuyruksuz fareler cirit atmakta ve kendisini besleyecekleri zannıyla Fransız askerleri de dahil olmak üzere insanlara saldırmakta ve yiyecek bulamadığında da onları ısırmaktadır.

Ortaya çıkan bu vahim durum karşısında Fransızlar tekrar eski yönteme dönüş yaparak fare ölüsü getirilmesini isterler.

Ancak fare leşleri; mikropların üremesine, insanlara bulaşmasına sebep olmaya başlar. Bu hadiseye de “fare etkisi” adı verilir.

Kıssadan hisse: Karşı karşıya kaldığımız problemleri çözmeye çalışırken; ortaya çıkabilecek yan etkileri iyice düşünelim.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı