REKLAMI GEÇ

ASYA’DA NELER OLUYOR

30 Aralık 2021 Perşembe

Değerli okurlarım, “Dünyada Neler Oluyor” yazımla başlattığım “neler oluyor” yazı dizimin son yazısına gelmiş bulunmaktayız. Bu yazı dizisi uzun zamana yayılmasın diye, son haftalarda her hafta köşe yazısı yayınladım. Asya kapsamında yalnızca iki kilit ülkeyi konu edindim: Çin ve Japonya. ‘Asya’ sözcüğünü kullanmaktaki amacım, yazı başlığımı kısa tutmaktı.

Belki diyeceksiniz ki, bu konu uzmanlık alanınız değildir. Evet, kısmen doğru. Niye “kısmen”? Çünkü 1987 yılında Norveç’teki Oslo Üniversitesi Uluslararası Yaz Okulu bursunu kazanmış ve alanıma en yakın gördüğüm “Uluslararası Kalkınma Meseleleri” kursuna katılmıştım. 3 ay sürmüş olan bu yaz okulu kursunda, alanında dünya çapında olan kişilerden ders almıştık. Ele alınan konular; dış politika, küreselleşme, borç sarmalı, kalkınma stratejileri, ırkçılık, kadın sorunları, çevre politikaları, bölge planlama ve benzerleriydi.

Bu konuları ele almaktaki ilk yetkinlik savım bundan ibaret. İkinci yetkinlik savım ise; birkaç dildeki haber programlarını izleyebilmem, o dillerdeki kaynakları tarayabilmem ve bu dillerden Türkçe’ye çeviriler yapabilmemdir. Bu yazılarım için böyle çok çeviri yaptım. Üçüncü yetkinlik savım da, iyi bir bilimsel formasyona sahip olmamdır. Yani iyi bir araştırmacıyım ve en temiz bilgi kaynaklarına ulaşabiliyorum. ODTÜ, lisans düzeyinde bile bu formasyonu kazandırırken, ABD’de iyi bir teknik üniversitede master yapmış olmam, bu formasyona çok fazla katkıda bulunmuştur.

Gelelim Çin’e: “Ulusal yenilenme” adı altında Çin, ülkenin uluslararası statüsünü yerli yerine oturtma gayretindedir. Bu durum, Batı dünyasının galebe çalışı karşısında bir başkaldırıdır. Çin’in bir diğer kavramı “dünya toplumu” kavramıdır. Bu sloganla, dünya çapında bir kazan – kazan durumu yaratarak Çin’in uluslararası ilişkilerini düzeltmeyi amaçlıyorlar. Üçüncü kavram ya da sloganları, “Çin’in dünyaya katkısı”dır. Bu yolla bir yandan uluslararası barış ve kalkınmayı yüreklendirirken, bir yandan da ‘istemeden de olsa’ Batılı ülkeleri tedirgin etmiş oluyorlar. Batının korkusu, bu slogan kisvesi altında Çin’in uluslararası ilişkilerde bir “Çin modeli” empoze etme potansiyelinin bulunmasıdır.

Ve Japonya: “Barışa ön alıcı katkı” politikası ön plandadır. Bu politikayı, uluslararası işbirliği ilkesine dayandırıyorlar. Bu yolla Japonya; uluslararası toplumun barış, denge ve refahına daha da ön alıcı yani ‘proaktif’ biçimde katkıda bulunacak görünmektedir. Bunu yapmak istemesinin altında; Japonya’nın bölgesinde kendi güvenlik, barış ve dengesini sağlama amacı vardır. Bu politika altında üç hedef belirlenmiş: Barışsever bir ulus olma yolunu sıkıca izleme, uluslararası politika ve iktisat alanlarında başat bir oyuncu olmayı sürdürme ve ABD dahil diğer ülkelerle yakın eşgüdüm sağlama.

Yeni bir yazıda “seneye” buluşmak üzere esen kalınız, değerli okurlarım. Yeni yılınız kutlu olsun.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı