REKLAMI GEÇ

EMİR HÜSEYİN ONBAŞI

25 Mart 2021 Perşembe

Değerli okurlarım; köşe yazılarımı önceden belirlediğim ve araştırmalarımı önceden yapmış olduğum için, geçen haftaki yazım Çanakkale Zaferi’mize ilişkin olamadı. Onun yerine, bu hafta da yazı yayınlayarak eksiğimi kapatmak istedim.

Bir Ahmet oğlu Emir Hüseyin Onbaşı var ki, Çanakkale Zaferi’mizin isimsiz kahramanlarından biri olarak yitip gideli 106 yıl olmuş. Geride üç öksüz evlat, bir acılı eş bırakarak savaş zayiatlarına karışmış. Çanakkale Savaşı’nda toplam insan kaybımız 250.000 civarında biliniyor. T.C. Genelkurmay verilerine göre, şehitliği kayda alınabilen asker sayısı; (56.000 muharebede ölen ve 21.000 hastanede ölen olmak üzere) yalnızca 77.000 kişi.

Önemli tarihçilerimiz; gerçek şehit sayısının yalnızca yaklaşık üçte birinin şehit listesine kaydedilebildiğini yazmışlar. Şehit düşmüş de olabilecek 11.000 kayıp var. Aralarında savaş esirleri de olabilir. Savaş dışı hastalanan ya da ölen asker sayımız ise 64.000 olarak bildiriliyor. Gazilerimizi de saygıyla anmadan geçmeyelim. Kayda alınabilen Çanakkale gazilerimizin sayısı 97.000 asker. Tüm şehit ve gazilerimizin önünde saygıyla eğiliyorum.

Bir Ahmet oğlu Emir Hüseyin onbaşı var demiştim. Üç oğlu var; biri bebek, biri çocuk, biri daha büyük. Ailesine durumu “savaş zayiatı” olarak bildirilebilmiş. Şehit mi, savaş esiri mi düşmüş, savaş dışı bir yolla mı zayi olmuş, kayıp mı… bilinmiyor. O günün koşullarında, savaştan sağ kurtulabilen askerlerimizin de bir kısmının asla evine dönme olanağı bulamadığı biliniyor. Yollar yok denecek kadar az ve olanlar da kötü durumda. Asker savaştan çıktığında belki cebinde kuruşu yok.

Birinci Dünya Savaşı’nda; İtilaf Devletleri’nin esir aldığı Türk asker ve subaylar, bugünkü adıyla Myanmar’a gönderilmişler. Çanakkale Savaşı’nda ise, kaynaklara göre; İngiltere tarafından esir alınan Türk askerleri, gemilerle önce Ege Denizi’ndeki Limni Adası’na oradan da Mısır’a sevk edilmişti. İngiltere’nin egemenliği altında bulunan Mısır’a ulaşan esirler, 9 farklı kampta tutulmuştu. Yaşam koşulları kamptan kampa değişmekteydi. Savaş koşulları dikkate alındığında, esaret yaşamında savaş öncesi dönemdeki gibi bir rahatlık beklenemez. İngilizler kamplarda tutulan Türk esirlere kötü davranmışlar, hatta Türk esirlerinin gözlerini oymak suretiyle kasten öldürme girişiminde bulunmuşlardı. Bu feci durumlar, Mısır’daki kamplara ilişkin belleklerde kalan en acı anılardan biriydi.

Ahmet oğlu Emir Hüseyin Onbaşı dedemdi, babamın babasıydı. Acı haber geldiğinde, babam henüz 3 yaşlarındaymış. Aklı biraz ölüme eriyor, fazla üzülmesin diye annesi önüne bir kese bozuk para dökmüş. Babacığım da acı haberi, bu paralarla oynamaya daldığında öğrenmiş. Biraz büyüdüğünde, ailesinin Çaybaşı Mahallesi’ndeki fırınında çalışmaktan başka seçeneği olmadığını öğrenen babacığım, çok üzülmüş. Okumaya gitmek için ağabeyinden para istemiş, alamamış.

Derken, kesin bilgi olmamakla birlikte, önüne bir fırsat seriliyor. Türk Devleti, savaşta ölen ve kaybolanların oğullarına, subay olma olanağı tanımış. Annesinden biraz para alabilen babacığım da, Kuleli Askeri Lisesi’nin yolunu tutmuş. Orta ve lise bölümlerini başarıyla bitirip, Kara Harp Okulu’na girip mezun olarak subay çıkmış. Kıdemli Yüksek Levazım Albayı iken generalliği kesinleşen babacığım, kısa bir ikinci şark hizmeti yaparak tuğgeneral olacaktı ki, bu tayine gidemedi. Çünkü o sıralar annem çok hastaydı, babamla Erzurum’a gidemezdi, babam da çok sevdiği eşini geride bırakmak istemedi ve emekli oldu.

Bu yazıyı; rahmetli babam Bekir Ergun’dan vaktiyle dinlemiş olduğum ve ağabeyim Hasan Ergür’den de yeni aldığım bilgiler ve yaptığım araştırmalar sonucunda yazdım. Yazarken gözyaşlarıma engel olamadım. Çoktan toprak olmuş anne ve babamın da aziz anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Bu yazıyla, hem Emir Hüseyin dedemi hem de onları birazcık da olsa onurlandırabilmek istedim.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Aylin Müftüler   -  Bağlantı 27 Mart 2021, 10:15

Kıymetli köşe komşum Yaşar Oğuz Bey, savaşın korkunçluğunu şu bir sayfalık yazınızda dahi içimiz acıyarak görüyoruz. Bitsin artık savaş denen kabus, beyi paylaşamıyoruz sonumuz 2 netre bez, 1 metre çukur! Dedeniz ve tüm şehitlerin ruhu şad olsun

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı