REKLAMI GEÇ

ÇİÇEK ÇOCUKLARINDAN KREŞ ÇOCUKLARINA

17 Haziran 2013 Pazartesi

Taksim ‘temizlendi’. Polis tüm gece mesai yapıp Beyoğlu civarında yaşayan herkesi gazdan, tozdan, sudan ve zehirden nasiplendirdi. Ortalık süt liman mı? Belli değil. Pek öyle olacak gibi de durmuyor.

Şimdi cadı avı zamanı. Yakışır. Sureti haktan ama kafa ortaçağdan. Hala 19.yy’dan kalma bir yapının peşinde olanlar için av mevsimi başladı. Bu gidişle Mc Carthy’e de rahmet okutur bunlar.
***
DİSK VE KESK genel grev için olağanüstü toplanıyor.
Tam da 16 Haziran günü. Yani Türkiye’nin ilk kara pazarından tam kırküç yıl sonra yeniden yaşanan kapkara bir geceyarısı pazarının sabahında.
Bir buçuk aydan bu ana geliyorum diyen her şeyi tam da bu final gecesinde hatırlamış olmanız ne kadar ironik? Yani hiç olmazsa birkaç gün geç kalmadınız mı?
***
Hazret ne demişti?
“Kanlı mı olacak, kansız mı, İşte bütün mesele bu!”
Her an kan dökmeye meyilli diktatörlük heveslisi mürid müsveddelerinin bu gün yapacaklarını daha o gün görmüş olması pek takdire şayan doğrusu.
Sadece 28 Şubat’ın rövanşını almakla bu hesabın kapanacağını sananların hayal kırıklıkları ise oldukça traji-komik.
***
Çok değil, daha birkaç yıl önce Kürt meselesinden hükümetin diktatörlüğe gidişine kadar pek çok konuda yazdıklarımıza bıyık altından sırıtanların utanmazlığından ben utanmaya başladım.
Yazdığımız yazılar nedeniyle bu civarda mesleğinden olmuş ilk gazetecilerden biri olarak da aynı tepkilere hedef olmuştuk. “Yazmasaydın, rahat battı mı?” türü itirazlarının derinliksizliğini, o zamanlar orta zekalarıyla orantılamış, gülüp geçmiştik.
Şimdi onlar meydanlarda en çok görünen ve en az işe yarayan tipler. Emin olun, gemi henüz su almaya başlamadan kaçacak delik arayan yine onlar olacak. Uzak durun.
***
TV.de beyanat veren kadın “nedir bu zulüm” diye soruyor.
Çok yersiz bir soru. Her iktidar mücadelesinin en geçerli savaş aracı zulümdür. İktidarın sahibi eğer o zulümden bir an olsun feragat etmeye kalkarsa bunu pahalıya ödeyeceğini düşünür. Erdoğan’ın haleti ruhiyesinin özeti bu olsa gerek.
***
Bu oyunu ‘ergenler’ bozdu. Henüz yirmili yaşlarında olan ve Başbakan’ın hevesle çoğaltmaya çalıştığı, önceki on yılın kreşten kurtulmuş eski ‘bebeler’i. Fütursuz demeçlerinden birinde sormuştu, “28 Şubat’ta biz zulüm çekerken siz neredeydiniz?” Yanıt dünya gülmece literatürüne çoktan geçti bence: “Kreşteydik!”
***
Başbakan boşuna sinirlenmiyor “toplumsal olay” vurgusuna. Toplumsal olay olduğunu kabul etmenin iktidar mücadelesine “hodri meydan’ demek anlamına geleceğini iyi biliyor. Hem de çoğaltmayı çok istediği ‘bebeler’e karşı!
***
Dayan başbakan, yolun sonu yakındır. Seni ırgalar mı, sanmıyorum. Nasılsa uzak ülkelerden birinde, yeterinden fazla dünyalıkla bir B planı çoktan yapmışsındır.
***
68 direnişleri tüm dünyaya Çiçek Çocuklarını armağan etmişti ya, bu kez Taksim Direnişi Kreş Çocuklarını armağan etti. Bayılıyorum bu metafora.
***
Taksim bu ülkenin vicdanı ve ahlakı oldu, olmaya devam ediyor. Direnişe selam olsun!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı