REKLAMI GEÇ

ASIL PARALEL SAHNEDE!

19 Mayıs 2015 Salı

Bu oyunu bizim kuşak pek iyi bilir.
Pek çok ‘şehit’ vermişliğimiz var. 1 Mayıs 1977’den başlayarak saymaya gerek var mı?
Bu ülke devleti geleneksel istibdat rejimlerinin ana rahmi gibidir.
Siyasette egemen olmak isteyen ya da olanlar o ana rahmine göbek bağıyla bağlanır, sonra da ömür boyu aynı bağın sağladığı kanla beslenirler.
Ondandır birkaç kuşak için askeri darbelerin meşruiyetine bel bağlama alışkanlığı.
Tıpkı şimdi olduğu gibi.

***

Son HDP saldırılarının gösterdiği bir şey var, artık Türkiye’de gerçekten bir ‘paralel devlet’ oluşumu güçlü biçimde varlığını sürdürüyor.
Biraz kabuk değiştirmiş, renk değiştirmiş olması bizi yanıltmasın.
Ama bu 17-25 Aralık’ından bu yana temcit pilavına dönen ‘paralel’ hikayesinin çok ötesinde.
Hadi eski ama daha doğru ifade eden adıyla söyleyelim, “derin devlet” gerçeğinin ta kendisi.
Unutturulmaya çalışılan bu kavram bu günkü devlet yapılanması içindeki illegal fiili en doğru ifade eden sözcük.

***

Cumhurbaşkanı meydanlarda nutuklar atıp HDP’yi işaret eden saldırılarını sürdürüyor.
Yanında epey zamandır çivisi çıkmış montajlarından Yalçın Akdoğan aynı teraneleri bir tehdide dönüştürme marifetini, onunla birlikte Süleyman Soylu doğrudan iktidar sözcülüğü düzeyinde aynı tehditleri sıralamaya devam ediyorlar. İçişleri bakanı Ala’yı hafife almayın.
Tansiyon yükseltme konusunda bu dördünün özel bir sözcülük görevi var. Birinin bıraktığı yerden diğeri devam ediyor.
Bu arada Başbakan Davutoğlu diğer muhalefet partilerine yönelik saldırgan üslubuyla hedefi standart düzeyde koruma görevinde.
Neyse ki onu pek dikkate alan yok.

***

Kim bilir, belki de istenen tam da budur.
Başbakan’ın retoriğinin biraz akademik disiplinden olsa gerek, bu türden çamur işlere yetmeyeceğini hesaplamış olabilirler.
O nedenle “kıyıda oyalan, bu işlerin derinliğinden uzak dur, bize de ayak bağı olma” demiş olabilirler.
Geçen sonbahardan bu yana Davutoğlu’nun kırdığı onca potu hatırlarsak bu varsayımın doğru olma olasılığı yüksek.
Diğer hükümet üyelerinin ise bunların tümünden bihaber olduklarını düşünüyorum.
Mesela alın işte Zeybekci’yi… Seçim çalışmaları boyunca verdiği beyanatların entelektüel düzeyi size hangi konudan ne kadar haberdar olduğuna dair bir fikir vermiyor mu? Sanki demişler ki ona, “git mahallene çelik çomak oyna, cüssen yerinde, orada çatlak ses çıkaranları arada bir patakla, seçime kadar oyalan. Ankara’daki merkezi politika planlarına burnunu sokma. Bizim ağzımızdan çıkacaklara dikkat et, arada bir kullan yeterli!”

***

Kış aylarında, geliyor, gelecek denilen karmaşa ve saldırılar henüz başladı. Bu saldırı ve karışıklığı ilk dile getiren ilginçtir yine hükümetin çivisi çıkmışlarından Yalçın Akdoğan olmuştu.
Dıştan bakınca sanki aynı “derin devletin” ileri uç karakolu gibi duruyor.
Ne dese, ne söylese, neyi ‘tahmin’ etse hemen gerçekleşiyor.

***

Anlaşılan o, mesele paralel değil, paralelden öte.
Teşkilat-ı Mahsusa geleneğinin modern dünyadaki tezahürü sanki. Ortalık yerde ve fiilen iş başında! Ama kimse görmüyor, kimse farketmiyor. Devletin derinliklerine öyle nüfuz etmiş ki, her yapılanı bir yanılsama olarak algılıyoruz. “Yok, olmaz, bu kadar da değildir canım!” nidalarıyla, şaşkınlıkla, hayretle karşılıyoruz.

***

Hiç birimizin, hiç kimsenin bu konularda kesin bilgisi olamıyor.
Bizim de yok elbette. Ama  ‘77 1 Mayıs’ından Susurluk’a uzanan derin devlet marifetlerinin deneyimini  birlikte görüp yaşadık.
Kanaat oluşturmak ve bunu yazmak için epey birikmiş sebebimiz mevcut.

***

Önümüzde tam 18 gün var.
Bu günlerin çok çatışmalı geçeceği muhakkak.
İlk işareti dün Cumhurbaşkanı verdi.
İki büyük ilde, iki ayrı HDP binasında bombalar patlarken, Erdoğan bırakın geçmiş olsun dileğini, hala aynı saldırgan üslubuyla HDP için ağzına geleni saydırıyordu.
Sanki düşmana “ilk hedef” söylevinin son cümlelerini sıralamaktaydı.
Bundan sonrasına aman dikkat!
Denizli, bu dikkat senin için de geçerli…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

ANIL   -  Bağlantı 19 Mayıs 2015, 21:25

Anlayana sivri sinek saz da, anlamayan şaşın yanında yaş da yanıyor. “Hırsız bizden, sorun yok” mantığı ülkeyi ateşe atıyor da kimsenin umurunda değil.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı