


Borçla “Lale Devri” yaşamak

Tekstilciler Beycesultan’ı ne zaman keşfedecek?

KRİZDEN MAĞDURİYET ÇIKARMAK!

KÜTÜPHANELER VE İSTATİSTİKLER

DALAMAN ÇAYINI KURTARABİLİRİZ!
Bu tabloya baktığımız zaman burada, Dalaman Çayının bu kesiminde organik bir kirlilikten söz edebiliriz. Bu organik kirliliğin tarımsal faaliyetler, evsel atıklar, organik çalışan fabrikalar, işletmeler, hayvan işletmelerinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bu kirlilik geri dönülmez bir olay değil. Henüz daha çok ciddi oranda hasar almamış. Kirlilik açısından çok yoğun

GİRENİZ’DE SUYUN ÖTEKİ ADI: DENİZ
Dalaman Çayı gezilerinin en keyifli bölümü Acıpayam-Kelekçi’ye doğru başlayan Gireniz Vadisi ve ötesiydi. Ovadan ayrılıp giderek daralan tarım arazileri, sonunda vadinin iki yakası arasındaki zemin düzlüğüne sıkışıp kalıyor. Ortadan çay geçiyor, iki yanındaki araziler, vadinin her iki yanındaki yüksek dağ yamaçlarının eteklerine uzanıyor. Bu arazilerde çoğunlukla bağ-bahçe

SABIK REKTÖR HÜSEYİN BAĞCI
Haber denizlihaber.com manşetine sabahın erken saatlerinde düştü. Öncesinde Resmi Gazete’nin bu gün tarihli nüshasında yayınlanan 677 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname)’nin 4 no.lu ek listesinde yer aldı. Pamukkale Üniversitesi sabık Rektörü Hüseyin Bağcı, Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı olarak devam eden kadrosundan atılmış. Kararnamenin ilk maddesinin birinci fıkrasında yer

“ÖLÜR GİDERİZ BAŞKA YURDUMUZ OLMAZ!”
Gezi günlüğüne Suçatı Köyü eski Muhtarı Alaaddin Dinçer’in anlattıklarıyla devam edeceğiz. Ancak, geçen haftaki yazımızı noktaladığımız cümleyi yineleyerek başlamak gerekirse, “sadece baraj inşa etmek değildi söz konusu olan!” Konuyu daha anlaşılır kılmak için Suçatı, Yolçatı, Sandalcık ve Karaismailler köylerinin sular altında kalacağı baraj çalışmalarıyla ilgili medyada

Romantik Anarşist Bilirdik Onu!
Şimdi terörist İn, Anarşist out! O nedenle yeni kıyıcıların gözünde Leonard Cohen’in kıymeti harbiyesi nedir bilmem. Ama romantizmine de, anarşizmine de meftunluğumuz hala başladığı yerde. Hiç bitmeyecek! “Hallelujah” gibi yeryüzünün en çok dinlenen ‘hit’i ona ait. Sayısız şarkının romantizm çemberinden geçip duyguların ateş çemberi tarafından kuşatıldığı izlekleri

EN GÜZEL VADİ BARAJ KURBANI
İç Egenin en sulak ilindeyiz. Neredeyse ‘dört bir tarafımızdan’ sular akıyor. Nostalji olsun diye bile olsa hala Çınar da, Meserret sokakta, yolun ortasındaki arktan 24 saat boyunca su salınmıyor mu? Evet, şehir yerleşiminin orta yerine baraj(Gökpınar) yapma biraz garabet gibi durabilir. Ya da binlerce yıllık bölge

KARŞILAŞTIRMALI GÜNCEL FAŞİZM
Alman Sosyolog Max Horkheimer, Totalitarizm konusunda süren tartışmalarla ilgili olarak, Faşizm ve Kapitalizm adlı eserinin girişinde “Kapitalizmden söz etmek istemeyenler Faşizm konusunda da ağızlarını açmasınlar” der. Hukuk ve siyaset felsefesinin efsanelerinden Nicos Poulantzas ise Faşizm ve Diktatörlük adlı yapıtının hemen ilk bölümünde “Bu tamamen yanlıştır: Asıl Emperyalizmden

UYGARLIKLAR! SUYOLLARI! KİRLENME!
Dalaman Çayı gezi yolculuklarına bu hafta Acıpayam Belediye Başkanı Hulusi Şevkan röportajıyla devam edeceğimizi duyurmuştuk. Ancak bir hafta daha bekleyeceğiz. Yerine, geçen hafta ortasında gerçekleşen birkaç etkinliğe yer ayırıp, söyleşi formatındaki etkinliklerde öğrendiğimiz ‘yeni’ bilgiler ve dinleyici eleştirileri üzerinde durmaya çalışacağız. Konunun, doğrudan Dalaman Çayı olmasa da

‘İtaat’ Yoksa Lider Çaresizdir!
Geçen hafta Hannah Arendt, “Kamu Vicdanına Çağrı” başlıklı yapıtta yer alan makalesinde, diktatörlük, baskı, monarşik geçiş vb. dönemlerine özgü olarak bireyin toplumsal süreçle kendini ilişkilendirişi üzerine bir saptama yapmış, bu saptamanın ışığında iki soru sormuştu. İlk sorunun yanıtını yayınladık. O yanıtta gördük ki, ‘itaat’ etmeyi reddeden insan,

OTOMATİĞE BAĞLANMAYAN VİCDANLAR
Yaşadığımız günlerin derdi çok fazla. Bir yanda savaş tehlikesinin yarattığı endişeli bekleyiş, diğer yanda bitaraflığa duyulan güvensizlik kıskacı! Öte yanda ise itaati öngören yukarıdakilerin iktidar ve yönetme anlayışının geniş bir alana yayılan baskı araçları silsilesiyle endişeli çoğunluğu Kafka’nın Gregor Samsa’sı gibi ‘böcekleştirme’ projesi. *** Bu günlerde eski

Dalaman Çayını Kim Kirletiyor?
Yaptığımız her işte o işin ilgilisi, heveslisi, meraklısı, taraftarı ya da muarızı kimdir, kim olabilir; bazen düşünürüz. Mesleğinden cinsiyetine nasıl bir profil oluşturduğunu araştırmak isteriz. Öyle ya, toplumun farklı kesimlerinde oluşan etki yahut karşı tepki, o işin kotarılmasında motivasyon değerine sahip olduğu gibi eleştirel bir otokontrol

MMO’da su kirliliği paneli
Büyük Menderes Nehri ve Dalaman Çayı üzerinde yaşanan çevre kirliliği ve ekolojik sorunlar TMMOB haftasında panel konusu oldu. PAÜ Biyoloji Bölümü öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Duran ve Denizlihaber.com yazarlarından Yaşar Tok’un konuşmacı olarak katıldıkları panel, az sayıda ama ilgili dinleyici grubuyla gündeme taşındı.

10 EKİM ‘PAZAR’: ANKARA’DA!
O gün ağır yaralanıp sonradan hastanede ölenlerle birlikte toplam 102 kişi yaşamını yitirdi. Ertesi günün tüm gazeteleri en büyük puntolarla; “Lanetliyoruz” “Alçaklar”, “An-Kara”, “Katil Kim”, “Barış İçin Yastayız”, “Lanet Olsun”, “Kalbimize Bomba”, “Alçaklık”, “Türkiye’ye Tuzak” “Acımız da Öfkemiz de Büyük”… başlıkları attılar. Kimisi 86 ölü, kimisi 95

KURU DEĞİL “KARADERE!”
Kurak geçen her yaz döneminden sonra artan kuraklık haberleri içinde en fazla yer kaplayanlar, hiç kuşkusuz su kaynakları ve akarsularla ilgili olanlar. Galiba suyun yaz aylarında azalıp çekilmesiyle kuruyan ve çoraklaşan yataklar, arazi rantına özel bir düşkünlüğü olan yurdum girişimcisinde anlayamadığımız türden yatırım teşviki rolü oynamakta. Buna

NEDEN ABDÜLHAMİT?
Abdülhamit’i nasıl bilirsiniz? Son zamanlarda epeyce ‘hit’ olan Abdülhamit tartışmaları durup dururken niye hortlatıldı? Bu ‘gündem’in altında nasıl bir çapanoğlu olabilir? Üstelik OHAL’in yerleşip kurumsallaştığı, Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetildiğimiz, Yasama organının felç edilip işlevsiz hale getirildiği, Başkanlık tartışmalarının “fiili başkanlık”a dönüştüğü, Yargı kurumunun bağımsızlığı ilkesinin bertaraf edilip