REKLAMI GEÇ

Kara Salı’nın Kara Acısı

15 Mayıs 2014 Perşembe

Sabahın erken saatlerinde Soma’ya girdiğimizde yoğun bir trafik akışı ile karşılaşıyoruz. Patlamanın olduğu ocağı bir taksici tarif ediyor. Ardından ocağa götürmek üzere yolcu alıp bize kılavuzluk ediyor. Soma Bergama yolunda bir süre ilerleyip soldaki yerleşkeye sapıyoruz. Yaklaşık 3 kilometre kadar ocağın olduğu bölgeye tırmanıyoruz. Yol boyu her yüz metre de bir nöbetçi jandarmalar kontrol noktası oluşturmuş.

Ocağın bulunduğu bölge ana-baba günü. Sayısız görevli arama kurtarma ekibi ve medya mensubunca işgal edilmiş. Bulunduğumuz tepede aracı park edip, solumuzda kalan 80-100 metre derinlikteki dere yatağına bakıyoruz. Patlamanın olduğu ocak girişi orası.

Bir yandan fotoğraf çekip çevreyi gözlerken, ambulanslar, cenaze arabaları ve polis kordonu ile çevrilmiş ocak girişinde buluyoruz kendimizi.

Fotoğraf için denklanşöre her bastığımızda Robert Capa geliyor aklıma. Onun, İspanya iç savaşında çektiği ölen asker fotoğrafı… Sonra Vietnam’da, şurada burada çektiği sayısız acının siyah-beyaz kareleri. İbrahim Çelik’in annesi Tülay Hanım’ın tarifsiz bir acıyla sarf ettiği,”savaş bile bu kadar acımasız değildir” saptaması muhayyilemin saatlerdir karma karışık halini tek bir boyuta indirgeyiveriyor.

Burada çok şey gözlüyor ve izliyoruz. Ama en çok acıyı, onun tasavvurdan çıkıp vücuda dönmüş halini… Yani en acı ölümün fotoğrafını…

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı