REKLAMI GEÇ

GERÇEK ANLAMDA DÜŞÜNMEK NEDİR?

21 Aralık 2017 Perşembe

Değerli okurlarım, bu konuya girmeden önce size bir duyuru ve çağrı yapmak istiyorum. 23 Aralık 2017 Cumartesi günü saat 14.00-19.00 arasında yeni şiir kitabımın yani ”Yazar Boncuğu”nun imza günü var. Ayrıca, Denizli Beşlisi kitaplarımı da imzalayacağım. Yer, Delikliçınar’da Belediye Binası’nın yanındaki büyük açık otoparkın arkasında yer alan Halikarnas Kültür Kitapevi üst katıdır. Hepiniz davetlisiniz. Sizlerle tanışmış olmaktan da mutluluk duyacağım.

Gelelim konumuza: Düşündüğünü sanmakla gerçek anlamda düşünmek aynı şey değildir. Gerçek anlamda düşünmek, gün içinde olup bitenler hakkında konuşmaktan öte bir şeydir. Yaşamsal bir süreçtir ve hayatımıza anlam ve değer katarak yön verir. Eğitim sisteminden beklenen de, çocuklarımıza bu yaşamsal sorgulama ve öğrenme becerilerini kazandırmaktır.

Yard. Doç. Dr. Oktay Aydın’a göre gerçek anlamda düşünmek:

1- Veri ve bilgi odaklıdır. Hayatımızın her alanında sürekli yorumlar yapıp dururuz. Bir yerde yorum varsa, orada ego; ego varsa çatışma vardır. Günlük hayatımızda herhangi bir hükmün, anlam ve değer ifade edebilmesi için dayanak noktasını ve kriterini açıklayabiliyor olması gerekir. Aksi halde, aklımıza gelen her şeyi söylemek, gerçek anlamda düşünmek değildir. O halde, bir düşünce ortaya konduğunda, o kişiye “Neye göre?” sorusunu sorarak, söylediklerini delillendirmelerini isteyebiliriz.

2- Sistematik ve düzenlidir. Gerçek düşünme, bilgi ve düşünce parçalarının mantıklı ve tutarlı bir şekilde bir araya getirilmesini gerektirir. Bu noktada, insanlara fırsat buldukça, “Bu konuda senin teorin nedir?” diye sormalıyız.

3- Birikimlidir ve birbiri üstüne inşa olur. Geçmişten gelen bilgi ile yeni bilgiler buluşturulur. Yeni bilgilerimizle, geçmişten gelen bilgimizi zenginleştirir ve geliştiririz. Böylece, gerçeğe dair farkındalığımız artmış olur. İnsanların farkındalığının artması için onlara “Yeni öğrendiğin bilgilerle geçmişte bildiklerin arasında nasıl bir ilişki var?” diye sormak çok işe yarayacaktır.

4- Gerçeği arama ve problemi çözmeye odaklanır. Gerçek düşünmenin temel amacı, ya bir gerçeği anlamak ya da bir problemi çözmektir. İnsanlara da ürettikleri düşüncenin sonuç verip vermediği noktasında, “Bu düşündüklerinle hangi gerçeği anladın, hangi problemi çözmüş oldun?” diye sormak gerekir. Gerçeğe dair ürettiğimiz bilgi ve düşünceler kimi zaman kişisel gerçeklerimizle örtüşmez. Bu tür durumlarda, önyargılarımıza çarparız. Yeni düşünce ve bilgi, o güne kadar sahip olduğumuz ve doğru olduğunu düşündüğümüz temel değerleri tehdit edebilir. Doğru dediklerimize yanlış, yanlış dediklerimize doğru demek zorunda kalmak oldukça can sıkıcıdır. Gerçek düşünmenin ısısıyla insanlarımızı yüzleştirmek için “Bu yeni öğrendiğin bilgiler, hangi noktada seni zorladı ya da şaşırttı?” diye sorabiliriz.

5- Devrimci ve dönüştürücüdür. Bilgi ve düşünce, belirli bir birikim noktasına ulaştığında, önüne kattığı her şeyi alıp götürür. Gerçek anlamda zihinsel kırılmalar ve hayata dair dönüşümler yaşatır. Bu, bir anlamda yeniden doğmak ve özgürleşmektir. Hepimizin hayatında yeniden doğduğumuz dönemlere ihtiyacı vardır. Yeter ki, düşünce gücümüz buna izin versin. (Yard. Doçent Dr. Oktay Aydın, Gerçek Düşünme Nedir?)

“Hatasız Düşünme Sanatı” isimli kitabında Rolf Dobelli, tekrar tekrar tuzağına düştüğümüz en sinsi düşünce hatalarını ortaya seriyor: “Beynimiz avcı ve toplayıcı bir yaşam için optimize edilmiş. Günümüzde ise kökten farklı bir dünyada yaşıyoruz. Bu durum sistematik düşünce hatalarına neden oluyor ve bu hatalar bize paramız, kariyerimiz, mutluluğumuz için kötü sonuçlar getirebiliyor.

Ne kadar kolay yanılabileceğini bilenler daha donanımlıdır. Rolf Dobelli, bize şu soruların yanıtlarını veriyor:

Kendi bilgimizi neden sistematik olarak gözümüzde büyütürüz?
Neden diğer insanları olduklarından daha aptal sanırız?
Neden bir şey, sırf milyonlarca insan doğru buluyor diye olduğundan daha doğru değildir?
Neden yanlış oldukları ispatlanmış kuramlardan bile kopamayız?

Sanırım bu soruların yanıtları insan doğasında yatıyor. Egomuz, sürüye uyma güdümüz ve alışkanlıklarımıza bağımlı oluşumuz gibi yanıtlar verebiliriz. Gerçek anlamda düşünebilmek için, bu üç özelliğimizi denetlemek ve kısıtlamak zorundayız.

Değerli okurlarım, bu konu bir köşe yazısı alanından çok daha fazlasını gerektiriyor. Çünkü çok geniş bir konu. Sonuç olarak bilmeliyiz ki; gerçek anlamda düşünmek aynı zamanda, sistemli düşünme piramidi olarak özetlenen bir süreçtir. Bu süreç piramidin tabanından zirvesine doğru şu aşamaları içerir: Bilgi, kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme. Bilgi temelli gerçek düşünce süreci; bilgiyi kavrama yani sindirme, onu uygulayarak sınama, bilgiyi ayrıştırarak analiz etme, bilgilerimiz arasındaki boşlukları (düşünme yoluyla) doldurarak sentezleme ve sonucu değerlendirme aşamalarına sahip olmalıdır.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı