REKLAMI GEÇ

UYGUR TÜRKLERİ İLGİ BEKLİYOR

29 Ocak 2019 Salı

İnsan olmanın gereklerinden biri de dünya üzerinde zulüm gören, mağdur insanların imdadına yetişmek, yardımına koşmak.

Bunu yaparken ırk, renk, dil, din ayrımı yapmak gerekmiyor. Ancak; dünyanın soydaşımız olan Uygur Türkleri’ne kayıtsız ve ilgisiz kalması da içimizi sızlatıyor.

Uygurlar Çin Halk Cumhuriyeti’nin işgali ve egemenliği altında inim inim inliyor. Güya bu toprakların ismi “Uygur Sincan Özerklik Bölgesi”.Ama özerkliğin ve özgürlüğün esamesi bile okunmuyor.

İsrail tarafından ablukaya alınmış, muhasara altındaki Gazze gibi; İran ve Suudiler arasındaki iktidar kavgasının arasında sıkışıp kalmış Yemenliler gibi Uygur Türkleri de Doğu Türkistan’da dış alemle irtibatları koparılmış, dünya ile ilişkileri kesilmiş bir halde çaresizce bekliyorlar.

Ve kimse Uygur Türklerine ulaşamıyor, yardım götüremiyor, dertlerine derman olamıyor. Kimse; Çin’i hizaya getiremiyor. Çin Halk Cumhuriyeti ile olan uluslararası (siyasi ve ticari) ilişkiler Uygur Türklerinin iç acısı durumunu gündeme getirmeye, haklarını savunmaya engel oluyor.

Uygur Türkleri; Çin tarafından; ahlaken kabul edilemeyecek asimilasyon uygulamalarına maruz kalıyor. Bunların içinde; ayyuka çıkan en büyük iddia her bir Türk hanesi içine Çinli bir erkeğin dahil edilmesi.

Bu çirkef uygulamanın yanında; Müslüman din adamlarının her gün dans etmeye zorlanması çok hafif kalıyor.

Direniş gösteren, hak ihlallerine karşı çıkan, özerliklerinin fiiliyata geçmesini isteyen Ata Yurdumuzdaki Uygur Türkleri mahzenlerde çürütülmekte, hayatlarına kast edilmekte.

Nitekim BBC News; Çin’in bir milyon Uygur Türk’ünü toplama kamplarında tuttuğunu haberleştirdi.

Çin Halk Cumhuriyeti kendini haklı göstermek için bölücülerin bölgede kargaşa çıkardığını ve aşırılıkla mücadele için gözaltına alındıklarını ileri sürüyor.

Uygurlu bir Türk; akrabalarını ziyarete gittiği kamptakilerin tüm duygularını kaybetmiş, robot görünümünde olduklarını anlatıyor. Görgü tanıkları bu zulmün adının Çin tarafından “Eğitimle Dönüştürme” adının verildiğini belirtiyorlar.

Kamplarda işkence yapıldığı, yetersiz gıda verildiğine dair suçlamaları reddeden Çin; Birleşmiş Milletler‘in “suçluluğu ispatlanmamış kişilerin tutuklanmaması” uyarılarını da dikkate almıyor.

“Türklerin Diyarı” anlamına gelen Doğu Türkistan 1.600.000 km2 alanıyla Çin’in yaklaşık dörtte birini oluşturuyor.

Aramızda kilometreler var; fakat Uygur’ları gönlümüzün en müstesna yerinde tutuyor ve acılarını da yüreğimizin en diplerinde hissediyoruz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı