SEÇMEN TERCİHİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

24 Haziran 2018’de ülkemiz önemli bir dönemeçten geçecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi resmen yürürlüğe girecek. Parlamenter Sistem geride kalacak.

Erken seçim kararının alınmasıyla; partiler hummalı bir çalışma içine girdiler ve en önemli merhale aşılarak milletvekili adaylarına ilişkin kesin listeler ortaya çıktı.

Bundan sonra ipin ucu artık millette. Düşünecek, taşınacak ve şahsi menfaat ve beklentilerini bir tarafa bırakıp; ülke menfaatlerini ön planda tutarak en doğru kararı verecek.

İnsanlarımız son kararlarını verirken nelere bakar, hangi unsurlara dikkat ederler? Kararlarını hangi faktörler etkiler?

Siyaset bilimciler bu konu üzerinde kafa yorarlar ve siyasi partiler ile adaylara danışmanlık yaparlar. Her zaman isabet kaydetmeleri ve sonuç almaları mümkün değildir elbette. Hele Türk Milleti’ni tanımayan ithal danışmanlar kullanılıyorsa.

Yine de seçmen tercihlerini etkileyebilecek bazı unsurları irdelemekte fayda var.

2017 referandumundan sonra ilk defa oy kullanacak 1.585.000 seçmen var önümüzde ve gençlere verilecek mesajlar/ vaatler büyük önem taşıyor.

Sokakları, caddeleri, duvarları, afiş ve pankartlarla süslemek; çevre kirliliğine yol açmamak ve orantısız güç kullanmamak şartıyla etkili olabilir. Ancak buna hiç önem vermeyen ve etkilenmeyen seçmenler de var. Ne var ki partilerin de mesajlarını bu yöntemle seçmene iletmeleri gerekiyor.

Güfte ve bestesiyle klasikleşmiş, partiyle özdeşleşmiş, dillere pelesenk olmuş eski şarkılar/marşlar kullanılabildiği gibi; insanları etkileyebilecek, coşturabilecek, bir potada toplayabilecek yeni seçim şarkıları da devreye girmiş bulunuyor.

Seçmenlere tesir etmekte kullanılan bir başka yöntem; sosyal medya dediğimiz twitter, facebook, instagram, scorpy, messenger vb. iletişim araçları. Ancak insanları ajite edecek, kutuplaştıracak, karşı tarafa geçmesine sebep olacak mesaj bombardımanı yapmamaya dikkat etmek gerekiyor. Hele hele; karşıt fikirde olanları küçümseyen, hakaret içeren paylaşımların aksi tesir yaptığını unutmamak lazım.

Seçim yasakları başlayıncaya kadar yayınlanabilen anket sonuçları bazı insanları iki türlü etkileyebiliyor. Bunlardan birincisi; daha fazla seçmenin tercih ettiği aday veya partinin yanında yer almak; bir diğeri de; zayıfın yanında yer almak.

Partilerin seçim zamanı en çok kullandıkları propaganda yöntemi ev, ev; sokak, sokak; mahalle, mahalle; dükkan, dükkan dolaşmak ve seçmenle bire bir, yüz yüze iletişim kurup, elini sıkmak.

Eğer bir parti ve adaylar; seçimden ve seçildikten sonra seçmenini unutuyor, sırtını dönüyor, telefonlarına çıkmıyor, sorunlarıyla ilgilenmiyor ve sadece seçimden seçime halkı hatırlıyorsa; bu yöntemin fazlaca bir etkisi olmuyor ve hatta tepki alıyor.

Milletvekili adaylarının aday olmadan önceki toplum nezdinde sahip oldukları itibar ve imaj da büyük ehemmiyet arz ediyor. Toplumdan kopuk yaşamış, onlara tepeden bakmış, aralarına karışmamış, iyi günde kötü günde yanlarında olmamış, düğününe, cenazesine gitmemiş, iletişim kurmamış bir adayın insanlardan olumlu karşılık bulabilmesi güçleşiyor.

Adayların başarı hikayelerinin olup olmaması da önemli etkenlerden. Background; yani; geçmişte siyasi, ticari veya sosyal hayatta ne tür projelerde yer alıp imzasını atmış, damgasını vurmuştur? Varlığını, farklılığını yaptıklarıyla ortaya koyabilmiş midir? Bir adım öne çıkabilmiş midir?

Yukarıda bireysel menfaatlerin bir tarafa bırakılıp ülke çıkarları doğrultusunda oy kullanılmasının ideal olduğunu ifade ettik. Lakin hane halkının ekonomik durumunu iyileştirecek, işsize iş verecek, evsizi ev sahibi yapacak inandırıcı, gerçekçi, kaynağı bulunmuş projelerin geliştirilmesi ve seçmene sunulması da büyük önem arz ediyor.

Seçim sonuçları ortaya çıktığında yukarıda bazılarını sayabildiğimiz faktörleri hangi aday ve partilerin daha iyi kullandığı ortaya çıkacak.