REKLAMI GEÇ

SANAT NEDİR? 1

2 Ocak 2020 Perşembe

Bu sorunun yanıtını her sanat düşünürü ve her sanatçı çok değişik biçimlerde verecektir sanırım. Yazın ve grafik tasarım – desen alanlarında ürün vermiş ve vermekte olan bir sanat öğrencisi ve emekçisi olarak, kendi tanımım ne olabilir diye düşündüm. Bilim ve teknolojiye de esin kaynağı olabilen ve insan uygarlığının ilerletilmesinde başlıca aktörlerden olan sanat ne ola ki?

Değerli dostum ve büyüğüm ressam Yılmaz Kahraman’a göre “sanat; yaşayan insanla, yaşam dolu insan arasındaki köprüdür. İnsanın kendini gerçekleştirme aracıdır. Duygulanımsal sağlığın en yüksek derecedeki betimidir. Yaratıcı süreçte en önemli olgu ‘karşılaşma’dır. Yani yüzyüze gelmek, zıtlık içinde bir arada olmak, ya da kazaen buluşmak; yaratımın zorunluluğudur. Yaratıma dönük yoğunlaşmada, bilinç-dışı’nın rolü de yadsınamaz.” (‘Sanata İlişkin’ isimli ‘Denizli Şiir İşliği’ bildirisinden).

Ressam arkadaşım Kemal Yenidede’ye göre “sanat yaşamın yeniden yaratılmasıdır. İnsanın hayvandan farklı olarak çevresiyle kurduğu anlamlandırma ilişkisiyle başlar. Bu çevreyi öğrenme ve kavrama çabası, kültürel bir uğraşıdır. Bu uğraşı içinde sanatlar belirir ve başı çeker. Sanatçı, ilişki kurduğu her şeyi yorumlayarak yeni şeyler üretir. Doğanın gerçekleri, sanatçının dünyasında yeniden şekillenecek ve başka bir düzlemde ortaya çıkacaktır. Bambaşka bir ifadede. Yapıtından yansıyan gerçek, başka bir gerçektir artık.” (‘Sanat Yaşamın Yeniden Yaratılmasıdır’ isimli ‘Denizli Şiir İşliği’ bildirisinden.)

Mimar arkadaşım Ahmet Yoldaş, Prof.Dr. Bülent Özer’in “sanatı Sınıflandırmada Çağdaş sistemler ve Bir Öneri” adlı yazısından özetleyerek şunları yazmıştır: “Sanat; insanın kendi varlık sınırlarını aşarak başka bir boyutta var olması, bir yoğunlaşma ve yücelme anıdır. İnsanın kendini, doğayı, tüm ilişkilerini yeniden ama bir başka boyutta üretmesidir. İnsanın nesnelleşmesidir. Sanat; mekan, hacim, yüzey, ses, eylem, dil, hareket, tad, koku ve dokunma sanatları gibi kollara ayrılır.” (‘Sanat Nedir’ isimli ‘Denizli Şiir İşliği’ bildirisinden.)

Kendi tanımıma geçmeden önce, sizlere Charles R. Darwin’in şu ünlü sözünü aktarmalıyım:

“BiIim ve sanat bir kuşun kanadı gibidir. Bu iki kanadı kuIIanabiIen topIumIar uçar ve özgür oIurIar. UçamayanIar ise tavuk oIur. ‘Tavuk topIum’, önüne atıIan bir avuç yemi gagaIarken, arkadan yumurtaIarının aIındığının farkında biIe oImaz.”

Bilim gibi sanatın da özgürleştirici, kalkındırıcı ve uygarlaştırıcı gücü nedir acaba? Mustafa Kemal Atatürk de “Yüksek uygarlığın merdiveni sanattır” demiştir. Bence bu güç tümüyle, sanatçının; insan – insan, insan – tanrı, insan – kendi öz benliği, insan – toplum, insan – doğa ve insan – makine gibi ‘karşılaşmalar’ının sanatçı tarafından yeniden üretilmesinde yatıyor. Bu konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, büyük düşünür ve sanatçıların ilgili sözlerine başvurdum:
“Sanat tespit etmez, olacak olanı sezer.”
August Everding

“Sanat eserleri, bir uygarlığı sonraki nesillere anlatan şahitlerdir.”
E. G. Benite

“Sanat; davranışımızı, karakterimizi, adalet ve sempati hislerimizi rafine etmeli; kendi kendimizi tanımamızın, kendi kendimizi kontrol etmemizin, diğerleri için beslediğimiz saygı hislerimizin ve hareketlerimizin yücelmesine hizmet etmeli; bizi adiliğe, zulme, adaletsizliğe ve bayağılığa tahammül etmeyecek şekilde geliştirmelidir.”
Bernard Shaw

Demek ki sanat, Bernard Shaw’un ondan beklediklerini verebilecek yapıdadır ve yukarıda andığım geliştirici güç buradan gelmektedir. Frederick Schiller’e göre de, “sanat gençlere terbiye verir.” Bu terbiye de bir ulusu uyandırıp uygarlaştırır ve yüceltir.

“Sanat, insanın doğa içerisinde sürüp gitmesidir.”
Jean Marie Guyau

“Sanatın gerçekçi ve yararlı olabilmesi için; uhrevi, milli, dini ve ahlaki özellikler taşıması gerekir. Bir eserin bütün insanlık için yararlı olması için; iyi ve kötüyü ayırması, güzel ve anlaşılabilir olması gerekmektedir. Sanat ancak; belli bir sınıf için değil, büyük kitleler için yarar sağladığı zaman, sözü edilebilir bir değere ulaşır. Sanat; düşünebilen, gerçeği görebilen, toplumu anlayabilen insanların işidir.
Eğer uğrunda ömür verilen nice zahmetlere katlanılan, göğüs gerilen sanat, insanı ezmek, sömürmek için kullanılırsa, bu durumda sanatın faydasından değil zararından bahsetmek gerekir. Sanat, ahlaksızlığın meşrulaşmasına zemin olamaz.”
Lev Tolstoy

“Güneşin çiçekleri renklendirmesi gibi, sanat da hayata renk verir.”
Lord Aubery

“Sanat, görüneni tekrarlamaz; görünür kılar.”
Paul Klee

Goethe’ye göre “düşünce ve deneyim asla bir merkezde buluşamaz, onlar ancak sanat ve eylem sayesinde birleştirilebilir. Güçtür ama ‘özel olan’ın yorumu ve işlenmesi sanatın asıl hayatıdır.” Buradan da anlıyoruz ki, sanat; düşünce ve deneyimi bir merkezde buluşturarak ve özel olanı işleyip yorumlayarak da uygarlığı yüceltir.

(Devamı gelecek)

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı