REKLAMI GEÇ

YAŞAR TOK, TOLSTOY, MAYAKOVSKİ, ŞİİR VE DİZE

23 Mayıs 2019 Perşembe

Değerli okurlarım; bu yazımı sizlere sunmadan önce, sizlerle başka bir bilgi paylaşmak istiyorum.  DenizliHaber.com Gazetesi’nin yazarlarından, “Kültür Sanat Yazıları” sayfa editörümüz ve dostumuz, kardeşimiz Yaşar Tok, sanırım geçen hafta ani bir kalp krizi ve aort yırtılması geçirmiş ve açık kalp ameliyatı olmuştur. Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Acil Bakım Ünitesi’nde iyileşme sürecindedir. Kendisine acil şifalar diliyorum. Sağlam duruşlu, yiğit, hayvan ve çevre dostu, entelektüel birikimi yüksek ve değerbilir arkadaşımızın;  aramıza eskisinden bile daha sağlıklı olarak katılmasını dört gözle bekliyorum.

Büyük Rus romancısı Tolstoy hayattayken, bir gün bir tanıdığı onu ziyarete gelir. Tolstoy’a “siz şair değil romancısınız ama, büyük bir edebiyatçı olduğunuz için şiirden de anlarsınız. Size şiirlerimi getirdim. Bir bakmanızı rica ediyorum. Beğenecek misiniz bakalım” der. Tolstoy’un cefakar eşi ortaya büyük bir semaver getirir ve gelen kişiye çay ikram ederler. Biraz sohbetten sonra, gelen beyefendi teşekkür ederek ayrılır.

Büyük Tolstoy, tanıdığının o şiirlerini tek tek okur. Ertesi hafta o beyefendi yeniden Tolstoy Malikanesi’ne gelir. Büyük ustaya heyecanla sorar: “Şiirlerimi beğendiniz mi, ne olur söyleyin” der. Tolstoy onu şöyle yanıtlar: “Şiirlerinizi okudum dostum. Ben şair değilim, işin ayrıntısına giremem ama rahatlıkla şunu söyleyebilirim. Ben büyük Rus şairi Mayakovski’nin şiirlerini okurken, her dizenin neden o uzunlukta olduğunu, neden bittiği noktada bittiğini ve bir şiir dizesi olduğunu anlayabiliyorum. Oysa sizin şiirlerinizdeki dizelerin neden o yapıda olduğunu anlayamadım doğrusu. Sizin şiirlerinizde ise, bir düzyazı metin dizeler şeklinde parçalara bölünüp alt alta sıralanmış gibi.”

Bu şiirlerin sahibi olan beyefendi büyük bir düş kırıklığı içindedir ve bir süre sonra izin alarak Tolstoy’lara veda eder. Aldığı bu yorumdan sonra harıl harıl Mayakovski okuyup, yorumu tam anlamıyla kavramaya çalışmış mıdır, orası bilinmiyor. Yalnız ona benim de, bir şiir öğrencisi ve emekçisi olarak söyleyebileceğim şeyler olurdu: Dize bölümlenmesi nefes alma durağıdır, S vermedir, dize uzunluğu bir ritm ve armoni birimidir. Genellikle; uzun dizeli şiirler hızlı okunması gereken armoniye, kısa dizeli şiirler ise etkileyici ritme sahiptir. Her iki dize arası, ritmik duraklardır gibi… Büyük Rus şairi Mayakovski’nin şair üzerine yazdığı bir şiiri bu konuya örnektir:

ŞAİR İŞÇİDİR

Bağırırlar şaire:
‘Bir de torna tezgâhı başında göreydik seni.
Şiir de ne?
Boş iş.
Çalışmak, harcınız değil demek ki…’
Doğrusu
bizler için de
en yüce değerdir çalışmak.
Ve kendimi
bir fabrika saymaktayım ben de.
Ve eğer
bacam yoksa
İşim daha zor demektir bu.
Bilirim
hoşlanmazsınız boş lâftan
kütük yontarsınız kan ter içinde,
Fakat
bizim işimiz farklı mı sanırsınız bundan:
Kütükten kafaları yontarız biz de.
Ve hiç kuşkusuz
saygıdeğer bir iştir balık avlamak
çekip çıkarmak ağı.
Ve doyum olmaz tadına
balıkla doluysa hele.
Fakat
daha da saygıdeğerdir şairin işi
balık değil, canlı insan yakalamadayız çünkü.
Ve doğrusu
işlerin en zorlusu
yanıp kavrularak demir ocağının ağzında
su vermektir kızgın demire.
Fakat kim
aylak olduğumuzu söyleyerek
sitem edebilir bize;
Beyinleri perdahlıyorsak eğer
dilimizin eğesiyle…
Kim daha üstün, şair mi?
yoksa insanlara
Pratik yarar sağlayan teknisyen mi?
İkisi de.

Yürek de bir motordur çünkü
ve ruh, onun çalıştırıcısı.
Eşitiz bizler
şairler ve teknisyenler.
Vücut ve ruh emekçileriyiz
aynı kavganın içinde
Ve ancak ortak emeğimizle
bezeriz evreni
marşlarımızı gümbürdeterek
Haydi!
laf fırtınalarından
ayıralım kendimizi
bir dalgakıranla.
İş başına!
Canlı ve yepyeni bir çalışmadır bu.
Ve ağzı kalabalık söylevci takımı
değirmene yollansın dosdoğru!
Unculuğa!
Değirmen taşı döndürmeye laf suyuyla!

 

Vladimir Vladimiroviç Mayakovski

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı