REKLAMI GEÇ

HEİDEGGER FELSEFESİNDE ERDOĞAN

29 Nisan 2014 Salı

Yeşiller Eşbaşkanı Cohn-Bendit “Erdoğan sizi hain ilan etmediyse demokrat değilsiniz” diyor. 1968 kuşağı gençlik önderlerinden, namı diğer Kızıl Dany, kendisiyle yapılan bir röportajda, Başbakan Erdoğan’ın son yıllarda siyaset üretmek için kullandığı temel argümanları bu saptamaya indirgiyor.

Son olarak Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç aynı suçlamalara maruz kaldı. Suçlama manzumelerinin devamı, Kılıç’ın “Divan-ı Harp’te yargılanması” gerektiğine ilişkin olarak hükümet çevrelerinde dillendirilmekte.
Gezi olaylarından beri bu tür argümanlar Başbakan ve Hükümetle ilişkili her kanattan dillendirilmeye devam ediyor. Önce dış güçlerin tezgahı sayılan Gezi ve sonrası, 17 Aralık’tan beri ‘paralel yapı’ retoriği ile sürdürülüyor. Dolayısıyla ‘hain, düşman, komplocu’ türünden alışıldık hamasi suçlamaların merkezinde yer alan kesimler ya da kurumlar böylece ‘yok hükmünde’ sayılıyor.

Daniel Cohn-Bendit Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı. Politikayı bırakmaya hazırlanıyor. Henüz 1970’lerin ortalarından başlayarak legal platformlarda devam eden politik mücadelesine nokta koymadan önce yapılan röportajda, sürekli muhatap olduğumuz için olsa gerek artık alışkanlık haline gelen, kulağımızın birinden girip diğerinden çıkan Erdoğan’ın politik mantalitesinin sonuçlarını çarpıcı biçimde özetliyor: “…her geçen gün daha da otoriterleşen bir Türk devleti var karşımızda. Bu gelişmelerin uluslararası komplo teorileri ile hiçbir alakası yok, mesele Erdoğan’ın kendisi. Bu dönemde birbirine benzeyen birkaç siyasetçi var. Putin, Erdoğan ve (Macaristan Başbakanı) Orban. Bu liderlerin ortak özelliği hepsi otoriter ve ‘çoğunluğa sahibim, istediğimi yaparım’ diyor olmaları.”

***
20.yüzyıl tarihi aslında pek çok kereler birbirinin tekrarına dönüşen iktidar ve lider tiplerine tanık oldu. Hepsinin ortak özelliği, iktidarın bir mutlak güç olarak algılanması ve giderek mutlak olanın mutlakıyet yöntemleriyle mevcudiyetini korumaya çalışmasıydı.

Bu durumun felsefede yeri var mıdır, yok mudur? Belleğimizi geriye doğru tarayıp tarihsel bir analoji kurabilir miyiz diye düşündüğümüzde, karşımıza çok tipik ama bir o kadar ironik kavramsal bağlar çıktı. Sözünü ettiğimiz kavramsal bağlar, doğrudan Hitler iktidarının adeta iktidar olma ve iktidarda kalma kaygılarının özeti gibi. Şimdiki zamana transfer ettiğimizde ise giderek Erdoğan’la, onun iktidara tutunmak için kurduğu psikofelsefikparadigmanın duygu köşeleri…

***

Sözünü ettiğimiz Filozof, 20.yüzyıl felsefesinin vazgeçilmez isimlerinden, Alman filozof Martin Heidegger. Varoluşçu felsefenin örtük biçimde de olsa hem Albert Camus, hem de Sartre’a yol göstereni.

Heidegger varlık felsefesini özetlerken, kaygı, sıkıntı, merak, ölüm, korku gibi psikolojinin kavramlarını felsefe alanına taşıyor. Daha çok Kirkegaard’ın felsefesinde rastladığımız bu tür kavramların,Heidegger tarafından sistematik olarak fenomenoloji alanında kullanılması oldukça ilginç. Çünkü Heidegger, 1933 yılında Nazilere katılıyor. 1945 yılına kadar Hitler iktidarının felsefi temelini oluşturan kavramsal çerçevenin çizilmesinde başat bir rolü bulunuyor. 1945 yılında ders verdiği üniversite kürsünden ayrılmak zorunda kalıyor. Bu söyleşi, yanılmıyorsam 1952 yılında, ölümünden hemen sonra Der Spiegel’de yayınlanıyor. Heidegger burada hata yaptığı itirafında bulunuyor ve neredeyse 15 yıl boyunca kader arkadaşı olan partisi ve iktidarını, fenomenoloji bağlamında yorumladığı psikolojinin kaygı, sıkıntı, merak, ölüm,korkukavramlarıyla eleştiriyor.

***

Her eleştiriye ‘muarız’, her muhalefete ‘ihanet’ her eylemciye ‘hain’ damgası vuran bir iktidar ve onun işbirlikçileri için Heidegger felsefesinin kavramlarına yeniden dönüp bakmak gerekmiyor mu?
İktidar olmakla mutlak muktedirlik arasındaki farkı atıp, kafasına göre bir diktatoryapeydah etmiş olan hükümeti anlamak için sadece bu kavramlardan yola çıkan “Erdoğan iktidarını Hitlerci Heidegger felsefesi yoluyla anlam kılavuzu” bile yazabilirsiniz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı