MUHTARLARIN EFENDİSİ
22 Ekim 2015 Perşembe
Sarayına tüm muhtarları toplamış yine.
Haftalık toplantılarını hükümet ya da yürütmenin üyeleri yerine onlarla yapıyor.
Yanlış duymadıysam 12.muhtarlar toplantısı yapılmış.
Sanki Cumhurbaşkanı değil, ‘Muhtarların Efendisi!’
***
Cumhurbaşkanları eskiden de haftalık toplantılar yapardı.
Mesela her Perşembe, radyo TV’lerin ilk haberi Cumhurbaşkanı’nın “Başbakan’la haftalık mutat toplantısı” olurdu.
Genellikle o hafta meydana gelen olaylar, kararlar ya da uygulamalar görüşülür, karşılıklı görüş alışverişinde bulunulur, alınması gereken önlemler belirlenir ve Başbakan çıkışta bir basın açıklamasıyla içeride hangi konular görüşüldüyse bilgi verirdi.
Ulusal düzeyde çok önemli bir olay meydana geldiğinde ya da karar alındığında, Cumhurbaşkanı hükümette yer almayan ama parlamentoda temsil edilen muhalif partilerle de böyle toplantılar yapardı. Onların görüşlerini alır, bunu muhtemelen bir uzlaşma temelinde hükümetle paylaşırdı.
Galiba devlet geleneği dedikleri şey buydu.
O geleneğin devam ettiği yarım asırı aşan dönem boyunca her şey bu kadar düz ve iyi niyet çerçevesinde yürümüyordu elbette.
Ama 12 Eylül darbesinden sonra bile bu gelenek ara vermeden devam etti.
Generallerin diktatörlüğünde bile bir ‘demokrasi’ fotoğrafı verilmeye çalışılırdı.
***
Oysa şimdi öyle mi?
Muhalefet partileri ‘düşman kampın temsilcileri olarak görülüyor.’
Her biri kendi meşrebince bir düşmanlığın temsilcisi.
Üstelik en çok hakaret ettiği, kendi geleneğine en yakın partinin lideri.
Böyle bir düşmanlık birikimi üzerine gelenek mi kalır?
Hem sorun gelenekte değil zaten.
Sorun, sarayın efendisine yeni efendilikler için meşruiyet alanları ihtiyacı.
Muhtarlar bunun için biçilmiş kaftan.
O nedenle halka beyaz Toros öcüsünün gösterip,
Muhtarlara maaş artışını konuşuyor meydanlarda Davutoğlu.
***
Bir de başka kimsenin muhtarlar kadar uysal olmama ihtimali var.
Muhtarlık maaşından olma korkusu yaşamayan vatandaşı toplayacak değil ya!
Halkın efendisi olmanın zararlarını sıralayalım:
Birincisi, çıkarı yok, ikincisi, başkaldırabilirler, üçüncüsü ego tatmini sağlamazlar, dördüncüsü sürekliliği olmaz o efendiliğin.
Muhtarlar öyle değil işte.
Seçildikleri dönem sonuna kadar orada olacaklar.
Seçim dönemlerinde pek işe yararlar.
Oy devşirirler, mahallenin nabzını tutarlar, istenen bilgileri verirler, belki istendiği gibi bir yönetim ve idareye kayıtsız kalmazlar. Evrak düzenlemek mi? Muhtarların işi…
***
İyi bir yöntem bu!
Kim bulduysa, nereden akıl ettiyse, muhtarları keşfetmek belki de, Başkanlık heveslerinin henüz kursaktan çıkmadığı bu erken seçim döneminde yapılmış en iyi iş gibi görünüyor.
Birkaç çatlak ses çıkabilir mi dediniz?
Olsun, ne değişir ki?
Kim ne derse desin, şu gerçeği kimse değiştiremez:
O artık Muhtarların Efendisi!