REKLAMI GEÇ

DENİZLİ TAVAS, TERMİK SANTRAL VE ALTERNATİFLERİ

14 Mayıs 2020 Perşembe

Tavas İlçemizin Avdan Köyü yakınlarında yapılması planlanan termik santral; yöre halkının, yöre siyasetçilerinin, çevre kuruluşlarının ve çevreye duyarlı kamuoyunun büyük tepkisini çekmekte ve istenmemektedir. Bu termik santralın; yapıldığı ve işletildiği takdirde, yılda 300 MW (mega watt) elektrik üreteceğini okudum. Yeri, iki baraj gölüne neredeyse eşit uzaklıktadır ve yerini aşağıdaki haritada inceleyebilirsiniz:

Konunun uzmanı olmadığım için; Avdan Termik Santrali’ne ilişkin görüş oluşturmak ve sunmak istemedim. Genel bilgi kırıntılarımı ve görüşlerimi kendime sakladım. Bu konuyu iyice araştırmak için, bir haftaya varan yoğun Türkçe ve İngilizce okumalar yaptım ve notlar aldım. Aşağıdaki bilgileri ise; İngilizce ve güvenilir bilimsel kaynaklardan ve Türkçe’ye çevirip özetleyerek, kaynak belirterek, yalnızca aktarıyorum.

Kömür gibi fosil yakıtlarına dayalı termik santrallar, başlıca sülfür dioksit (SO2) kaynağıdırlar. 21. Yüzyılın başlarından beri, SO2 salınımlarında düzenli bir artış olmuştur. 1970 yılındaki 118 000 Gg’den, 2008 yılındaki 125 000 Gg’ye yükselmiştir. Gg yani gigagram, bir ağırlık ölçüsüdür. Bu değer A.B.D.de düşüş gösterirken, Çin’de artış göstermiştir. Diğer Güney Asya ve Uzakdoğu ülkelerinde, artış yavaştır.

Sülfür dioksit salınımlarının, insan sağlığı üzerinde önemli etkileri vardır. Aynı zamanda, kara ve su ekosistemleri üzerinde zararlı olduğu için, dünyanın birçok yerinde kısıtlamalar getirilmiştir. SO2 aynı zamanda, atmosferdeki “antropojenik aerosol”lerin habercisidir ve bazen, serinletici unsur olur. (Klimont et al, 2013). Bu “antropojenik aerosol”ler; hava kirliliği gibi, insan kaynaklı çok minik partiküllerdir: Sıvı ya da katı halde olabilirler. (R. Mukhopadhyay ve J. Mukhopadhyay: Climate Change, 2018).

Elektrik ve ısı üretimi talebi çoğunlukla, günümüzde de fosil yakıtlarına dayalı geleneksel termik santrallarla karşılanmaktadır. Termik santralların, çevre koruma isterleriyle başa çıkması ve aynı zamanda yüksek üretkenlik sunması bir hayli zordur. Buna bir de, kritik bileşenlerinin kullanım ömrünü korumayı ekleyiniz. Son yıllarda; termik santralların hem kirletici salınımlarının azaltılması, hem de üretkenliklerinin optimize edilmesi için, birçok uğraşı gözlenmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının ülke içi pazar payları artmaktadır. Böylece; daha esnek davranıp, gerçek talebe uyumlanabilme zorunluluğu doğuyor.

Bu süreçte alternatif olarak, gaz santralları önemli bir rol oynamaya başlıyor; çünkü bu santrallar, hızlı yük değişimine ve salınım azaltılmasına olanak tanır. (Pawel Madejski, AGH Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Krakow, Polonya).

Gaz santralları gibi başka bir seçenek de, güneş termik santrallarıdır. İngilizce “solar updraft tower” olarak geçer (Güneş yoluyla yukarı çekiş kulesi). Bunlar kolay, düşük teknoloji yatırımlarıdır. Bu santrallarda hava çok büyük bir seranın altından geçirilir. (2-30 km çapında). Bu sera güneşle ısıtılır ve bu ısının yukarıya doğru, bir ısı yükseltme – yayma (konveksiyon) kulesine yükselmesi sağlanır. Bu ısı sonra da bir türbini çalıştırarak elektrik üretiminde kullanılır.

Güneş termik santrallarına bir seçenek olarak, “enerji kulesi” uygulaması vardır. Bu santral da, kulenin tepesinde su püskürtme yoluyla çalışır. Suyun buharlaşması, havayı soğutarak ve yoğunlaştırarak aşağıya, rüzgar türbinlerine iter. Bu tip güneş termik santralı, sıcak ve kurak bir iklim ve bol miktarda su gerektirir; ama büyük sera gerektirmez.

Gelelim “güneş havuzları”na: Bu havuzlar, güneş enerjisi devşirmenin düşük maliyetli yoludur. Bu havuzda üç tip su üst üstedir: En alt katmanda çok tuzlu su vardır ve 90* santigrad’a ulaşan ısıdadır. Orta katmanda daha az tuzlu su vardır ve ısı transferini engeller. En üst katmanda da en az tuzlu su vardır. Bu üç su katmanının farklı yoğunlukta olmaları, ısı yayma (konveksiyon) akımlarının oluşmasını engeller. En alt katmanda sıkışıp kalan ısı, ısıtma ve elektrik üretmede kullanılabilir.

Dünyanın en büyük güneş termik santralı, Kaliforniya’daki Mojave Çölü’ndedir. Bu santral; 4 km2’lik güneş yansıtıcılarından oluşur. Dünyada üretilen ticari güneş enerjisinin %90’ını üretmektedir, yani yılda 350 mega watt (MW). Tavas’ın Avdan Köyü yakınlarında yapılması planlanan termik santraldan 50 MW daha fazla! Buna karşılık, yalnızca en büyük atom santralları yılda 1000 MW üretir. (M. Doble ve A.K. Kruthiventi: Green Chemistry and Engineering, 2007).

Değerli okurlarım; görülüyor ki, çevreye zararlı geleneksel termik santralları inatla çoğaltmanın bir anlamı yoktur ve seçeneği çoktur. Umarım, ülkemizi yönetenler en kısa zamanda bu yanlıştan döner ve (yukarıda aktarmaya çalıştığım) çevre dostu alternatif çözümlere yönelir.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere, saygılarımla esen kalınız.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı