REKLAMI GEÇ

Denizli’nin Milli Mücadele Kahramanı Müftü Ahmet Hulusi Efendi – 3

30 Ocak 2022 Pazar

3. BÖLÜM

Dün ikinci kısmını yayınladığımız Prof.Dr.Ercan HAYTOĞLU ile yapılan röportajın son kısmını yayınlıyoruz.
İmamoğlu: Hocam bir diğer iddiada; Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin “Milli Mücadele döneminde Tavas’a kaçmış bir korkak” olduğu iddiası, buna ne diyeceksiniz?
Haytoğlu: Öncelikle şunu belirtmek isterim. Tarihi olayları açıklarken mekan ve zaman ilişkisi göz ardı edilmemelidir. Tarih bir bilim dalıdır ve bir metodolojisi vardır. Herkes biliyor tarih eğitimi üniversitelerimizde lisansta veriliyor. Hatta Açık Öğretim Fakültesinde de tarih bölümü var. Toplumda tarihe ilgi duyan, tarih üzerine yazmaya çalışanlar var. Siz de bu kişilerden birisiniz. Sayın İmamoğlu “sözüm meclisten dışarı”, lütfen tarih metodolojisinden haberdar olarak hareket edelim. Tarih ilmi, düşündüğümüzü söyleyebileceğimiz ve yazabileceğimiz sosyal medya mecrası gibi bir alan değil.
Sayın İmamoğlu, Müftü Efendi’nin Denizli Olayı öncesi, ilk olarak ailesini Tavas’a gönderdiği, sonrasında Denizli Olayı patlak vermeden 6 Temmuz günü yanında bulunanlar ile Tavas’a gittiği yeni bir bilgi değildir. Denizli Milli Mücadele tarihi ile ilgili tüm kitaplarda yer alan bir bilgidir. Yazılmıştır, değerlendirilmiştir. Yani bilinmeyen, yeni bir bilgi de değildir. Ancak “kaçtı” gibi avami tabirler ile Tavas’a gidişini küçük düşürmek amaçlı kullanılmaya çalışılması doğru bir yaklaşım olmasa gerektir.
Bu konuya da tarihçi gözüyle bakılmadığı için doğru bir değerlendirme yapılmamakta ve neden 6 Temmuz günü Denizli’den ayrılmak zorunda kaldığı gerekli şekilde tahlil edilmemektedir. Müftü Ahmet Hulusi Efendi tartışmasız Denizli’deki mücadelenin başından itibaren en önde gelen ismidir. Sadece Denizli’de değil, isminin Aydın cephelerinde bir ağırlığı ve saygınlığı vardır. Mücadele Aydın ve Nazilli ile sınırlarında devam ederken Denizli’de ciddi bir sorun yaşanmamıştır. Denizli’nin işgal bölgesine bir mesafesi vardır. Denizli’den cepheye gönüllü takviyesi, ayni ve nakdi yardımlar konusu ve Denizli’ye gelen göçmenlerin beslenme-barınma sorunu Denizli’nin temel sorunu olarak devam etmektedir.
Ancak, Yunanlıların 22 Haziran saldırısı ile Aydın ve Nazilli bölgesindeki Rumların Yunan ordusuna destek vermemeleri için iç bölgelere taşınmasına başlanması, Denizli’deki Rumların Dinar ve Eğirdir’e götürülmeleri gündeme gelmiştir. İşte o zaman uzun süredir Denizli’de Mutasarrıf ve Müftü Efendinin etkisi karşısında sinmiş olan Hürriyet ve İtilafçılar harekete geçmiş, “Hicret Etmeyecek Halkın Hukukunu Muhafaza için Hükümete Müzaheret Heyeti” kurulmuştur. Bu karardan vazgeçilmesi Yunan Denizli’ye gelecek olursa canlarına ve mallarına zarar verileceğini dillendirilmeye başlanmıştır. Müftü Efendiye ve Milli Mücadele taraftarlarına karşı halkı kışkırtmaya başlamışlardır.
Hemen şunu söyleyeyim. Bu topraklarda Yunan İzmir’e çıkınca herkes orağını, dirgenini, küreğini silahını alıp cepheye koşmadı. Vatan için cepheye koşan kahramanlar olduğu gibi, bunu yapmayıp malını canını korumak için Yunan ile Rum ile işbirliği yapanda oldu… İstanbul ateşkes yaptı diyerek, işgalciler ile mücadele etmek isteyenleri durdurmak isteyenler de oldu… Bunlardan bir kısmı da şüphesiz Denizli’deydi. Rumlarla işbirliğine dünden hazır, malım canım zarar görmesin, menfaatim zarar görmesin diye her şeyi yapmaya hazır bir güruhta Denizli’de yaşıyordu. Bunlar örgütlenip taraftar toplayarak direnişi baltalamaya çalışmışlardır. Demirci Mehmet Efe’yi doğrudan hedef almaya cesaret edememişler, o sıkıntılı günlerde Müftü Ahmet Hulusi Efendi’yi açıktan hedef alarak tehdit etmeye başlamışlardır. Canına kast tehdidinde bulundukları için önce can güvenliklerini düşündüğü ailesinin Tavas’a gitmesini sağlayan Müftü Ahmet Hulusi Efendi, daha sonra kendisi durumun tehlikeli bir hal alması üzerine Tavas’a gitmiştir. Hürriyet ve İtilafçıların Denizli’de etkisi zaten artmış, Müftü Efendi’nin Tavas’a gitmesinden sonra zaten elim Denizli Olayı yaşanmıştır. Bu olayın yaşanması durumun ne kadar kritik olduğunu göstermiş olmuyor mu? Bunlar yok sayılarak “kaçtı”, “göçtü” gibi ifadelerin kullanımı ne kadar doğru olabilir?
Ortada doğrudan kendisine ve ailesine ölüm tehdidinde bulunulması yok mu? Öyleyse bu bir kaçış değil, yaşanacak durumu önceden görerek tedbirli hareket etmektir. O da o süreçte tedbir olarak Tavas’a gitmiştir. Denizli Olayı ve vehametini düşününce doğru bir karar aldığı zaten aşikardır. Kahin değiliz ki, Denizli’de kalsaydı neler yaşanırdı diye ahkam kesmeye çalışacak. Tarih yaşanmışlık üzerinden değerlendirmelere izin verir. Müftü Efendi’nin ailesi ve kendisi için son derecede isabetli bir karar olduğu kanaatindeyim. Denizli’de olay ve sonrası günlerde hiç kimsenin istemeyeceği olayların yaşandığı ilgilenenlerce öğrenilmiştir.
Mutasarrıf Faik Bey Demirci Mehmet Efe’den öncesinde ölümle tehdit almış, durumdan Ankara’yı haberdar etmiş ve Mustafa Kemal Paşa’nın bilgisi ile Ankara’ya çağrılmış ve gitmiştir.
Denizli Olayından sonra Mustafa Kemal Paşa ile TBMM’nin müdahalesi ve aldığı tedbirler ile sıkıntının devam etmesine kısa süre sonra izin verilmemiş, Eylül 1920’de düzenli ordunun kurulması ile Kuva-yı Milliye güçlerinin düzenli orduya dönüştürülmesi sağlanmıştır. Kontrol Mustafa Kemal Paşa ve TBMM etrafında merkezlenmiştir. Kuva-yı Milliye komutanları ve yerel lider ve örgütleyiciler önemli ölçüde artık arka planda rol oynamaya başlamışlardır. Demirci Mehmet Efe’nin saygı duyduğu bir kişi olarak Denizli Olayı sonrası Demirci Mehmet Efe’ye karşı oluşan olumsuz havadan, doğrudan alakası olmadığı halde Müftü Efendinin de etkilenmiş olduğu düşünülebilir.
İmamoğlu: Hocam verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Haytoğlu: Ben de teşekkür ederim.

Denizli’nin Milli Mücadele Kahramanı Müftü Ahmet Hulusi Efendi – 1

 

Denizli’nin Milli Mücadele Kahramanı Müftü Ahmet Hulusi Efendi – 2

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Mümtaz Başkaya   -  Bağlantı 19 Aralık 2023, 18:48

Bu durumda, bu mudur tarihin metodolojisine uymak? Lütfü Müftüler kitabında 16 Mayıs diyor. Sayın hocalar metodolojiye öyle mi uyuyor?

Mümtaz Başkaya   -  Bağlantı 19 Aralık 2023, 18:45

Ahmet Hulusi Efendi’nin oğlu Lütfü Müftüler (Eczacı ve tıp doktoru) 16 Mayıs 1919’da Denizli Milli Mücadele gününde babasının yanında. 1947 yılında anılarını yayınladığı bir kitap yayınlıyor. Bu kitapta tarih 16 Mayıs. bu kaynak dkkate alınmalıdır.

Emrah   -  Bağlantı 10 Eylül 2023, 18:07

15 Mayıs Çal 16 Myıs kerhen Denizli

Kaan Doğrubilir   -  Bağlantı 18 Mayıs 2022, 01:04

Celal Bayar anılarında 16 mayıs diyor. İzmir işgal oluyor ve 4 saat sonra miting yapılıyor öyle mi? Bir de 15 mayıs cuna günü deniyor. 15 nayıs perşembe. Miting Cuma namazından sonra yapılıyor. Hocalar iyi araştırmalı.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı