LGBTI, SODOM VE GOMORE

Yıl 1969.

Ülke: ABD, şehir New York.

Mekan; Stonewall Inn adlı bir bar.

Eşcinseller kendileri üzerinde baskı kuran polisleri bu bara kilitleyip, sokaklara taşmış ve dört gün boyunca eylem yapmışlardır.

Daha sonraki yıllarda; bu hadisenin yıldönümlerinde  “cinsel özgürlük haftası”, “onur haftası”, gibi isimler altında kendileri/sorunları hakkında farkındalık oluşturmak, kabullenilmelerini sağlamak, yasal dayanağa kavuşmak gibi amaçlarla etkinlikler düzenleme gayreti içinde olmuşlardır.

Nitekim bu sene ülkemizde de Haziran ayının son haftasında çeşitli illerde seslerini duyurabilmek için “onur yürüyüşü” yapmışlar ve bazı belediyelerden destek görmüşlerdir.

2007 yılında Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve diğer ülkelerden gelen ve hatta Türkiye’den de yazar, araştırmacı ve sanatçıların katıldığı panel tiyatro, film gösterimi ve konser gibi etkinliklerin yapıldığını da hatırlatmak gerekir.

LGBTI mensupları; lezbiyenlik, gaylık, biseksüellik, transseksüellik, travestilik ve interseksiliği hastalık, anormallik, bozukluk ve sapkınlık olarak görmemekte; tedavilerine yönelik bilgiler veren kitapların yazılıp, satılmasını ahlaki bulmadıkları gibi; aksine bu durumu insan haklarının ihlali olarak değerlendirerek, kendilerine karşı ayrımcılık yapıldığını iddia etmekteler.

Bir kişinin kendi cinsine veya her iki cinse karşı ilgi duyması, biyolojik olarak erkek veya kadın olduğu halde kendisini diğer cinsiyetten imiş gibi hissetmesi v.b. duyguların oluşmasının yetiştirilme tarzı, yaşadığı ortam veya biyolojik sebepleri hakkında çok şeyler söylenmekte ve yazılmakta.

Bunları başka bir yazı konusu yapmak üzere; eşcinsellik denilince ilk akla gelen şehirler olan Sodom ve Gomore’den bahsetmek istiyoruz.

Tevrat’a göre;  Sodom şehrinde her türlü ahlaksızlık ve cinsi sapıklığın yaygınlaşması üzerine; bunlara müeyyide uygulamakla görevli melekler insan suretine girip, İbrahim’e gelmişlerdir.

Tanrı; Sodom ve Gomore şehrindeki insanların işledikleri ağır günah sebebiyle yok edilecekleri haberini göndermiştir.

İbrahim; Erden havzasında; kötülerin yanında iyi insanların da yaşadığını ve onların hatırına; bu iki şehrin helak edilmemesi için yalvarır.

Bunun üzerine Rabb’i; eğer on kadar iyi kişi varsa, affedeceğini söyler. Fakat toplumun içinden on iyi kişi bulamazlar.

Akşam vakti; Sodom’a inen iki melek; şehrin girişinde oturan Lut’un daveti üzerine; evine konuk olurlar.

Eşinin  ihbar etmesi üzerine Lut’un hanesini kuşatan halk; melek olduğunu anlayamadıkları misafirlerin kendilerine verilmesini isterler.

Lut; bunu yapamayacağını; isterlerse, erkek misafirleri teslim etmek yerine   kendi kızlarıyla evlenebileceklerini teklif etse de; halk evin kapısını kırmaya yeltenince, melekler saldırganların gözlerini kör ederler.

Melekler; Lut’a; aile fertlerini alıp uzaklaşmasını, zira şehri tahrip edeceklerini tebliğ eder. Ancak Lut biraz yavaş davranınca; melekler eşi ve kızlarını şehrin dışına bırakarak, arkalarına bakmadan dağa doğru kaçmalarını telkin ederler.

Lut ve kızlarının seher vakti Tsoar mevkiine varmasından sonra Sodom ve Gomore ‘ye semadan ateş ve kükürt yağar. Bitkiler dahil, her şey yok olur.

Lut’un eşi ise; uyarıya rağmen, kaçarken arkasına baktığı için geride kalır ve  ısınıp eriyen tuz yığınlarının içinde kalarak ölür.

Hazreti Lut; Kur’an-ı Kerim’de 27 yerde zikredilir. Hz. Lut; Hz. İbrahim’in tebliğini  kabul eden, alemlere üstün kılınan, kendisine ilim verilen, salihlerden olan, ilahi rahmete kabul edilen peygamberlerdendir.

Hz. Lut Aleyhisselam; Allah-u Teala tarafından peygamber olarak görevlendirilerek Sodom’a gönderilmiştir.

Sodom ve Gomore halkına; kadınlar yerine erkeklerle beraber olmalarının büyük bir ahlaksızlık  ve günah olduğunu tebliğ ederek bundan vazgeçmelerini, kendisine itaat etmelerini, Allah’a karşı gelmekten sakınmalarını istemiştir.

Sodom ve Gomore halkı ise; yapmakta oldukları işe karışmaya devam etmesi halinde kendisini sürgüne göndereceklerini, eğer doğru söyleyenlerden ise tehdit ettiği azabı başlarına getirmesini isteyerek, meydan okumuşlardır.

Neml suresinin 56. ayetinde belirtildiği üzere; Hazreti Lut ve ailesi; kavmi tarafından “temiz kalmak isteyen insanlar” olarak vasıflandırılıp alay konusu yapılmaktaydı.

Lut kavminin kendini düzeltmemesi üzerine Allah-u Teala; meleklerini insan suretinde önce Hazreti İbrahim’e, daha sonra da Hz. Lut’a göndererek Lut kavmine; balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırılacağını, şehrin altının üstüne getirileceğini bildirir.

Ve Lut kavminden geriye içinde canlı yaşamayan Lut gölü/Ölüdeniz kalır.

Filistin/İsrail yolculuğumuzda Mescid-i Aksa, Kubbetüs-Sahra, Kudüs, Beytüllahim ve Ramallah şehirlerinin yanında; bir de; Lut gölünü görme imkanımız oldu.

Anlatıldığına göre; gölün suyu yüzeyde binde 288, diplerde ise binde 325 oranında tuzlu.

Gölün çevresinde; kendisine tembih edilmesine rağmen, Sodom’dan kaçarken arkasına dönüp bakan Hz. Lut’un eşinin tuzdan sütun haline gelmesini andıran  kümelenmeler oluşmuş.

Şahit olduğumuz bir başka ilginç tablo ise; gri renkte balçık ihtiva eden gölün kıyısına gelen İsrail’lilerin çamur banyosu yapmalarıydı.