REKLAMI GEÇ

ÖĞRETMENLER TEPKİLİ, ÖĞRENCİLER MEMNUN

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Veli toplantısı nedeniyle gittiğim bir Anadolu Lisesi’nde, bir öğretmenin sıra dışı bir tepkisine şahit oldum… Sınıfa girer girmez, öğrencilere, kendi dersinden karnelerine not vermeyeceğini söyleyerek, eğitim öğretim metodolojisini çok yanlış bulduğunu, öğrencilere müfredattaki konuları anlatamadıklarını, işleyemediklerini; yüksek sesle, biz veliler nezdinde protesto etti.

Sınıftaki sıralarda oturmakta olan biz veliler, önce şikayet konusunu tam anlayamadık. Sorduğumuz sorularla bayan öğretmenimizin infialinin sebebini anlamaya çalıştık.

Sonra, diğer öğretmenler, öğrenciler hakkında bilgi vermek üzere sınıfa girdikçe, onlarla da bu konuyu tartışmaya açtık.

Konu şu: Öğrenciler, herhangi bir dersten sınava giriyorlar. İmtihan sonuçları açıklanınca, eğer, sınıftaki başarı oranı yüzde ellinin altındaysa, o sınav tekrarlanıyor. Buna telafi imtihanı deniyor. Telafi imtihanında, öğrenciler ilk sınavdan daha yüksek not alırsa, bu yüksek puan geçerli oluyor. Fakat, telafi sınavındaki notu ilk sınavından daha düşük olursa, bu taktirde, daha yüksek not aldığı ilk sınav notu geçerli oluyor.

Öğrenciler bu durumu istismar etmeye başlamışlar. Sınıftaki başarı oranını yüzde ellinin altına düşürmek için, arkadaşlarını ikna ederek, bazen boş kağıt bile verdiriyorlar, telafi imtihanı için zaman kazanıp, sınava tekrar hazırlanıyorlarmış.

Böylelikle bir dersten normal olarak 3 defa sınav yapılıyorsa, yüzde ellinin altına düşen başarısızlık sonucunda, o dersten, üç defa telafi sınavı daha yapılıyor ve böylelikle bir dönemde, söz konusu dersten altı defa sınav yapılmasına sebep olunuyormuş.

Bu durum karşısında normal müfredatta aksamalar oluyor, işlenmesi gereken konularda ilerleme sağlanamıyormuş. Öğrenciler iyi yetişmiyormuş.

Ben söz alarak şöyle bir soru sordum: Tüm kabahati ve eksikliği öğrencilerin üzerine atarak, sadece onları mı suçlamak gerekir? Yoksa; sınıfın sınavdaki başarısının düşük çıkmasında öğretmenin de bir rolü var mıdır? Milli Eğitim öğrencilerin başarı oranını yükseltirken, öğretmenlerin performansını da yükseltmek gayesi taşıyor olabilir mi? Öğretmenler bu savımı kabul etmeyerek, bizim böyle bir sorunumuz yok dediler.

Bazı öğrencilerle konuştum: Seçtikleri sayısal ve sözel bölüme göre, ilgi alanı dışında kalan derslere yoğunlaşamadıklarını, zamanlarının yetmediğini, ileride günlük hayatta kendilerine lazım olmayacak gereksiz bilgileri öğrenmeye zorlandıklarını, bir sınava iki defa çalışarak, hem konu tekrarı yaptıklarını, hem de daha iyi öğrendiklerini söylediler.

Velilerle konuştum: Kimisi, “Bu çocuklar boş boş mezun olup bir de ileride bakan olurlarsa, memleketi nasıl idare edecekler? Benim çocuğumun dersleri zayıfsa sınıfta bıraksınlar” dedi. Kimisi, çocuğunun sınıfta kalmasının hem evladı, hem de kendileri için moral bozukluğu ve maddi anlamda bir yıkım olacağını, bu metodu tasvip ettiklerini söyledi.

Bir öğretmenimiz ise, bu uygulamadan hiç şikayeti olmadığını; çocukların performansından ve derslere olan ilgilerinden çok memnun olduğunu, hatta kutlu doğum haftasında, okul aile birliğinin tertiplediği etkinlikte, bahçede lokma ikramı olduğu halde, öğrencilerin ders işlemeyi tercih ettiklerini anlattı…

Sonuç: BAZI ÖĞRETMENLER TEPKİLİ, BAZI ÖĞRETMENLER NÖTR, ÖĞRENCİLER VE BAZI VELİLER MEMNUN, BAZI VELİLER İSE MÜTEREDDİT… Ya Siz?..

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

tansu   -  Bağlantı 7 Mayıs 2014, 15:14

Çok güzel de bu okul nasıl bir okul? Tahminen meslek lisesi. Evet okullarada bu uygulama var ve istismar ediliyor. Öğrenciye yöneltilen sorular başarı sağlansın diye komik hallerde. Öğrenciye bazen ilk sınavın aynını soruyorsunuz yine değişen bir şey olmuyor.Sorulması gereken soru şu olmalı:
Öğrenci okula hangi duygularla geliyor ve okul-öğretmen onun için ne ifade ediyor? Evde çocuğuyla iletişim kurmayan-kuramayan veli okulda neden aslan kesiliyor? Okullarımızda edep ne boyutta? Acaba gözlem şansınız oldu mu? Her şeyde öğrenci mi haklı? Ahlak ”MİLLİ” eğitimimizde nerelerde? Bu sorulara koltuklarında oturanlarımız yanıt versinler , çözüm önerisi sunsunlar o zaman herkes kendine şöyle bir bakacak. Yok her şeyi kağıt üzerinde ½100 göstererek deve kuşu taklidi yaparak daha büyük sorunları görmeyerek daha vahim şeyleri konuşuyor alacağız.

mehmet   -  Bağlantı 5 Mayıs 2014, 19:34

bence, herkes her konuda konuşmamalı. bildiğimiz konuda konuşmalı ve yazmalıyız.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı