REKLAMI GEÇ

O TAŞ DUVARLAR BİR DAHA YAPILAMAZ

10 Aralık 2013 Salı

Endüstri Meslek Lisesi binalarının ‘koruma’dan çıkarılmasına gösterilen kamuoyu tepkisini ve binalarla ilgili farklı kesimlerin görüşlerini almaya devam ediyoruz.

Eski Bayındırlık ve İskan İl Müdürü, bir dönem İnşaat Mühendisleri Odası Denizli Şube Yönetim Kurulu Başkanı, İnşaat Mühendisi Mehmet Acar’la konuya ilişkin kısa bir sohbetimiz oldu. Kendisi aynı okulun elli yıl önceki mezunlarından. Hatıraları hala canlı. Mesleği dolayısıyla da okul binalarına dair görüş oluşturabilecek birikim ve bilgi sahibi. Okulun yıkılma olasılığına (ki bu galiba olasılık olmaktan çıktı) en çok üzülenlerden. Geçen yıllarda Denizli Kent Müzesi Girişimcileri Derneği dönem başkanlığı yaptı. Yani müze konusu ile pek uzak olmayan ilişkisi var.

İlk sorumuz, mesleki olarak o binaları nasıl bulduğu oldu.
“Son günlerde binalarının yıkılmasına karar verildiği söylenen Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, ilk olarakErkek Sanat Enstitüsü adıyla 1943 yılında eğitime açılmış. Ben bu okulda okudum. Okul hakkında bir yazı hazırlarken, okulun eski müdürleri ile konuştum. Onlar okul binalarının temel derinliğinin yerüstündeki yüksekliğine yakın olduğunu söylediler. Denizli’nin depreme dayanıklı en sağlam binası olduğunu ifade ettiler. Aynı kottan üç atölye ve bir idare binasına bağlantı var bir koridorla. Burası okul olmaktan çıktığı için müze olsun fikriyle o yazıyı hazırlamıştım. Ne yazık ki Geçmişten Günümüze Denizli dergisinin editörü o yazıyı basmadığı gibi iade de etmedi, kaybettiğini söyledi. O nedenle maalesef belgelenemedi.”

-O yazının hazırlığını benden istemiştin. Bildiğim kadarıyla fotoğraflar da vardı.
“Evet, fotoğraflar da vardı, o yazıyı yayına hazırlamış, sayfa düzenlemesini de sen yapmıştın.Bu binalar depreme dayanıklıdır. Ben inşaat mühendisi olarak bu görüşteyim ve müze olarak çok işlevsel olduğunu düşünüyorum. Bu binalarda bir sıcaklık vardır, içinde rahat edersiniz. Ben o atölyelerde eğitim gördüm, mekanları çok iyi tanıyorum. Depreme dayanıklı olmasının yanında en önemlisi bu taş duvarların işçiliğinin bu gün yeniden yapılamayacak olması. Asla o taş duvar işçiliği bu gün artık yapılamaz.”

-Taş ustası mı bulunmaz?
“Kimler yaptı bilmiyorum ama o binaların inşaatında kontrolör olarak çalışan bir mimar varmış, şimdi rahmetli olan müdür Necdet Güzelaydınsöylemişti, onun müdürlük yaptığı 1960’lı yıllarda omimar gelmiş bu duvarları öpmüş. Bu taş duvarlar 1943 yılında bittiğine göre, 2013 yılında hala dün yapılmış gibi yeni. Çok sağlıklı yapıldıkları gibi, çok estetik bir taş duvar onlar. Tekrar ediyorum, ben inşaat mühendisi olarak yeniden yapılmasını mümkün görmüyorum.”

-Koruma kurulunun kararına dayanak olan, yapının karkas betonarme iskeleti bu estetiği ortadan kaldırır mı?
“Hayır, tam tersine çok daha iyi bir konstrüksiyondur bu.”

-Sağlamlık açısından mı?
“Evetevet, depreme dayanıklılık açısından.”

-Binalarda sen hangi yıllarda okudun?
“1956-1961 yılları arasında.”

-Benim başka demeçlerden aldığım bilgi, 1946 yılında yapımına başlanıp 1952 yılında tamamlandığı yönünde.
“Bana 1943 yılında açıldığı bilgisini veren okulun müdürü.”

-Bu müdür hangi yıllarda müdürlük görevi yapmış?
“Ben okurken müdür yardımcısıydı. Denizliliydi zaten, kendisinin de aynı okulda okuduğunu söylemişti bize. Binanın yapılışını da biliyor o müdür.”

-Binanın 1952 yılında öğretime açıldığı iddiasına karşın, sen 1943 yılında öğretime açıldığını söylüyorsun.
“Ben sadece Müdür Güzelaydın’ın verdiği bilgiyi aktardım.”

-Yapının 1940’ların başında yapılmış olması Cumhuriyet dönemi yapı özelliklerinden sayılmasına katkı yapar mı?
“Denizli de eski yapıları korumaya pek özen gösterilmemiş olduğunu görüyoruz. Denizli Devlet Hastanesi vardı şimdiki hastane caddesinde yürürken tam karşıda. Onunda çok güzel bir estetiği vardı, yıkıldı. Orası korunması gereken yapılardan birisiydi, yıkıldı. Cumhuriyet Parkının olduğu yerde eski hükümet binası vardı o da yıkıldı. Onların da özellikleri vardı kendi dönemine göre. Şu anda Kız Meslek Lisesi de yıkıldığına göre, Gazi Okulu, Endüstri Meslek Lisesi ve Denizli Lisesi var, hiç değilse bu üçünün korunması gerektiğini düşünüyorum.”

-Binaların estetiği olmadığı söyleniyor. Bu korumadan çıkarmak için yeterli bir sebep mi?
“Estetik göreceli bir kavram. Birinin estetik dediğine başkası değildir diyorsa, o zaman bir etki altında kalmak söz konusu olabilir. Çünkü birinin verdiği rapora karşılık başka birisi tersine rapor verebiliyor,pek çok kurumda bunun örnekleri yaşanıyor. Bir örnek vereyim, İzmir de bir inşaat mühendisi bir konuda karar veriyor: diyor ki, “bu arsa emsallerinden ucuza alınmıştır.” İkinci biri raporunda diyor ki, “bu arsa emsallerinden 800 bin lira pahalıya alınmıştır.” Bu örnekte görüldüğü gibi hiçbir şekilde bu konuda kesin görüş belirtilemez. Etki altında kalmak mümkün olabilir. O nedenle ben o yapılara estetik değil diyene karşı, estetik olduğunu söyleyebilirim. Elbette estetik eğitimi almış bir insan değilim ama ben o okulda okumuş ve eğitimini aynı alanda tamamlamış birisi olarak diyebilirim ki, bu okulun yapıları estetik değere sahiptir. İşlevsel yapılardır, merkezi bir yerdedir ve müze için idealdir.”

-Binaların şimdiki hali içler acısı. Bunu nasıl yorumlarsın?
“Kamuoyunda yıkılsın kanaati oluşturmak için bilinçli biçimde bu hale getirilmiş olması ihtimal dahilinde, benim aklım buna yatıyor.”

-Senin anılarına gelelim. 1956-61 arası ne eğitimi aldın?
“Bizim dönemimizde üç bölüm vardı zaten tesviye, metal işleri ve ağaç işleri atölyeleri. Ben tesviye atölyesinde okula başladım. Sonra değiştirdim, metal bölümüne geçtim. Ardından ağaç bölümüne geçip orada bitirdim okulu.”

-Nasıl, keyifli miydi o yıllarda okul?
“Okul evimize yakındı. Çok güzel bir bahçesi vardı. Ben hep sıcak bir yuva gibi gördüm. Hocaların içtenlikli yaklaşımıvardı öğrenciye, oradan çok şeyler aldık biz. Bir hocanın öğüdünü aktarayım; Celal Güngör diye bir müdür vardı. Bir gün teknik resim dersine başlarken, üç beş cümle ile şunları anlatmıştı: “Bakın çocuklar o defterlerinizi çok iyi kullanacaksınız. Bir okulda bir öğrenci defterin bir yaprağını gereksiz yere harcarsa, kırk bin okulda, kırık bin sayfa defter yaprağı atılmış olur. 10 öğrenci on yaprağı gereksiz yere harcarsa, 400 bin defter yaprağı gereksiz yere harcanmış olur. Biz yoksul bir ülkeyiz. Annenizi, babanızı düşünün, ülkemizi düşünün o defterlerinizi çok dikkatli kullanın.” Hocalar her konuda bu kadar duyarlı davranırdı.Bir öğrencinin sokakta yanlış bir hareketini görseler, kendi öğrencisi olmasa da uyarırlardı. Bunlar unutulmuyor.”

-Denizli de senin döneminde okumuş pek çok arkadaşın vardır. Onlar nasıl düşünüyorlar, duyguları ne?
“Bu okulda okumuş pek çok arkadaşımız var. Özay Gönlüm’de bu okuldan mezundur. Bizden iki dönem önceydi. Anılar dedin de, belli günlerde törenler yapılır, Özay Gönlüm saz çalıp türkü söylerdi. Benden üst sınıfta olduğu için arkadaşlığımız yoktu ama sabahları aynı bahçede toplanırdık, aynı yerde olurduk. Teneffüslerde birbirimizi sürekli görürdük.”

-Özay Gönlüm hangi bölümde okuyordu?
“Okulun bir özel bölümü vardı. Ortaokuldan sonra gelirdi o öğrenciler, tesviye bölümünde okurlardı. Özay Gönlüm de aynı bölümdeydi. O zamanda güzel saz çalar, güzel türkü söylerdi.”

-Koruma kurulunun son aldığı “korumaya değer değildir” kararından sonra senin çevrenden, okul arkadaşlarından ya da orada okumuş olanlardan ne gibi tepkiler geliyor?
“Şimdi kim duymuşsa çok üzülüyor. Keşke yıkılmasa diyor. Müze olsa olmaz mı diyenler var. Örgütlü olmak çok önemli. Geçen gün bir köşe yazısında okumuştum, Köylüler ürünlerini pazara götürmüşler. Satıp dönerken eşkıya yollarını kesmiş. Pazarda kazandıkları tüm parayı ellerinden almış. Köye gelmişler, kahvede otururken muhtar sormuş köylülere, “Sizi soyan eşkıyalar kaş kişiydi?” “Üç kişiydi” diye yanıtlamışlar. “Peki siz kaç kişiydiniz?” “Kırk kişiydik.” “Yahu kırk kişi, üç kişinin hakkından gelemediniz mi?” demiş. Köylüler, “Onlar üç kişi bir güçtü ama biz kırk kişi yapayalnızdık” demişler. Olay buna benziyor. Örgütsüz kitleler etkili olamıyor. Her alan için geçerli bu. Bu okuldan mezun olan insanları, yıkılması çok üzecek. Ama müze olarak yaşaması da onları mutlu edecek. Buna inanıyorum.”

-Bir örgüte gerek duymadan da bir araya gelinip platform oluşturulamaz mı?
“Olabilir. Bu okuldan mezun olan önemli isimler var. Önceki belediye başkanlarından Ziya Tıkıroğlu, Ali Marım bu okulun mezunlarıdır.”
Bizim Mehmet abi dediğimiz, sıkça görüştüğümüz, Denizli’de tanıdığım en kibar, olağanüstü duyarlı birisidir Mehmet Acar. Onun taş binalar konusundaki duyarlığını önemsiyorum.
Söyleşimizde bazı bilgilerde çelişkiler ortaya çıktı. En önemlisi okulun eğitime açılış tarihi. Kurul Başkanı Celal Şimşek 1952 tarihini verirken, Mehmet Acar okul müdürü Güzelaydın’ın verdiği bilgi olarak 1943 tarihini işaret ediyor. Arada tam dokuz yıl var. Bu zaman dilimi, okulun inşaatına 1930’lu yılların ikinci yarısında başlanmış olabileceğini gösteriyor. O yıllar ise tipik Cumhuriyet yapılarının inşasının hala devam ettiği yıllar.
Yazımıza yarın başka bilgi ve belgelerle devam edeceğiz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

SÜLEYMAN BOZ   -  Bağlantı 10 Aralık 2013, 22:37

Babam M. Ali BOZ, askere gitmeden önce at arabası ile Çamlık taş ocağından bu okul inşaatına taş taşımış.. 18–19 yaşında olsa.. 1932 doğumlu.. Üzerine 19 ekle 1941 eder.. Demek ki 1943 yılında bitirilmiş.. Babam Allah uzun Ömür versin yaşıyor.. Telefon aç, o ,dönemi ve yapılış öyküsünü sor Yaşar.. Kendisi marangoz, doğramacı, MOBİLYACI ve iyi bir yapı ustasıdır.. Güzel röportaj olmuş.. Kutluyorum..

Nurettin Çalık   -  Bağlantı 10 Aralık 2013, 21:15

Yaşar bey konu ile ilgili yazılarınızı ve Endüstri Meslek liselilerin eylemlerini takip ediyorum. Ben bu okulda 1983-2001 yılları arasında ambar memuru olarak görev yaptım. Ambarımızda çok tarihi eşyalar vardı. Bunların içinde 10 larca cam üzerine basılmış okulun inşaat anlarını gösteren resimler, temel atmaya gelen bakanın temel atma anı resmleri vardı. Bu güzelim okul yıkılırken o kadar tarihi döküman ne oldu acaba? Hiçmi saygı duymadılar? Okul 1943 de eğitime başlamış. yazılarınızı ve duyarlılığınızı sürdürmenizi diliyorum. saygılarımla.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı