REKLAMI GEÇ

KATLİAMI ÖNGÖRMEK

11 Ekim 2015 Pazar

Başta ahlaki ve kültürel olmak üzere topyekun iflasın kıyılarında gezindiğiniz şu günlerde, ‘Valhalla’da bekleyenlerin gazabı giderek büyüyor. Bu gidişle onları tanrı dahi kontrol edemeyecek ve siz yeryüzüne ihanetin çocukları, sizler son yolculuğunuz için hazırlıklarınıza şimdiden başlayın. Dilerim mezarlarınıza giden o yolculuğunuz çabuk biter. Çünkü ölüm vadisine evlatlarımızı yeniden kurban vermektense, yüreklerimizi kuzgunlara ve akbabalara yem olarak sunmayı tercih ederiz.

Siz hiç insan kanından oluşmuş gölcüklere basmaya sakınarak yürümek zorunda kaldınız mı?

*****

Dün Ankara’dan katliam notlarımızı size ulaştırmıştık. Ama orada da ifade ettiğim gibi nedense hiç şaşırmadım. Kör duygularımız sanki sonsuza değin kapanmış.

Neden?

Çok değil, Eylül başından beri parça parça, her hafta yazmışız aşağıdaki satırları.

Sanki bu günleri bekliyor muşuz da, uyarmak için yırtınmışız.

İşte o yazılarımızdan bölümler, tarihleri ve şaşırmayışımızın nedenleri:

8 EYLÜL 2015

“İç savaş triosunun yaptığı anlaşmanın en iyimser tahminle zımni anlaşma olduğunu varsayabiliriz.

Özellikle son haftalarda yaşanan çatışmaların her üçünün işini kolaylaştırdığı düşünülürse, bu varsayımın doğru olma ihtimali güçleniyor.

Bundan sonrası ise daha çok işlerine gelecek.

Kurtulmak için tüm irade ülke halkının olmak zorunda.

Oyuna gelmek sözcüğünü çok fazla kullanan sokaktaki, kahvedeki, masa başındaki vatan kurtarma heveslisi insanımıza;

Daha fazla, daha büyük, daha hızlı yok etmeye koşullanmışlar.

Bu kez gerçekten oyuna geldik ve oynamaya devam edecekler.

Hem de kitle kitle, grup grup yok ederek bu oyunu sürdürecekler.

Kulağınız kirişte olsun, her an kitlesel bir katliam haberi sizi şaşırtmasın!

22 EYLÜL 2015

“Bir yanda IŞİD’le işbirliği,

Bir yanda derin devletin, sarayın ‘karanlık’ koridorlarında yeniden inşası,

Bir yanda tek kişilik ilişkiler manzumesine indirgenmiş çok tehlikeli istihbarat kurumu,

Bir yanda asker ve polisin gözünün yaşına bakmadan savaş meydanında telef olmasından elde edilen siyasi ve milliyetçi rant,

Bir yanda Kürt halkına reva görülen zulüm,

Bir yanda PKK ile yapılan çatışmaların sonuçsuzluğu,

İşsizliğin had safhada seyri,

Yoksulluğun hiç olmadığı kadar artması,

Yolsuzluğun göz önünde ve kanırta kanırta sürmesi,

Güvensizlik mefhumunun kutuplaşarak toplumsallaşması,

Bu kutuplaşmaların yer yer çatışmalara dönüşmesi,

Çatışmaların sokak sokak, ev ev süreceği günlere doğru hızlı yol alış,

Derken;

Bir iç savaşın son provaları için o karanlık koridorlarda yeni ölüm fermanlarının veriliyor olma olasılığı…”

29 EYLÜL 2015

“Erdoğan şöyle ya da böyle çekip gidecek.

Belki 20 yıl önce defalarca göndermede bulunduğu bir Necmettin Erbakan vecizesini, şimdi de kendisi için yinelemek gerekecek:

“Bütün mesele bu gidişin nasıl olacağı…”

Yakıp yıkarak mı,

“zor tuttuğu %50” ile bir iç savaşın yolunu açarak mı,

medyayı sonuna kadar baskı altına alıp sesini keserek mi,

muhalefete öğrenci derneği muamelesi yaparak mı,

hukuksuzca devam eden hükumet etmeyi aynı biçimde sürdürerek mi?…”

*****

Bayram arifesi miydi unuttum.

Hani Erdoğan buyurmuştu; “herkesin ölü yıkamayı bilmesi lazım” diye.

Bir bildiği varmış zatın.

Bu gidişle ölüler bile kendi naaşını yıkamak zorunda kalırsa şaşırmayın!

***

Burada aktardığımız öngörüleri daha pek çok kez yaşayacağımızı bilmek yorucu.

İnsan “ne olacaksa olsun, ölümse ölüm, ama artık çabuk gelsin” bekleyişine giriyor.

Tahammül yok artık.

Sadece ölüme umarsız bir yoldaşlık duygusu!

Gerekli mi bilmem, bildiğim en tehlikeli olanı bu.

 

 

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı