REKLAMI GEÇ

EGE’DE EFELİK OLGUSU ÜZERİNE MİTSEL OKUMALAR – 7

25 Temmuz 2019 Perşembe

Hüsamettin Ataman’ın Gözüyle Demirci- 3. KISIM

Bir tarih tartışması; 15 Mayıs mı 16 Mayıs mı?

Milli mücadelenin ilk tepkisinin Denizli’den verilmiş olması ilimiz açısından önemli bir tarihtir. Müftü Ahmet Hulusi Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra Bayramyeri meydanındaki belediye binasından halka önemli bir çağrı yapar.

Denizli halkı işgali protesto için toplanmıştır. “Elinizde hiçbir silahınız olmasa bile üçer taş alarak düşman üzerine atmak suretiyle mutlaka fiili mukabelede bulununuz” diyen Müftü Ahmet Hulusi Efendi halkı direnişe çağrı yapmış ve milli mücadelenin Denizli’den başlamasını sağlamıştır.

İzmir 15 Mayıs 1919’da işgal edilmiştir. Denizli’de aynı tarihte bu mitingin yapılmış olduğunu bazı başka kaynaklardan öğreniyoruz. Pamukkale Üniversitesi’nde görevli akademisyeler konu üzerine araştırmalarında 15 Mayıs tarihindenbahsederler. Ancak Hüsamettin Ataman Demirci kitabında bu tarihin 15 Mayıs değil 16 Mayıs olduğunu söyler. Elde ettiği bulgulara dayandıran Ataman, 15 Mayıs tarihinin önemli bir yanlış olduğunu savlar ve o günün koşullarında hem İzmir’in işgalinin başlamasının hem de aynı gün Denizli’den bu protesto eyleminin yapılmış olmasını imkânsız bulduğunu söylemiştir.

Edindiği bazı bilgi ve belgelere de dayandıran Ataman 16 Mayısta yapıldığına dair Yeni Denizli Gazetesinin 1948-49 yıllarında yayımlanan yazılara, Tarhan Toker’in Denizli Tarihi kitabına, Celal Bayar’ın Ben de yazdım kitabına, Lütfü Müftüler’in Denizli Heyeti Milliyesi kitabına ve Cevdet Şemsioğlu’nun kitabında dayanak gösterir.

Çünkü 16 Mayıs 1919 aynı zamanda Cuma günüdür ve topluluk Cuma namazından sonra harekete geçirilmiştir, meydanda büyük ve coşkulu bir miting yapılmıştır. Buna bağlı olarak 16 Mayısta ayrıca Tavas’ta, 17 Mayıs’ta da Çal, Buldan, Acıpayam ve Sarayköy ilçelerinde de mitingler düzenlenmiş.

Mitingin 15 Mayıs olduğu üzerine tezler…

Mayıs 2007’de Denizli Belediye Meclisi’nin aldığı kararla her yıl ilimizde 15 Mayıs tarihi, Milli Mücadele Günü olarak kutlanır. Bu tarihi baz alan Denizli akademik çevresi de 13 Mayıs 2019 tarihli Denizli Gazetesi’nde yayımlanan habere göre dayanaklarını şöyle sunmuşlardır.

 “İzmir’in işgal edilmesi Denizli’ye telgrafla bildirilir ve Denizli Mutasarrafı Faik Bey, Belediye Başkanı, Şehrin Müftüsü, ileri gelenlerle birlikte Belediye Binası’nda bir toplantı yapar. Kendileri arka planda kalmak kaydıyla Müftü Efendi’nin öne geçmesi ve Denizli’de bir miting yapılmasını planlarlar. Yaklaşık 4 saat 10 dakika sonra bir miting yapıldığı bilgisi var. Milli Mücadelede 15 Mayıs gününün Denizli’de mitingin yapılması açısından kabul görmüş olması ve bugün Milli Mücadele günü olarak kutlanıyor olması çok anlamlı.”

(Prof. Dr. Ercan Haytoğlu- Pamukkale Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi.)

“Bütün bilim insanlarının, tarihçilerinin ortak kanaati 15 Mayıs olduğu şeklindedir. İzmir 14 Mayıs’ı 15 Mayıs’a bağlayan gece Yunanlılar tarafından işgal edildi. Hatta 14’ünden önce İzmir’in çevresindeki belde ve ilçeleri işgal edilmeye başlanmıştır. Denizli halkı anında tepki gösterdi ve pek çok kaynağın belirttiği üzere yaklaşık İzmir’in işgalinden 4 saatlik dilim sonrasında Denizli’de büyük bir miting yapıldı. Peki son dönemde neden 16 Mayıs gündeme geldi? Benim incelediğim kadarıyla Tarhan Toker hocanın kitabında 16 Mayıs, 17 Mayıs tarihi geçiyor. Ancak Tarhan Toker’in kitabında 3 ayrı yerinde de 15 Mayıs olduğu, hatta İzmir’in işgalinin saatler sonrasında miting yapıldığına dair kayıtlar da var. Tarhan Toker’in 16-17 Mayıs diye belirttiği tarihten alıntı yapıp yazanlar var. Karışıklık biraz oradan çıktı. Ancak bu konuda çalışma yapan akademisyenlerin çalışmalarını esas alacağız.”

(Prof. Dr. Turgut Tok- Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü Öğretim Üyesi)

 “15 Mayıs’ta sabah başlayan ve 4 saat 10 dakika sonra ilk defa Denizli’de tepkileri görebileceğimiz bir süreç yaşanıyor. Denizli burada vatanseverliği, kahramanlığı ve milli hassasiyeti bakımından milli mücadeleye örnek oluşturabilecek, onun temelini bir anlamda ifade eden bir refleks göstermiştir.”

(Prof. Dr. Mithat Aydın- Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilgiler Eğitim Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi )

Tarihin ard arda bu iki günden biri olacağı aşikar. Tarih bilimciler ileride bir takım yeni verilere de ulaşabilirler. Ana unsur Denizli’nin milli mücadelede hemen yerini almış olmasıdır. Tepkisini ve örgütlenmesini gerçekleştirmesidir.

Ama tarih her zaman kesin kanıtlara dayalı veriler ışığında doğru ve tarafsız olarak da yazılmaya gereksinim duyar. Vakanüvisler bu gerçekler ışığında sadece resmi tarihin at gözlüğüyle değil, tarihsel ve evrensel bir bakışla kalem tutmalıdır. Çünkü orada halkların somut, tutulur ve duyulur acıları, sevinçleri ve düşleri soluk alır.

SONUÇ

Hüsamettin Ataman Demirci kitabıyla birçok tarihsel sürecin notunu çıkarıyor…

Kitap bir belgelik toplamı olarak okunmalı. Bir tarihsel döneme ışık tutuyor ve sorguluyor.

Her yeni baskıda güncellemeye açık bir alan sunuyor. Bu kitap zaman içinde oylumu genişleyen bir külliyata dönüşebilir.

Bu adım trajedilerin sorgulamasına da yol açabilir. Bir toplumsal yüzleşmeye etken olabilir. Bunu gerçekleştiren toplumlar geleceğine daha evrensel değerlerle bağlanıyor.

Böylece 3 bölüm olarak incelediğim Hüsamettin Ataman’ın Demirci kitabı hakkında söyleyeceklerimizin sonuna geldik. Değerli hocama eseri için tekrar kutluyorum…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı