


ORTA YERE LOUVRE GİBİ BİR ŞEY!

DOLABINA VE CEBİNE NEFES ALDIR

TERLEMEDEN OLMAZ

EGZEMA CİLT HASTALIĞI MI?

KUZEYİN KIZI
Helsinki ve Kopenhag’tan sonraki durağımız olan Stokholm’e indiğimizde inanılmaz yorgun ve bitkin düşmüştük. Havalimanından, önce bir otobüs, sonrada bir metroya binip otele gitmemiz gerekiyordu ki hızlıca otobüs durağına koştuk ve bu sırada otobüsün kalktığını gördük ama inanılmaz büyük bir zariflikle otobüs şoförü bulunduğumuz yerde durup bizi otobüse

VERENLER, ALANLAR
Bilgiler, düşünceler çoğu zaman içinde bulunduğu ana, döneme, çağa göre biçimlenir. Bir zamana sıkışmış bilgiler, düşünceler çoğu zaman yanıltır oysa insanı. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti’nin hangi koşullarda kurulduğunu (neredeyse yüzyıl öncedir) bilmeden, anlamadan ya da unutarak bugünü ölçü alıp onlarla karşılaştırarak Cumhuriyet’imizi değerlendirmek elbette ki yanlışlarla, yanılgılarla dolu

BU NE PERHİZ?
Çok gezen mi, çok okuyan mı bilir? Bu toprakların kadim sorusudur. Nice akıl yürütülmüştür, nice tartışmalar yapılmıştır bu soru üstüne. Çok okuyan da bilir, çok gezen de bilir. Peki, iyi midir bilmek? İşte bir başka soru daha. İnsan her zaman merak etmiş, her zaman bilmek istemiştir. Doğru

BİZ MARS’A GİTMEK İSTEMİYORUZ
CNN Türk’te bir program, programda konuşanlar Prof. Canan Karatay ve Dr. Ümit Aktaş. Programı sosyal medyada gördüm ve programın bir bölümünü izledim, dinledim. Sağlık sorunları ve modern tıp hakkında ciddi ithamlar var. Konuşmacılar günümüz tıbbının ilaç firmalarının etkisinde, yönlendirmesinde olduğunu söylüyorlar. İlginçtir, tıp fakültelerinin (yalnız bizde değil

İŞTE YİNE İLKBAHAR
Mavi gökyüzünde, kar beyazı bulutlarının yumuşaklığında, sonsuzluğun dipsizliğinde ve hafifliğinde, güneşin son ışıkları parlarken zihnimin dipsiz kuyularında, ben hala çocukluğumun yeni doğan ufuklarında dans ediyorum adeta, aynı masumiyet ve coşkuyla. Kuşlara uymak, onlarla cıvıldamak, bazen de gökkuşağının ötesindeki okyanusun diplerinde renk renk balıklarla oynamak, ya da bir

CAMDAN KALE
Snowden, Son Şaman (belgesel film), Camdan Kale. Her üçü de gerçek yaşamdan aktarma filmler. Gerçek yaşamdan aktarılanlar çok daha değerli benim için. Birincisi ABD’den Rusya’ya (hep tersini duyar, okurduk!) iltica eden birinin yaşamının bir kesitini anlatıyor. Snowden, CIA ve Ulusal Güvenlik’te çalışan ve ABD’nin tüm dünyayı nasıl

YOLLARIN KRALI
Ülkemizde yıllardır yol yapılıyor. Hatta yolların kralını yaptığımızı söyleyenler var. Fakat yolların güvenliği nasıl? Trafikte küçüğe ve güçsüz olan yayaya, bisiklete, motorsiklete, küçük araçlara büyük ve ağır olan araçlar saygı gösteriyor mu? Bu konuda kurallar neden işlemez? Trafik ışıkları onca akıllı sisteme rağmen neden düzgün işlemez? Trafik

KETEN TOHUMU DEYİP GEÇMEYİN
Binlerce yıldır kullanılan keten tohumunun önemi, üzerinde yapılan araştırmalar ve sağlık üzerindeki etkilerinin ortaya çıkarılmasıyla son on yılda daha da önem kazanmıştır. Keten tohumunun içerisinde lif, protein, omega-3 (ALA), lignan, antioksidan, manganez, magnezyum, vitamin B1, B6, selenyum, bakır, phosfor, folat, demir, potasyum, çinko bulunur. Bu özelliğinden dolayı

KARTACA, ROMA, OSMANLI NEDEN YIKILDI?
Korku: Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü Kendimize soruyoruz: Ben korkak mı doğdum, yoksa korku bende sonradan mı ortaya çıktı? Sinmek: Kendini göstermemek için büzülmek, saklanmak, pusmak, Kendimize soruyoruz: Ben sinmeye zaten elverişli miyim, yoksa zorla sindirildim mi? Cesaret: Güç veya tehlikeli bir işe

DÜNYA YENİDEN KURULUYOR
Dost: Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse -Kaç dostumuz var sizce? Delikanlı: Sözünün eri, namuslu, dürüst -X, Y, Z kuşakları için bu sözün anlamı aynı mıdır? Vefa: Sevgiyi sürdürme, sevgi, dostluk bağlılığı -Paranın yerle bir ettiği değerimiz Ekin (Kültür): Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan

KİRLİ ANLAŞMALAR TARİHİ
Her şeyin tarihi yazılır da, kirli anlaşmaların yazılamaz mı? Yazılır elbette. Üstelik öyle de çok malzeme çıkar. Ne var ki bu kirli işleri yazmak çoğu zaman yarardan çok zarar verir. İşinizden olursunuz. Sağlığınız bozulur, göreceğiniz baskıların ölçüsü yoktur. Yine de çekicidir yazmak. Hele gözünüzün önünde dönen dolaplar

GÜLMEK SİZE YAKIŞIR
Gülmek evrenseldir, herkes tarafından anlaşılır, özel bir dili yoktur. Herkese gülmek çok yakışır. Gülmek bir sosyal duygudur. Sosyal bağlar kurmak ve sürdürmek için, daha çok yalnızken değil, bir başkası veya başkaları yanında güleriz. Gülerken çıkardığımız garip seslerle, göğüs kafesi içinde sıkışmış havayı dışarı atarak rahatlarız. Rahatladıkça daha

KUTSAL GEOMETRİ VE ALTIN ORAN
Tüm fiziksel formun en önemli geometrik deseni Kutsal Yasam Çiçeği, kutsal geometri. İnsan bedeninin orantıları, insan bilincinin ayrıntıları, yıldızların boyut ve uzaklıkları, gezegenler ve aylar hatta insanlığın gördüğü her şey, bu güzel ve ilahi desen de kaynaklarını yansıtmak üzere gösterilmektedir. Drunvalo Melchizedek, varoluşumuzun bu üçüncü boyutundaki tüm

YAŞAR USTALAR KAZANACAK!
‘Bak beyim, sana iki çift lafım var’ diye başlıyordu o muhteşem hayat dersi. Asgari ücretle çalışan Yaşar usta; para babası, fabrikalar sahibi, milyarder Saim Bey’e meydan okuyordu. Halbuki hukuksuzca evinden atılmıştı Yaşar usta. İşini de kaybetmişti. Evde ekmek bekleyen eşi, çocukları, torunları, gelinleri, damatları vardı. Ardını düşünmeden

DÜNYADA GİZLİ BİR ÜLKE KURDUK
Türkiye dünyaya insan gönderiyor. Evet, Ay’a, Mars’a, uzaya değil, diğer ülkelere. Türkiye’ye insanlar geliyor. İlginç değil mi? Türkiye’den milyonlarca insan başka ülkelere gidiyor, başka ülkelerden milyonlarca insan Türkiye’ye geliyor. Eskiden 1960, 1970’lerde genelde insanlarımız batı ülkelerine işçi olarak gitmiş. 1980’lerden sonra hele ki 2000’lerden sonra çok nitelikli