REKLAMI GEÇ

KURTAR BİZİ BABA!

21 Haziran 2015 Pazar

Lakaplarından bir tanesi de “baba” idi. Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı yüksek rakımlı tepeden sonra; bu seneki “babalar günü”nden bir gün önce Çalcatepe’ye defnedildi. Her nefis gibi o da ölümü tattı.

Altı defa şapkasını alıp gitti; yedi defa şapkasını alıp geri geldi.”Gap’ı gaptırmayan” Demirel’in; hayatı boyunca kaç tane fötr şapkayı seçmenlerine gaptırdığına dair elimizde herhangi bir istatistik yok. Ancak kendisiyle özdeşleşen fötr şapkasını toprağa verilinceye kadar üzerinde taşıdı.

Yedi yıl süren siyasi yasaklı olduğu günlerde; adından bahsetmek bile sakıncalı görüldüğü için; bazı yazarlar kendisinden “bir bilen” olarak bahsederdi.

Asıl adı Süleyman Sami Gündoğdu olan Demirel’in bir başka ünvanı da “çoban sülü” idi. Ona; temsilcisi olduğu ABD menşeli Morrison Knudsen firmasına atfen “Morrison Süleyman” diyenler de oldu.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden kendisine getirilen gıda takviyeleri ve bitkisel ürünlerden mi olduğu bilinmez; kuvvetli bir isim hafızasına sahipti. Yıllar sonra karşılaştığı insanlara, adıyla hitap etmesi, muhataplarını mest ederdi.
Büyük bir demagoji ustasıydı. Daha önce söylediği bir sözü nakzeden bir konuşma yaptığı hatırlatıldığında “dün dündür, bugün bugündür” diyerek işin içinden sıyrılırdı.

Öğrencilerin büyük bir gösteri yapacağını haber aldığında “yollar yürümekle aşınmaz” şeklindeki sözü hafızalardan hiç silinmedi.Akaryakıt sıkıntısı yaşandığında söylediği “memlekette benzin var da; biz mi içtik?” cevabı hala hatırlanıyor.

Demirel; 12 Eylül 1980 ihtilali ve 12 Mart 1971 muhtırasından önce de sıkıntılı günler geçirdi. Nitekim; Adnan Menderes’in dar ağacına gönderilmesinden üç yıl sonra Adalet Partisi’nin başına geçeceği zaman ; mason locasından “mason değildir” belgesi almak zorunda kaldı.

Demirel siyasi muarız,rakip ve muhatapları ile girdiği polemik ve laf dalaşlarıyla da Türk siyasi literatürüne geçti:
Seçim vaadi olarak: “Onlar ne verirse, benden 5 fazlası…”

Merhum Turgut Özal için, “Çankaya’nın şişmanı”

Yine Özal için:”Tapulu arazime gecekondu kondurtmam”

Ecevit için: “Hükümetin başı”(Hiç bir zaman “Başbakan” demedi)

1965-71 arasında:”Herkes göğsünü gere gere müslümanım diyebilmeli”

12 Eylül öncesi;”Bana; milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz.”

12 Eylül sonrası:”Kanlar Evren’i Çankaya’ya taşımak için akıyordu.”

Kenan Evren’e kinaye olarak:”Çankaya’ya çıkacağıma dağa çıkarım.”

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra:”Devletin tepesinde kavga olmaz.”

Merve Kavakçı için:”Ajan provokatör”

Türbanlılar için:”Okumak istiyorlarsa Suudi Arabistan’a gitsinler.”

Siyasi hayatında Demirel dört ayrı dönem geçirdi ve dört ayrı portre çizdi:

1965 ila 1971 yılları arasındaki “barajlar kralı” dönemi.

12 Mart 1971 ila 12 Eylül 1980 arasındaki koalisyonlar dönemi.

12 Eylül 1980 sonrasındaki siyasi yasaklı Demirel..

“Cumhurbaşkanlığı elinin tersiyle itilebilecek bir makam değildir” diyerek çıktığı ve 28 Şubat’a mimarlık yaptığı

Çankaya dönemi…

Memleketinde kılınan ikinci cenaze namazında bir çok siyasi bir araya geldi… BİNAEN ALEYH şimdi gerçek hayattaki siyasilerin; son Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin menfaatleri doğrultusunda bir araya gelmelerinin zamanıdır…

Bu dünya Sultan Süleyman’a bile kalmadı. Fakat T.C.Devleti kıyamete kadar payidar kalacaktır… Haydi göreve!

NOT : Tüm babaların “Babalar Günü”nü kutluyorum.Yazının başlığını babalar günü ile ilişkilendirerek ve evlatların en küçük sıkıntılarında bile babalarını imdada çağırmalarından esinlenerek attım.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı