KAÇIYORLAR!

Meğer aylar önce Bilal Erdoğan yurt dışına yerleşmiş.

Cumhuriyet’in ısrarlı takip haberi ile neredeyse kesinleşti. İtalya’ya yerleşen Bilal’in meramı ‘doktora’ yapmakmış.

TÜRGEV eliyle sağaltılan onca kamu kaynağı boşa gitmiyormuş. Hiç olmazsa Bilal’in ‘akademik kariyer’ masraflarını karşılıyormuş.

Ama ne kariyer! Maaile İtalya’yı yurt edinmişler. Karısı, çocuğu, kendisi, koruması, paracıkları, kutusu-mutusu…hep birlikte kış hazırlığında olmalılar.

Twitter fenomeni Fuat Avni’nin açıkladığı İtalya’ya taşınma, aynı saatlerde havuz medyasının ‘makul’ açıklama çabalarıyla doğrulandı.

Gidiş tarihini 7 Haziran’ın hemen ertesi olarak saptamış Cumhuriyet’in bu günkü haberi.

En erken 2 Kasım sabahına kadar da buralara ayak basmayacaklarını söylemek için kahve falına bakmaya gerek yok.

Sanal Denizlili Baattin karakterinin jargonuyla sormazlar mı adama, “hayrola! Daha karpız pıçakleceedik!”

***
Son iki günün magazin sütunlarına feda edilip önemsenmeyen haberi ise Rıza Zarraf’ın yurt dışına çıktığı bilgisi.

Ne tesadüf ki, aynı günlerde karısı Ebru Gündeş’le ayrılık aşamasına gelen geçimsizlikleri ortaya çıkıyor.

Neredeyse hacet gidermeye bile kocasının özel jetini havalandıran kadın artık tarifeli uçakları tercih ediyormuş.

Gerçi çocuğunun babasız büyümesini istemezmiş, o nedenle hemen boşanmayı göze alamıyormuş ama… 

Diğer yandan yine ne tesadüf, İran o hafta başı itibariyle Zarraf’ın kara para trafiğindeki patronu olduğu anlaşılan Babek Zencani’yi idam istemiyle yargılamaya başladı.

Suç, “fesat fil arz”, yani “yeryüzü sahtekarlığı.”

Zencani’nin on milyarlarca doları kontrol ettiği bilgisi İran medyasında yer alıyor. Bu para İran içinde değilse nerede peki?

Görünen Zencani’nin yakında bülbül gibi şakıyacağı. İran içindekileri bilmem ama yurtdışı bağlantılarını ifşa etmekte sakınca görmeyebilir. Bu bağlantıların en esaslı olanlarından birinin de Zarrab olduğu 17-25 Aralık soruşturmalarında ortaya çıkmamış mıydı?

İşte bunlar olurken, karısına ‘posta koyan’ Zarraf, Türkiye’de gidecek yeri kalmamış olmalı, evi-damı terk edip yurt dışına çıkıyor. Sadece Ebru’ya bozulduğu için!

Yersen!

***
Avrupa yüzünü çevirdi, hızla sırtını dönüyor Erdoğan’a.

Suriye bataklığında beline kadar çamura saplanmış durumda, kurtulmak için çabaladıkça batmaya devam ediyor.

“Esed” yeniden Esad’a dönüşüyor, ‘bizimki’ yıllardır sürdürdüğü böl, parçala, IŞİD’i destekle dış politikasından, Rusya’nın zoruyla çark etmek zorunda kalıyor.

Rusya’da tükürdüğünü yalamayı kolayca hazmedememiş olmalı, döner dönmez iç politikaya dönük anti-Rus atışlarına başladı, bunu savaşa davetiye çıkararak sürdürmeye çalışıyor.

Savaşı kışkırttıkça işler boyunu aşıyor. Kendisi sıkışıyor.

***
Gerek yurt içinde, gerek yurt dışında attığı her adım kendisini aşağı çekmekten başka işe yaramıyor.

Dibin dibini ha buldu, ha bulacak!

Bu duruma ilk önlemi, 1 Kasım sonrası ortaya çıkabilecek olası bir yenilgi tablosuyla, gidişatın pekişmesine karşılık gardını almaya çalışmak oluyor Erdoğan’ın.

Önce kendisi için en tehlikeli aile bireyini çevreden uzaklaştırıyor. “Aralık günlerinin” telefon kayıtlarındaki karabasan gibi ‘babacım’ diyaloglarına bir kez daha maruz kalmamak için olsa gerek.

Sonra kara para kutusu Rıza Zarrab yurt dışına çıkış yapıyor. Nereye? Belli değil.

Yakında bazı bürokrat, vekil ve eski vekillerin de çıkış hazırlığında olduğunu duyarsak şaşmayalım: Yalçın Akdoğan, Efkan Ala, Numan Kurtulmuş, Hakan Fidan, Ömer Çelik ve sarayın diğer sırdaşları bu listenin en acarları olmaya aday…

***

Kaçmaya başladılar!

Diğerleri kaçmaya hazırlanıyor!

Öbürleri kaçma hazırlığını tamamladı, tetikte bekliyor!

Güzelim topraklarda yaşayan halkların barış çabalarını dinamitlediler, öyle kaçıyorlar!

Hem de göz göre göre, el kol sallaya sallaya, sırtlarına vurdukları çuvallarda yolsuzluk sermayesiyle!

Kaçıyorlar!