REKLAMI GEÇ

NÖBET’İN GÜVENSİZLİK BOYUTU

9 Ağustos 2016 Salı

Akşam nöbetleri sürüyor.

Nöbetçiler her gün düzenli olarak meydandaki yerini alıyor.

Çınar Meydanı arka sokaklarında yaşayanlar bilir, neredeyse hep aynı araçlar sokak aralarındaki apartman sakinlerinin park alanlarını işgal ediyor.
Her akşam bir ya da birkaç trafik arbedesine şahit olmak Vaka-i Hayriye’den sayılıyor.

Birbirine bıçak çekmeler, yüksek sesli küfürleşmeler, hırsızlık olayları işin cabası.

Yaklaşık saatlerde geliyorlar. Mahalle saat 20.00 civarı kalabalıklaşıyor, gece yarısına kadar sürüyor.

Bu durumun yarattığı ciddi bir güvenlik sorunu var.

Hem de tek boyutlu değil.
Meydan kapalı olduğu için ara sokaklara yönlendirilen sıkışık trafik bir yanda, sokaktaki gergin, adrenalin yüklü sorumsuz bireylerin potansiyeli diğer tarafta.

Bunun her mahalle sakini farkında. O nedenle geceleri sokağa çıkmamaya özen gösteriyorlar.

Kimi kime şikayet edeceksin?

Polis meydana giriş çıkışları kontrol ediyor ama hemen yanı başında cereyan eden olaylara seyirci kalıyor.

Şikayet etsen, münferit olaydan sayılıp ciddiye alınmayabilir diye kuşku duyuyor insan.

Bu kadarla kalsa iyi!

***

Gündüz sıcaklığın 40 dereceyi geçtiği şehrin bu bölgesinde gece sıcaklıkları 25’in altında değil. Bu durum yapı içlerinde 30 dereceyi aşıyor. Haliyle herkesin kapı penceresi açık ve neredeyse 10 aileden 8’i yorgan döşek balkonda yatıyor.

Gecenin 2’sinde, 3’ünde trafik keşmekeşinin gürültüsü çekilir gibi değil.
Egzoz patlatanlar, araba teybini son ses açanlar, aracına patinaj yaptıranlar, bahçenizin duvarına tüneyip saatlerce yüksek sesle konuşup gevezelik edenler, meydandaki hala bangır bangır konuşan ya da müzik çalan hoparlörün sesiyle bütünleşiyor…

Hangi birini saymalı?

Müdahale edemiyorsunuz. Başınızı çıkarıp uyaramıyorsunuz. Büyük olasılıkla kavgaya dönüşmesinden çekiniyorsunuz.

Geçtim, kavgayı göze aldınız, bu kez ‘meydan nöbetçisi’ meşruiyeti nedeniyle cesaretleri daha da artıyor, ailenizin, çoluk çocuğunuzun gözü önünde istemediğiniz durumlar ortaya çıkıyor.

İşte bu koşullarda, ertesi günü işe gidecek insanlar uyumaya, dinlenmeye, çocuklarını sokağın yarattığı ürküntüden korumaya… çalışıyorlar.

Nereye kadar? Belirsiz.

***

15 Temmuz darbe girişimi sonrası insanlar sokaklara çıktığında haklı gerekçeleri vardı. Yaklaşık bir aydır aynı gerekçeyle sokaklara çıkmaya devam ediyorlar.

Ancak doğaldır ki, süreğen hale gelen her olguda olduğu gibi, sokağa haklı olarak çıkanların yanında azınlıkta kalsalar da, eylemi sorumsuzluklarına gerekçe yapanların giderek çoğaldığı bir alışmışlık, duyarsızlık, gerginlik dönemine giriliyor. Bu gerginlik korkarım giderek başka sonuçlar doğuracak bir potansiyeli kendiliğinden biriktirmeye başladı.

Eğer emniyet güçleri bu gerginlik birikmesini gözleyebiliyorlarsa ne ala. Ancak çok umudum yok. Gözleseler de müdahil olma kaygısı taşıdıklarından emin değilim.

Yine de “enseyi karartmadan” gündelik hayata devam etmeye çalışanlardan olalım.

Umalım ki sorumlu biri bu türden şikayetleri günün birinde ciddiye alma gereği duysun!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı