REKLAMI GEÇ

BAYRAMYERİ PATLAMASINDA SORUMLULUK KİMİN?

15 Temmuz 2014 Salı

Bayramyerinde geçen hafta meydana gelen patlama, bir tür katliamla sonuçlandı. Hayatını yitiren yurttaşların yanında çok sayıda yaralıdan bazıları halen tedavi altında tutuluyor.
Olayın kamusal sorumlusu olanlar konuya ilişkin duyarlılık mesajları yanında kendi savunma refleksleriyle hareket ederek sorumsuzluğun suçunu atabilecekleri yer arayışına girdiler.
Başta Denizli Büyükşehir Belediyesi olmak üzere çok sayıda sorumluluk mercii, kendilerinin hedef gösterildiğinden yakınarak vehametin yarattığı sarsıntıya açıklama getirmeye çalıştılar.

***

Olay gerçekleştiği andan itibaren Denizli medyasının takibi ve Valiliğin çalışmalarıyla başlayan araştırmalardan henüz sonuç alınabilmiş değil. Bu konuda yetkin ve etkili olan meslek odaları çeşitli açıklamalarla bütünlüklü bir tespit yapamadı. Patlamaya neden olan işletme ile ilgili çok sayıda usulsüzlük saptanması giderek patlamanın sorumluluğunu farklı kurumlar arasında dağıtmaya, dolayısıyla birilerinin olayı üstlenmesine engel teşkil eder hale geldi.

***

Hala soruşturma aşamasında olan Bayramyeri katliam/faciasının sorumlusunun kim olduğunu somut olarak ortaya koymak elbette önemli. Ancak bu konuda uzun yıllardır devam eden mevzuat değişiklikleri, kanımca baş sorumlu olarak gösterilmelidir. Eğer zaafiyeti bürokrasi çarkında geleneksel olarak devam eden gevşekliğe havale edersek, birkaç sorumlu bulur, bir iki memurun başını yakar, sistemin yarattığı boşluğun neden olduğu sonuçları gözden kaçırırız. Nitekim aynı günün ertesi sabahı Bayramyerinde bir depoda çıkan ve kısa sürede söndürülen yangın, sonuçları ne kadar hafif olursa olsun, büyük patlamanın sebeplerinden ayrı tutulmamalıdır.

***

Birkaç yıl önce, 2011 yılı genel seçimleri arifesinde, 3 Mayıs 2011 tarihinde Hükümet, Cumhurbaşkanı’ndan altı ay süreli kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi aldı.
Bu yetkiye dayanarak, 12 Haziran genel seçimlerini beklemeden bakanlık düzenlemeleri başta olmak üzere pek çok toplumsal örgütlenme ve statüyü temelden değiştirecek kanun hükmünde kararname yayınladı.
Uzun yıllar bir türlü Anayasa Mahkemesi’nde aşamadığı Tam Gün Yasası başta olmak üzere çeşitli mesleklere, meslek örgütlerine ilişkin düzenlemeleri o dönemde başlattı. Çoğu Anayasaya aykırı olan bu düzenlemelerin pek çoğu zaman içinde ya uygulanamaz hale geldi, ya da idari mahkeme kararlarına takıldı.Uzatmayalım, o dönem yaklaşık 40 civarında kanun hükmünde kararname ile meclis yetkisinde olan kanun yapma yetkisine tecavüz edilerek yeni yasal düzenleme yapıldı.
İşte bunların içinde, Bayramyeri patlamasını da ilgilendiren bazı düzenlemeler, tüm sakıncalarına rağmen hala yürürlükte. Neydi bu düzenlemeler?

***

Sadece bir tek kararnameden söz edeceğim ama bu kararname bile sonraki farklı sayılı kararnamelerle revize edilerek uygulanabildi.
644 sayılı ve sonraki kararnamelerle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kuruldu. Bu mevzuatta, ilgili mimarlık ve mühendislik meslek odalarının denetim ve sorumluluğu Bakanlığa bağlandı. Oysa kamusal görevleri olan TMMOB çatı örgütü ve birlik içindeki meslek odaları, bu yolla etkisizleştirilmek, giderek bakanlığa bağlı bir büroya dönüştürülmek istendi. Bu amaçla yapılan sonraki düzenlemelerde yetkileri kısıtlandı, çalışma ve denetim alanları daraltıldı. Mali olarak zayıflatarak bağımlı hale getirilmek istendi.
Bu düzenlemeler içinde biri var ki, hepimizi yakından ilgilendiriyor. Doğalgaz, LGP ya da benzeri denetimleri, mesleki formasyon gereği Makine Mühendisleri Odası denetimine veren önceki mevzuat yok sayıldı ve denetim yetkisine son verildi.

***

Bu tür denetimler giderek farklı iktidar denetimindeki kurumlara verildi. Örneğin asansör kontroller. Denetim belediyelerde ama ben evimdeki asansörün bir gün bile kontrol edildiğini hatırlamıyorum. Konuya ilişkin MMO ile geçen yıl protokol imzaladı belediye. MMO ise asansör kontrollerini gündeme taşımak ve gündemde tutmak için ilanlara, duyurulara başvurmak zorunda kaldı. Neden, kontrol için periyodik bir zorunluluk pratikte yok, ondan.
Şimdi hatırlayalım. Pek çoğumuzun LPG sistemi ile çalışan aracı var. Yanılmıyorsam 2012 yılı sonu itibariyle bu araçların LPG yıllık kontrol zorunluluğu kalktı. Yani aracınızda gaz kaçağı var mı, bunu hiç olmazsa yılda bir kontrol ettirerek saptayabilirdiniz, bu zorunluluk şimdi yok. Sözün kısası her gün, her sokakta, aramızda adeta bomba yüklü ve her an patlamaya müsait araçlar dolaşıyor olabilir. Oysa bu işin yıllık maliyeti o dönem 25 TL idi. Neredeyse bir kilo peynir parası o kadar.

***

TÜV adıyla kurumsal bir kimlik kazandırdıkları araç muayene istasyonlarına para kazandırmak ve MMO gelirlerini tırpanlamak için yapılan LPG kontrol iptalinin olası sonuçlarını varın siz düşünün. Düşünmenize gerek yok, Bayramyeri patlamasını, orada hayatını yitiren genç insanları, yaralıları, maddi zaiyatı, parçalanan aileleri hatırlayın yeter.
Sonra da bu işin sorumlusu kim olabilir bilmece oynayın.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Deniz UZ   -  Bağlantı 16 Temmuz 2014, 11:18

ilk paragraftaki cümlelerinize katılmakla beraber nedense bir tek milletvekili bir tek gazeteci bu binanın komple ruhsatsız oldugunu dile getirmemektedir. insanlar acılarıyla bogusurken, daha facianın sebebi bile resmi olarak belirlenmemişken ölümle savaşan bir kişiyi sorumlu gösterip bu facidan sıyrılabileceklerini sanıyorlar. gaz sızıntısının hangi tüpten oluştuğu daha belirlenemedi. apartman sakinlerine ait 12 tüpten cıkarsa cıkıp nasıl acıklama yapacaklar merak ediyorum. fırın sahibinin ihmalleri varsa onlarda ortaya cıkacaktır ama olayın sebebi kesinlesmeden yargısız infaz yaparak belediye kendini aklayamayacaktır ve ayrıca tüm ihbarları ciddiye almayan itfaiye ve emniyette bu olaydaki sorumlulugunu kabul etmelidir. herkesi biraz insaflı olmaya ve bunun bir kaza oldugunu unutmadan en azından tedavi süresince insanların ailelerini daha fazla üzmemeye davet ediyorum. zaman zaten herseyi ortaya cıkaracaktır. bu sehrin yöneticilerinin su anda yapması gereken tüm acılı ailelerin yanında olmaktır, gerceği yansıtmayan haberlerle kendilerini aklama cabalarını bir kenara bıraksınlar en azından insanlar hayati tehlikelerini atlatana kadar biraz saygılı olsunlar…

İsmail Hakkı KUŞ   -  Bağlantı 15 Temmuz 2014, 15:35

Yazınız için teşekkür ederim. Yakında asansörlerle ve LPG li araçlarla ilgili yeni katliamlar bekliyorum. İnşallah belediyenin veya çeşitli AVM lerin bodrum katı gibi kot altı yerlerde inşallah bu olaylar olmaz.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı